Bunlardan en önemlisi uzun süredir tartışılan kamu tasarruf önlemleriyle ilgili bugün düzenlenecek bilgilendirme toplantısıydı. Şimşek, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile birlikte kamuda alınacak tasarruf önlemlerini açıklayacaklarını duyurdu. Türkiye’nin risk primindeki düşüş, borçlanma maliyeti ve cari açıktaki azalma gibi konularda verdiği örneklerle programın sağlıklı şekilde ilerlediğini söyleyen Mehmet Şimşek, enflasyonun da kalıcı şekilde düşüş trendine gireceğini bildirdi.
Aynı gün kulislerde tasarruf/ verimlilik paketinin içeriğinde “Asgari Kurumlar Vergisi” benzeri bir çalışma olduğu iddiaları da ortaya atıldı. Yaptığımız araştırmalarda literatürde iki adet “Asgari Kurumlar Vergisi” olduğunu öğrendik. Bir tanesi “Küresel Asgari Kurumlar Vergisi.”
Küresel asgari kurumlar vergisi üzerine OECD bünyesinde çalışılıyor. 2008 küresel mali krizinin ardından çok uluslu şirketlerin vergi yükümlülüklerini azaltmak için merkezlerini ‘vergi cenneti’ olarak tabir edilen ülkelere kaydırarak ‘vergiden kaçınma’ yolunu tercih etmelerinin önüne geçilmesi için bir önlem gündeme getirilmişti. 2023 yılında uygulamaya konulması planlanan ancak sonradan ertelenen ‘küresel asgari kurumlar vergisi’ uygulaması kapsamında çok uluslu şirketlerin kazançlarının, o kazancı elde ettikleri ülkelerde vergilendirilmesi ve bunun da asgari yüzde 15 olması hükme bağlanıyor. Çeşitli makalelerde küresel şirketlerin bu yolla yıllık yaklaşık 150 milyar dolarlık vergiyi ödemekten ‘kaçındıkları’ bilgileri yer alıyor.
Dijital Hizmet Vergisinden geçen yıl 10 milyar lira gelmişti
Düzenleme kapsamında yıllık cirosu 750 milyon Euro’nun üzerinde olan şirketler, faaliyet gösterdikleri ülkelerden kâr transferlerini de önlemek amacıyla o ülkelerde yüzde 15 vergiye tabi tutulacaklar. Bu uygulamayı 137 ülke benimseyerek imzaladı. Türkiye de bu ülkelerden bir tanesi. Ne zaman yürürlüğe gireceği henüz net değil. Dolayısıyla ‘küresel asgari kurumlar vergisi’ Türk şirketleri çok ilgilendirmiyor. Üstelik Türkiye’nin vergi gelirine de çok dikkat çekici bir katkı sağlamayacak. Çünkü bu verginin gelmesi halinde, hâlen uygulanan ‘dijital hizmet vergisinin’ kaldırılması gerekecek. Bu vergi kaleminden Türkiye 2022’de 5 milyar 475 milyon lira, 2023 yılında 10 milyar 310 milyon lira gelir elde etmiş. Gelelim işin Türkiye’deki şirketleri ilgilendiren boyutuna. Türkiye’de asgari kurumlar vergisi daha önce 1990’lı yıllarda uygulanmıştı. Asgari kurumlar vergisinin temeli, şirket zarar beyan etse bile asgari düzeyde vergilendirmeye dayanıyor.
Şimşek istisnaların gözden geçirileceğini açıklamıştı
Türkiye’de daha önce denenen ancak gelen tepkiler üzerine kaldırılan asgari kurumlar vergisi uygulaması aslında belirli meslek grupları için de uygulanan ve kaldırılan ‘hayat standardı’ uygulamasına benziyor. Şu an yürürlükte olmayan hayat standardı, belirli meslek gruplarının beyan ettikleri gelir ne olursa olsun, kendileri için belirlermiş asgari bir tutar üzerinden vergi ödemelerine dayanıyordu. Mehmet Şimşek, bir süredir yaptığı açıklamalarda yeni verginin gelmeyeceğini ancak istisna, muafiyet ve indirimlerin gözden geçirileceğini bildirmişti.
Kaynaklar, kamu gelirlerinin artırılması amacıyla Şimşek’in daha önce duyurduğu gibi bazı vergi istisnaları kaldırılırken, bu şirketlere ‘kar veya zarar etmelerine bakılmaksızın’ asgari bir vergi oranı getirilebileceğini aktarıyor. Eğer ekonomi yönetimi bu yönde bir adım atarsa, şirketlerin getirilecek asgari bir oran üzerinden vergilendirilmeleri, teknik olarak istisna yoluyla elde edilmiş kazançların da vergilendirilmesi sonucunu doğuracağına işaret ediliyor.
AA