Küresel piyasalar bu yıl en büyük tokadı ABD Başkanı Donald Trump’ın ‘Özgürlük Günü’ tarifelerinden yedi. Borsalar ve ekonomik görünüm sarsıldı. Ancak korkulduğu kadar ciddi bir resesyon etkisi hissedilmedi. Dünya ekonomisi yavaşladı ama durmadı. Peki bu dayanıklılık 2026’da sürecek mi? Yeni yılda küresel ekonominin çarklarına çomak sokacak bazı sorunlar devam ediyor. Atlantik ekonomisi hız keserken, büyümenin lokomotifi yine Asya ve Afrika olacak. Avrupa’da en hızlı büyüme beklenen ülkeler arasında Türkiye başı çekiyor.
Dünya ekonomisi %2.4 büyüyecek
Bu tespitler The Economist’in “The World in Numbers 2026”da yaptığı analizde yer alıyor. Dergi, küresel ekonominin yeni yılda ticaret savaşları, jeopolitik gerilimler ve yapısal dönüşümlerin etkisi altında şekilleneceğine dikkat çekiyor. The Economist Intelligence Unit’in projeksiyonlarına dayanan analize göre 2026’da dünya ekonomisi yüzde 2.4 büyüyecek. Ekonomiyi bekleyen tehditler ise şöyle özetleniyor:
Tarife belirsizliği sürecek
- İlk olarak, özellikle Çin ve ABD arasındaki gerilim dünya ekonomisi üzerinde belirsizlik yaratıyor.
- İkincisi, ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell, mayıs ayında görevinden ayrılacak. Yerine gelecek ismin daha partizan bir kimlik taşıması halinde bankanın bağımsızlığıyla ilgili soru işaretleri piyasalarda gerilim yaratabilir.
- Hükümetlerin borç yüklerini hafifletmek amacıyla faiz oranlarını düşük tutmak için merkez bankalarına bel bağlaması bunun tahvil piyasalarına getireceği satışlar bin krizi tetikleyebilir. Özellikle ABD’de tahvil piyasasının çakılması sismik etki yaratır.
- Dünya ekonomisi için bir diğer ciddi tehlike ise borsalarda güvenin çökmesi olur.
Asya’da Hindistan Afrika’da Etiyopya zirvede
Bu manzarada Atlantik ekonomileri bocalarken, önümüzdeki yıl en hızlı büyüme Asya’da bekleniyor. Avrupa’nın en büyük ekonomilerinde büyümenin durağan kalması, küresel talep tarafındaki kırılganlığı artırırken, 2026’nın “iki hızda ilerleyen bir dünya ekonomisine sahne olacağı anlamına geliyor. .2026 projeksiyonları, küresel ekonomik ağırlığın daha net biçimde Asya’ya kaydığı bir tablo sunuyor. ABD ve Avrupa’nın düşük büyüme patikası ile Asya’nın ihracat odaklı toparlanması, gelecek yıl dünya ekonomisinin yönünü belirleyecek ana eksen olacak.
2026’da büyüme hızında Hindistan açık ara öne çıkıyor; ülke için öngörülen büyüme oranı yüzde 6,2. Çin’de büyüme yüzde 4,8 ile daha ılımlı olsa da hâlâ küresel ortalamanın üzerinde. Asya’da yüzde 4’ün üzerinde büyümesi beklenen ülkeler Bangladeş, Vietnam, Endonezya, Pakistan, Kazakistan, Malezya, Filipinler, Sri Lanka, Özbekistan olarak sıralanıyor. İhracat odaklı ekonomilerde genişleme eğilimi devam ediyor.
Afrika’da en hızlı büyüme yüzde 7.6 Etiyopya’da bekleniyor. Bu ülkeyi yüzde 7.5 ile Libya takip ediyor. Kenya yüzde 5.4 ve Mısır yüzde 5.3 ile Afrika’nın yıl ekonomilerinden olmaya aday.
Kuzey Amerika’da temkinli görünüm...
2026 yılına girerken Kuzey Amerika ekonomilerinde büyüme görünümü temkinli.
- Kanada’da büyümenin yüzde 0,9 ile sınırlı kalacağı tahmin ediliyor. Yüksek enflasyonun kontrol altına alınmasına rağmen bütçe açığı ve kamu harcamalarındaki baskılar ekonomik ivmeyi zayıflatıyor.
- ABD ekonomisi ise yüzde 1,4’lük büyüme beklentisiyle bölgeyi sırtlanıyor. Yapay zeka ve teknoloji yatırımları büyümeyi desteklese de bütçe açığı ve siyasi belirsizlikler risk oluşturuyor.
- Meksika’da yüzde 1,4’lük büyüme öngörüsü, ABD ile ticari ilişkiler ve yatırımların seyrine bağlı. Ticaret anlaşmalarındaki belirsizlikler kısa vadede büyümeyi sınırlarken, yabancı sermaye girişleri orta vadede destekleyici rol oynayabilir.
Afrika ve Ortadoğu yıldız ekonomilere ev sahipliği yapacak
Genel olarak, Ortadoğu ve Afrika bölgesinde ekonomik büyüme ve reform çabaları sürse de siyasi istikrarsızlık, güvenlik sorunları ve mali zorluklar devam eden başlıca riskler olarak öne çıkıyor. Bölgedeki ülkelerin ekonomik büyüme beklentileri oldukça iddialı.
- Etiyopya’da yüzde 7.6 ile dünyadaki en hızlı büyüme oranlarından biri bekleniyor.
- Libya, yüzde 7.5 büyüme tahminiyle 2026’da küresel ekonominin şampiyonları arasında yer alacak.
- Kenya altyapı yatırımları, dijitasyon ve bölgesel entegrasyonun meyvelerini vermeye başlamasıyla yüzde 5.4’lük büyüyebilir.
- Mısır’da yüzde 5.3 büyüme bekliyor. Temelinde iş dünyası güveninde artış, daha esnek kur politikası ve enflasyondaki düşüş var.
- Suudi Arabistan’ın ekonomik reformlar, elektrikli araç üretimi, turizm ve madencilik sektörünün katkısıyla yeni yılda yüzde 4,5 büyümesi bekleniyor.
- İsrail, çatışmaların tansiyonunda düşüş ve buna bağlı olarak tüketici güveninin yeniden gelmesiyle yüzde 4.5 büyüme içine girebilir.
- Lübnan, Hizbullah varlığının azalması ve Suriye’de barışın etkisiyle 2026’da yüzde 4.4 büyüyebilir.
- Cezayir’de beklenti Cumhurbaşkanı Tebboune’un ikinci döneminde reformların devam etmesiyle yüzde 3.7 ekonomik genişleme.
- Suriye ve İran’da ise ekonominin –yüzde 1 ile -2 arasında daralacağı tahmin ediliyor.
Latin Amerika’da gözde ekonomi Paraguay
Latin Amerika’da 2026 yılı ekonomik büyüme beklentileri ülkeler bazında büyük farklılıklar gösteriyor. Genel olarak Latin Amerika’da 2026 yılı, yüksek enflasyon, bütçe açıkları ve siyasi belirsizlikler nedeniyle potansiyelin altında bir büyüme dönemine işaret etmektedir.
- Arjantin’de yüzde 2,6’lık büyüme beklentisi, piyasa dostu reformların sürmesine bağlı. Yüksek enflasyon hâlen en önemli risk unsuru.
- Brezilya’da büyümenin yüzde 1,7 ile sınırlı kalması, mali disiplin sorunları ve siyasi belirsizliklerle ilişkili.
- Şili ve Kolombiya’da yüzde 2–3 bandındaki büyüme beklentileri, iç siyasi gelişmelere ve güven ortamına duyarlı.
- Peru ve Uruguay’da istikrarlı ancak düşük tempolu büyüme öngörülüyor.
- Paraguay yüzde 4.2’lik ve Ekvador yüzde 2.4 ‘lük görece daha güçlü oranlarla bölge ortalamasının üzerinde performans gösterebilir.
- Venezuela ve Küba’da ekonomik daralma ve yapısal sorunlar büyümeyi ciddi biçimde sınırlıyor.
Asya’da dengeli büyüme arayışı
2026 yılına yaklaşılırken Asya ekonomilerinde büyüme görünümü dengeli bir iyileşmeye işaret ediyor. Bölge genelinde yüksek küresel faizler, ticarette korumacılık ve jeopolitik belirsizlikler büyümeyi sınırlarken, iç talep ve kamu yatırımları birçok ülkede ana destek unsuru olmaya devam ediyor.
- Çin, 2026’da yaklaşık yüzde 4,5–5 bandında büyüme potansiyelini korusa da emlak sektöründeki zayıflık ve ihracat üzerindeki ABD baskısı ekonominin hızını sınırlıyor.
- Hindistan ise yüzde 6’nın üzerinde büyüme ile bölgenin en dikkat çekici ekonomisi olmayı sürdürüyor. Kamu yatırımları, genç nüfus ve dijitalleşme sayesinde Hindistan, küresel büyümenin Asya’daki ana taşıyıcısı durumunda.
- Endonezya ve Vietnam, doğrudan yabancı yatırımlar ve sanayi üretimi sayesinde istikrarlı büyüme sergiliyor.
- Tayland ve Malezya’da siyasi belirsizlikler ve zayıf ihracat performansı ekonomik ivmeyi sınırlıyor.
- Singapur ve Güney Kore gibi ihracata dayalı ekonomilerde ise küresel talepteki dalgalanma ve teknoloji döngüsündeki belirsizlikler büyüme görünümünü baskılıyor.
- Japonya’da düşük enflasyon ve sınırlı iç talep büyümeyi kontrol altında tutarken, ücret artışları ve para politikasındaki kademeli normalleşme ekonomiye destek vermeye çalışıyor.
Türkiye, Avrupa’da büyümeye öncülük edecek
2026 yılına girerken Avrupa ekonomileri zayıf talep, bütçe kısıtları ve jeopolitik belirsizlikler arasında sınırlı bir toparlanma arayışında. Kıta genelinde büyüme oranları çoğu ülkede yüzde 1–2 bandında kalırken, Türkiye yüzde 3,8’lik büyüme beklentisiyle Avrupa’nın en hızlı büyüyen ekonomisi olarak öne çıkıyor.
- Türkiye’yi yüzde 3.8’e taşıyacak ana unsurlar arasında güçlü iç talep, kamu destekli yatırımlar ve hizmetler sektöründeki canlılık bulunuyor. Düşüş eğilimindeki enflasyon kamu harcamalarındaki artışı destekleyecek. Ayrıca daha düşük faiz oranları büyümeye yardımcı olacak. Yüksek işsizlik ve azalan reel ücretler ise tüketici harcamalarını baltalayacak.
- Almanya’da büyüme 2026 için yüzde 0,8 ile sınırlı görülüyor. Birleşik Krallık’da yüzde 1.3 diğer gelişmiş Avrupa ülkelerine kıyasla daha büyüme beklentisi hakim.
- Fransa’da yüzde 1,0, İtalya’da ise yalnızca yüzde 0,7’lik bir artış bekleniyor. Almanya’da bütçe dengesi bozulurken, Fransa’da siyasi parçalanmışlık ve reform tıkanıklığı ekonomik ivmeyi sınırlıyor.
- Polonya’nın yüzde 3,2, Bulgaristan’ın yüzde 2,9 ve Hırvatistan’ın yüzde 2,8 büyümesi dikkat çekse de, bu ülkeler hem nüfus hem de ekonomik hacim açısından Türkiye ile karşılaştırıldığında daha sınırlı bir etkiye sahip.
- Baltık ülkeleri ve İskandinavya ise düşük enflasyon avantajına rağmen zayıf talep nedeniyle ortalama büyümenin altında kalıyor.
Evrim Küçük-Ekonomim





