Öğrencilik dönemlerim boyunca gerek çizdiği karikatürleri gerekse de sahne gösterilerini büyük bir keyifle defalarca okuyup/izlediğim ve hâlâ da sıkı bir hayranı olduğum Cem Yılmaz'la alakalı basında nafaka haberleri dolaşmakta.

Bu haberlere göre Cem Yılmaz, eski eşine 10 bin dolar aylık nafaka ödediği, ancak döviz kurunun artmasından dolayı 10 bin dolarlık aylık nafakanın 40 bin Türk Lirası'na düşürülmesi için dava açtığı ve mahkemenin 10 bin dolar nafaka ödenmesine devam edilmesi gerektiğine hükmettiği anlaşılmaktadır.

Konuyu magazine dönüştürmeden -ki herkesin özel hayatı mahremiyet barındırır- Cem Yılmaz'ın eski eşi Ahu Yağtu'ya ödenen aylık 10 bin doların Ahu Hanım nezdinde vergi boyutunu değerlendirmek ve bu durumun artık çözülmesi gereken kronik bir sorun olduğunu izah etmek gerekmektedir.

Şöyle ki Ahu Hanım aldığı aylık 10 bin dolar nafaka için herhangi bir vergi ödeyecek mi? sorusunun cevabını vereyim, gerisini beraber değerlendirelim: Hayır ödemeyecek…

Nafaka niçin verilir?

Nafaka, muhtaç eşlerin birbirlerine, boşanmış eşlerin birbirlerine, ana babanın küçük çocuklarına, altsoyun üstsoya, üstsoyun altsoya, refahta olan kardeşlerin zor durumdaki kardeşlerine yaptığı bir tür yardım olarak tanımlanmaktadır. Hukukumuzda dört tip nafaka vardır: yoksulluk nafakası, katılım nafakası, yardım nafakası ve tedbir nafakasıdır.

Yoksulluk nafakası boşanma sonucunda eşlerden birinin diğerine yoksulluk sınırının altında kalmaması için ödenen nafaka türüdür. Diğeri ise katılım (iştirak) nafakasıdır. Bu nafaka çocukların boşanma sonucunda maddi mağduriyetlerinin giderilmesi için ödenir. Ebeveynlerden biri, boşanma sonucunda çocuğun ya da çocukların velayetini aldığı andan itibaren diğer ebeveynin de hâlâ çocuklarına bakma yükümlülüğünün devam etmesi nedeniyle ödediği nafaka türüdür.

İkisi de gayet insani bir amaçla düzenlenmiş bir yardım modülüdür ve sanıyorum Cem Yılmaz, bu nafakaları ödüyor. 

Nafakadan vergi alınmalı mı?

Nafakalar karşı tarafı maddi zorluktan kurtarmak ya da zor duruma düşmesini önlemek amacıyla ödenir. Bu amaçla ödenen nafakalardan vergi alınmaması sosyal devlet gereğidir. Ancak ödenen bazı nafakaların miktarı astronomik seviyede olabilmektedir.

Gelir vergisi açısından nafakalar, Gelir Vergisi Kanunu m.25/8 “Genel olarak nafakalar (Alanlar için)” fıkrası uyarınca gelir vergisinden istisnadır. Kanunda bir üst sınır belirtilmemekte ve nafaka mahiyetinde olma koşuluyla ödenen tutar ne kadar olursa olsun gelir vergisi alınmamaktadır. Bence de alınmaması gerekir. Ancak bazı nafaka tutarları çok fazla olabilmekte ve bu yüksek ödemeler de gelir vergisinden istisna edilmektedir. Ödenen yoksulluk nafakası aylık 100 bin liralarla hatta bazen milyon liralarla zikredilmektedir. Ödenen nafaka tutarı ne kadar olursa olsun gelir vergisi alınmamakta ülkemizde.

Özetle bu ödemelerden ne GVK m.25/8 uyarınca gelir vergisi ne de ivazsız bir ödeme sayılması nedeniyle veraset ve intikal vergisi alınmaktadır. Hiç vergi yok yani anlayacağınız.

Vergi hangi durumda alın(ma)sın?

Sosyal devlet gereği nafaka alanın hayatının devamı bu nafakaya bağlı ise ya da nafaka, bu kişiyi yoksulluk sınırından kurtarabiliyorsa vergi alınmaması gerekir elbette.

Ancak basından gördüğümüz kadarıyla aylık 10 bin dolar ya da çok daha fazla ödenen nafakaların yoksulluk sınırını çok aştığı görülmektedir. Hatta şöyle söylemekte fayda var; bugün ödenen aylık 10 bin dolar nafaka asgari ücretin yaklaşık 19 katı kadardır. Hatta bir profesör olarak benim yaklaşık 5 aylık maaşıma isabet etmektedir.

Topçu, popçu, şarkıcı, iş insanı gibi yüksek gelirli kişiler eşlerine ödedikleri nafakalar ne kadar yüksek olursa olsun vergilendirilmemektedir. Elbette kişinin yaşadığı şehir, mahalle, diğer sosyal koşullar farklılık göstereceği için aynı gelir kimisine çok kimisine az gelebilir. Ancak bu bir gerekçe olmamalıdır. 

Israrla belirtmekte fayda görüyorum, nafakalar elbette vergilendirilmesin ama belirli bir düzeyi aşan nafakaların vergilendirilmesiyle alakalı bir formülasyon geliştirmek vergilemede adalet adına hiç fena olmayacaktır.

T24 | Murat BATI