Köşemde, Anayasa Mahkemesi'nin iadesi talep edilen vergilere ilişkin açılan vergi davalarında %50 teminat alınmadan yürütmenin durdurulması kararı verilemeyeceğine ilişkin hükmü Anayasa'nın 125. maddesine aykırı bularak iptal ettiğini ve iptal gerekçelerini sizlerle paylaşmıştım. Bugün ise bu hafta içinde Anayasa Mahkemesi'nin adeta Maliye'ye ders verdiği 2 adet iptal kararını paylaşacağım.
SUÇTA VE CEZADA KANUNİLİK ESASTIR
Anayasa Mahkemesi'nin Bireysel Başvuru kapsamında yapılan 2017/33714 nolu başvuruyu inceleyerek, başvurucuyu haklı bulduğu 25.02.2022 tarihli kararı 03.08.2022 tarih 31912 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanmıştır.
Vergi dairesi, serbest avukat olarak çalışan başvurucuya elektronik tebligat sistemine dahil olma zorunluluğuna uymadığı gerekçesi ile 1.370 TL özel usulsüzlük cezası kesiyor. Başvurucu cezanın kaldırılması istemiyle Vergi Mahkemesi'nde dava açıyor ancak davası reddediliyor (tutar istinaf haddinin altında kaldığı için karar kesin). Başvurucu konuyu bireysel başvuru kapsamında Anayasa Mahkemesi'ne taşıyor.
Anayasa Mahkemesi'nin aşağıda yer alan gerekçeleri vergi idaresi uygulamalarına ışık tutmalı, “ben devletim, yaparım” anlayışından onları uzaklaştırmalıdır.
– Başvurucu hakkında 213 sayılı Kanun'un mükerrer 355. maddesi uygulanmak suretiyle 456 No.lu Tebliğ'in hükümlerine -tebliğle belirlenen sürelerde bildirimde bulunularak elektronik tebligat adresi almak ve elektronik tebligat sistemini kullanmak zorunluluğuna- uymaması gerekçesiyle özel usulsüzlük cezası kesilmiştir,
– Olay tarihinde yürürlükte bulunan 213 sayılı Kanun'un mükerrer 355. maddesinin birinci fıkrasında, aynı Kanun'un 86., 148., 149., 150., 256. ve 257. maddelerinde yer alan zorunluluklar ile mükerrer 257. madde uyarınca getirilen zorunluluklara uyulmaması durumunda kesilecek olan özel usulsüzlük cezalarına yer verilmiştir. Diğer bir ifade ile anılan Kanun'un mükerrer 355. maddesinde özel usulsüzlük cezası kesilecek eylemler arasında Kanun'un 107/A maddesinde belirtilen tebliğe elverişli elektronik adres kullanma zorunluluğuna yer verilmemiştir,
– Bu durumda özel usulsüzlük cezalarının belirlendiği 213 sayılı Kanun'un mükerrer 355. maddesinde somut olay konusu idari yaptırımın uygulandığı vergi kabahati sayılan kusur ve bu kusurun cezası Kanun'da gösterilmeden -hatta bu konuda idareye yetki dahi verilmeden- kabahatin idari düzenleme ile (456 No.lu Tebliğ) ortaya konulduğu, bir başka ifade ile kabahat oluşturan kusur ya da eylemin ve buna verilecek cezanın -idari yaptırımın- hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak biçimde Kanun'da gösterilmediği anlaşılmaktadır,
– Diğer yandan 456 No.lu Tebliğ'in iptaline ilişkin Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu kararında; sınırları kanunla belirlenmiş bir yetkiye dayanmaksızın düzenleyici işlem ile suç ve ceza ihdas edilmiş olduğu, söz konusu Tebliğ'in “Ceza Hükümleri” başlıklı 9. maddesindeki düzenlemelerin suçta ve cezada kanunilik ilkesine aykırılık teşkil ettiği vurgulanmıştır. Anılan karar sonrasında bu defa yapılan kanun değişikliğiyle 213 sayılı Kanun'un 107/A maddesinde yer alan elektronik tebligat sistemine dâhil olma zorunluluğunun bu Kanun'un mükerrer 355. maddesinde sözü edilen ceza müeyyidesi uygulanacak zorunluluklar arasına eklendiği görülmektedir,
Sonuç olarak, herhangi bir kanuni dayanak olmaksızın düzenleyici işlem ile vergi kabahati ve ceza ihdas edilmesi Anayasa'nın 38. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen suçta ve cezada kanunilik ilkesine aykırıdır.
Hak arama özgürlüğü engellenemez
Anayasa Mahkemesi, 02.08.2022 tarih ve 31911 sayılı Resmî Gazete 'de yayımlanan Esas Sayısı: 2021/119 Karar Sayısı: 2022/48 olan diğer kararı ile de Samsun Bölge İdare Mahkemesi 2. Vergi Dava Dairesi'nin başvurusu üzerine 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usul, Hakkında Kanun'un 58'inci maddesinin 5'inci fıkrasını Anayasa'ya aykırı bularak iptal etmiştir.
Ödeme emrine karşı dava açanlar, haksız çıkmaları durumunda amme alacağını %10 zamla öderler düzenlemesi de mükelleflerin yargı yoluna başvurmasını zorlaştırması, caydırması, mülkiyet hakkının ihlal edilmesi ve adil yargılanma hakkının ihlali gerekçe gösterilerek iptal edilmiştir.
Anayasa ve yasa ihlallerinin artık normal karşılandığı bu dönemde, Anayasa Mahkemesi'nin “ben buradayım” anlayışını yansıtan kararlarının devamını bekliyoruz.
Hukukun kuvvetinin azaldığı yerde, kuvvetlinin hukuku geçerli olmaya başlar. (Maurice Duverger)
Sözcü | Nedim TÜRKMEN