CDS yani Credit Default Swap (Kredi Temerrüt Takası), ülke risklerini açıklayan bir göstergedir. CDS, bir devletin ya da ülkedeki şirketlerin piyasaya sunduğu borçlanma araçlarının (hazine bonosu, devlet tahvili, finansman bonosu vs.) vadeleri geldiğinde bunların ödenmeme riskine karşılık yatırımcılardan alınan bir bedeldir. Bunu bir tür sigorta bedeli gibi algılamak yanlış olmaz. Ödenmeme riskine karşılık ödenen bu sigorta bedeline ise CDS primi adı verilmektedir.

Daha basit bir ifadeyle verilen borç geri alınamazsa kefilden talep edilir. Kefil ise bir bedel (CDS primi) karşılığında kefil olacak ve bu bedel karşılığında alınamayan alacağı, kefil ödeyecek. Borç verilen kişiden alacağın alınma ihtimali ne kadar az ise kefilin de o kadar yüksek bir paraya (CDS primi ) ikna edilmesi gerekir. Bu alacak bir tür sigortalanıp (CDS primi ile) alacağın ödenmeme riskini ortadan kaldırmak anlamına gelmektedir.

Ve CDS yükselir

Devlet hazineleri (bizdeki adıyla Hazine ve Maliye Bakanlığı) ve özel sektör şirketleri gerek uzun gerekse kısa vadede nakit dengesini sağlamak, daha önce aldığı borcu geri ödemek, piyasada döviz kuruna müdahale etmek gibi çeşitli nedenlerle ya da yatırım yapmak gibi birçok neden için insanlardan, şirketlerden ya da bazı kesimlerden borç para almaktadırlar. Alınan bu borç para karşılığında borcun süresine göre bazı senetler verilmektedir. Kamu borçları açısından 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un 3’üncü maddesi uyarınca vadeleri 1 yıldan az olan borçlar, kısa vadeli borçlanma; 1 yıl ve daha uzun süreli borçlar ise uzun vadeli borçlanma kapsamındadır.

Örneğin borcu alan devlet hazinesi ise ve bu borcun vadesi 1 yılın altında bir süre için alınmış ise hazine tarafından verilen senede hazine bonosu; alınan borç 1 yıl ya da uzun vadeli ise hazine tarafından verilen senede devlet tahvili adı verilmektedir. Özel sektörün de ihraç ettiği borçlanma senetlerine finansman bonosu ya da tahvil gibi isimler verilmektedir.

Ancak borcu almak kolay, geri vermek zordur. Her ne kadar borç yiğidin kamçısı denilse de bizde bu borcun kamçı ayarı ziyadesiyle kaçmış durumdadır. Özellikle borcun vadesi geldiğinde, yatırımcı verdiği borcu ve onun için taahhüt edilen faizini de tastamam almak ister. İşte tam da bu noktada ya borcu verdiklerim bunu geri vermezse? gibi bir soru gelir insanın aklına! Maazallah…

Bu soruyu kaygıya dönüştürmemek için bir tür sigorta olarak düşündüğümüz bir prim ile alacağınızı garanti altına alıyorsunuz. Bir tür sigorta primi de sayılan prime CDS primi denir.

“CDS primi 700 puanlara çıktı” ne demek?

CDS primleri ülkelerin aldıkları borçları geri ödememe risklerini ölçen bir göstergedir. Bu nedenle bu prim ne kadar yüksek ise maalesef ülke daha çok riskli bir ortama girmiş bulunmaktadır. Şöyle düşünün; hayat sigortası yaptırdığınızda yaşlı ve hasta birinin sigorta primi daha yüksektir. Çünkü hayati risk taşıyan hastalıklara yakalanma hatta ölme riski daha yüksektir. Varın gerisini siz düşünün.

CDS primi 700 baz puana çıktı haberleri tehlike çanlarının çaldığı anlamında da yorumlanabilir. Şöyle ki yatırımcı yatırım yaparken sağlayacağı faiz gibi getirilerin yanında ayrıca CDS primi gibi bir maliyetle de karşılaşacak. Doğal olarak reel ve nominal getirisi de azalacaktır. Bu ek maliyet CDS puanının yükseldiği durumda daha da maliyetli olacaktır. Yani yatırımcı yatırım yaparken hem risk alacak hem de artı bir parasal maliyete de katlanacaktır. Bu durum devletin ve özel sektörün borç bulma riskini daha da artıracaktır.

T24 | Murat BATI