2021 yılının son günü yılbaşı akşamında “Öğretmenlik Meslek Kanunu” yasa teklifinin TBMM’ye resmen intikal ettirildiğini ilk defa gazetemizden duyurmuştum. Ayrıca meslek kanununun öğretmenlerimize getireceği haklara da birkaç yazımızda yer vermiştim…
Hakikaten son dönemde yapılan düzenlemelerle öğretmenlerimize verilen 3600 ek gösterge ve meslek kanunu sadece öğretmenler değil toplumun tamamını sevindirmiştir.
Einstein’ın "Öğretmen ihmal edildiğinde, o ülke intihar ediyor demektir" muhteşem sözüyle de vurguladığı üzere öğretmenler, toplumun bugünü ve istikbali için ne kadar hayati ehemmiyete sahip oldukları izahtan varestedir.
Öğretmenlik meslek kanunu kapsamında uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik sınav takviminin açıklanmasıyla birlikte hemen hemen tüm öğretmenlerimizin bu sınavlar yerine meslekte kıdemin esas alınması yönünde çeşitli sosyal medya platformlarında yüz binlerce hatta milyona yaklaşan katılımlarıyla temennilerini ifade etmektedirler. Çok sayıda öğretmen okurumuzdan gelen talepler muvacehesinde belirtilen konular bu yazımızda irdelenmiştir.
Uzmanlık ve Başöğretmenlik sınavları gerekli mi?
Öğretmenlik Meslek Kanunu ve bu kanuna istinaden çıkarılan alt mevzuatta öğretmen adayı olabilmek için yine Millî Eğitim Bakanlığınca ve/veya Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi tarafından yapılacak sınavlarda başarılı olma şartı aranması diğer kariyer mesleklerde olduğu gibi son derece yerinde ve elzemdir.
Öğretmenlik kariyer basamaklarının ilki olan mesleğe giriş sınavında elbette MEB, işi sıkı tutmalıdır. Yine başta müfettişlik ve diğer kariyer mesleklerde olduğu gibi aday öğretmenlerde yeterlilik sınavlarına tabi tutulmalıdır. Nitekim mevcut düzenlemede son derece isabetli olarak eğitim ve uygulamadan oluşan Aday Öğretmen Yetiştirme Programına tabi tutulmaktadır.
Aday öğretmenlerden adaylık süreci sonunda “Adaylık Değerlendirme Komisyonu” tarafından yapılan değerlendirme sonucunda başarılı olanlar öğretmenlik mesleğine atanmaktadır.
Öğretmenlik kariyer meslek olacaksa belirtilen adaylığa giriş ve yeterlilik sınavlarının yapılmasının gerekliliği elbette tartışmasızdır…
Peki, sorun nerede?
Çok sayıda öğretmen okurumuzun gazetemize ve sosyal medya hesaplarımıza gönderdiği iletilerde de belirttiği üzere öğretmenlik zaten uzmanlıktır, görüşlerinde haklı bulduğumu ifade etmek isterim. Keza kariyer meslek denince ilk akla gelen müfettişlerin mesleğe hazırlık süreçlerine bakıldığında:
- Mesleğe girişte çok sıkı yapılan sınavlar sonucunda müfettiş yardımcılığına,
- Üç yıllık müfettiş yardımcılığından sonra yapılan yeterlilik sınavlarından sonra müfettişlik mesleğine hak kazanılmaktadır.
10 yıl müfettişlik yapanlar ise sınava tabi tutulmadan başmüfettişliğe atanmaktadır.
Bu bağlamda müfettişlikte bile olmayan “uzman müfettişlik” ve “başmüfettişlik” sınavları öğretmenlerden istenmektedir.
Bu meyanda müfettişlik kariyer basamaklarına paralel olarak meslekte 10 yılını dolduran olumlu sicil almış başarılı öğretmenlerin sınavsız direkt başöğretmenliğe atanması daha isabetli olacaktır.
Eğer illa ki “uzman öğretmenlik” basamağı da öngörülecek ise hemen hemen tüm öğretmenlerimizin mutabık oldukları üzere meslekte 10 yıl kıdemi olan öğretmenlerin uzman öğretmenliğe, 20 yıl kıdemi olan öğretmenlerin ise başöğretmenliğe sınavsız atanması yerinde olacaktır.
Türkiye | İsa KARAKAŞ