Çevre, sürdürülebilirlik ve kurumsal sosyal sorumluluk kavramları son dönemde iş dünyasında dikkat çeken konular arasındadır. Çevresel, Sosyal ve Kurumsal Yönetişim ( Environmental, Social, and Corporate Governance) veya güncel kısaltmasıyla ESG, Şirket performansı üzerinde önemli etkileri bulunabilecek çevresel, sosyal ve kurumsal uygulamaları ifade etmektedir.
İş dünyasında artan rekabet ve Şirketlerin her zamankinden çok itibarlarını korumaya ve arttırmaya çalışmaları neticesinde; ESG & Sürdürülebilirlik alanlarında farkındalık oluşmakta ve bunlara ilişkin projeler hayata geçirilmektedir. Şirketlerin ESG kriterlerine uyumu çok önemli bir hale gelmektedir. ESG kriterleri, bir şirketin çalışanlarına nasıl davrandığı, tedarik zincirini nasıl yönettiği, nasıl bir yönetim mekanizması olduğu, birlikte faaliyet gösterdiği birincil paydaşları ve genel anlamda toplum için nasıl pozitif/negatif etki yarattığını gösteren verilerdir. ESG konularına odaklanmanın şirketlerin performanslarını arttırdığı ve rakiplerinden ayrıştırdığı yapılan araştırmalar ile ortaya konuştur.
Türkiye’de faaliyet gösteren birçok Şirketin de ESG kapsamında önemli dönüşümler gerçekleştirmeye başlaması dikkat çekicidir. Sınırlı kaynaklar, tedarik zincirinin devamlılığını tehdit eden dış etkenler nedeniyle geleneksel modellerden ziyade daha verimli, geri dönüşümü olan döngüsel iş modellerine geçiş hızlanmaktadır. Karbon izi azaltımı, yeşil ve sürdürülebilir finansman modelleri gibi projeler kapsamında Şirketlerin iş yapış modelleri değişmektedir.
Her iş modeli dönüşümünde olduğu gibi ESG kaynaklı iş modeli dönüşümlerinde de yeni iş modelinin vergisel etkilerinin değerlendirilmesi gerekmektedir. İş modelleri, tedarik zinciri ve değer zincirinden en çok etkilenen alanlardan birisi de transfer fiyatlandırmasıdır. Transfer fiyatlandırması Grup içi işlemlerde uygulanan fiyatları ifade ettiği için ilk bakışta ESG ile bire bir ilgisi yoktur. Ancak ESG kapsamında özellikle Çok Uluslu İşletmelerin iş yapış şekilleri ve değer zincirlerinde değişiklikler meydana geleceği için, mevcut transfer fiyatlandırması modellerinin de iş modelleri ile beraber değişmesi gerekmektedir. Özetle ESG projeleri sonucu ortaya çıkan ve uygulanacak yeni iş modelleri kapsamında transfer fiyatlandırması yöntemlerinin tekrar değerlendirilmesi gerekmektedir.
Transfer fiyatlandırması açısından öncelikle yapılması gereken Gruba ait sürdürebilirlik stratejisinin ve ESG ile ilintili alınacak aksiyonların kim tarafından oluşturulduğunu tespit edilmesidir. Grubun ESG ile ilgili stratejik kararlarını alan kişilerin Grubun hangi Şirketlerine bağlı olduğunu, bu faaliyetlerin Grubun karlılığına önemli etkisi olan “yüksek değerli faaliyet” olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği analiz edilmelidir. Buna göre bu kişilerin olduğu Şirketlerin Grubun karlılığından daha yüksek pay alması beklenebilecektir.
İkinci basamak, ESG kapsamında orta ve uzun dönemde ortaya çıkması muhtemel değişikliklerin belirlenmesidir. ESG kapsamında ortaya çıkması muhtemel karbon izini azaltıcı ve çevreye duyarlı üretim faaliyetlerinin anlaşılması ve tedarik zincirindeki değişikliklerin belirlenmesi gerekmektedir. Aynı zamanda operasyonel anlamda verimliliğin sağlanması, dijital transformasyon, insan kaynaklarına bakışın değişmesi ve kurumsallık kapsamında ESG politikalarının şeffaf bir şekilde kamuoyuna sunulması da değerlendirilmelidir.
Daha sonra söz konusu olası değişikliklerin Grubun finansallarına olacak tahmini etkisinin analiz edilmesi gerekmektedir. ESG projeleri kapsamında Grubun itibarının artması ve müşterilerin Grubun ürünleri için “premium” fiyat ödemeyi kabul etmeleri sonucu ilave gelirler oluşabilecektir. Bunula birlikte üretim için ESG’ye uyumlu olan üreticilerden ürün tedariki yapılırsa hammadde maliyetlerinde oluşacak artışın da müşteriye yansıtılması ve müşterinin de en azından kısa dönemde bu ödemeyi kabul etmesi beklenmektedir.
Finansal etkiler analiz edildikten sonra; ESG ilintili değişikliklere ait transfer fiyatlandırması modellerinin belirlenmesi gerekecektir. ESG sonrası işlev, risk ve varlık analizi yapılarak Grubun marjinal karlılığında hak sahibi olması beklenen Şirketler tespit edilerek, transfer fiyatlandırması modelleri buna göre oluşturulacaktır.
Son olarak da yeni modellere bağlı olarak mevcut olan Peşin Fiyatlandırması Anlaşmaları, grup içi sözleşmeler ve transfer fiyatlandırması raporlarının ( Genel rapor ve yerel raporlar) güncellenmesi gerekecektir. Raporlarda ESG projelerinden ve ESG’nin mevcut değer zinciri analizinde yapmış olduğu değişikliklerden bahsedilecektir. Ayrıca, ESG’nin Grubun karlılığına yapmış olduğu etkiler de Grubun Genel Raporlarında yer alacaktır.
Sonuç olarak vergi profesyonellerinin de Grupların ESG projelerinde yer almaları, Grubun diğer birimleri ile iletişim halinde olarak, yapılacak ESG projelerinin vergisel ve transfer fiyatlandırması etkilerini analiz etmeleri gerekmektedir. Sorumlu vergicilik ile çevresel, sosyal ve kurumsal sorumlulukların bir arada olması zaten kaçınılmaz olup, hem çevreye duyarlı, hem adil ve şeffaf bir şekilde vergisini ödeyen, paydaşlarına karşı sorumluluklarını yerine getiren kurumsal Türk Şirketlerinin sayısının artmasını temenni etmekteyiz.
KPMG | Başak Diclehan