Çalışma hayatında işçinin ve işverenin hizmet akdinden doğan karşılıklı hak, yükümlülük ve sorumlulukları bulunmaktadır. Her şeyden önce tarafların hüsnüniyet yani iyi niyet kaideleri içinde birbirlerine davranmaları ve işlerini devam ettirmeleri beklenmektedir. İş mevzuatımıza bakıldığında bazı davranışların çalışanları işinden ettiği bu davranışlar nedeniyle işe iade davalarını da kaybettikleri hatta çoğu kez tazminat ve haklarını kaybettikleri görülmektedir.

Bu yazımızda Yargıtay kararları çerçevesinde işçilerin işten atılmalarına yol açan sataşma ve geçimsizlik davranışları değerlendireceğiz...
 

KUSURLU DAVRANIŞLAR İŞTEN ATILMA NEDENİ

İş Kanunu’nda işverene, işçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenlerle iş sözleşmesini feshetme yetkisi verilmiştir. Yargıtay’a göre işçinin davranışlarından kaynaklanan fesihte takip edilen amaç, işçinin daha önce işlediği iş sözleşmesine aykırı davranışları cezalandırmak veya yaptırıma bağlamak değil; onun sözleşmesel yükümlülükleri ihlale devam etmesi, tekrarlaması rizikosundan kaçınmaktır. İşçinin davranışları nedeniyle iş sözleşmesinin feshedilebilmesi için, işçinin iş sözleşmesine aykırı, sözleşmeyi ihlal eden bir davranışının varlığı gerekir.

İşçinin kusurlu davranışı ile sözleşmeye aykırı davranmış ve bunun sonucunda iş ilişkisi olumsuz bir şekilde etkilenmişse işçinin davranışından kaynaklanan geçerli bir fesih söz konusu olur.
 

KUSUR VE İHMAL YOKSA İŞÇİ İŞTEN ATILAMAZ

Yargıtay kararlarında işçinin kusur ve ihmaline dayanmayan sözleşmeye aykırı davranışlarından dolayı işçiye bir sorumluluk yüklenemeyeceğinden işçinin davranışlarından kaynaklanan geçerli fesih nedeninden de bahsedilemeyeceği vurgulanmaktadır.
İşçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenler, İş Kanunu’nda yer alan “Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan hâller ve benzerleri” yanında, bu nitelikte olmamakla birlikte, iş yerlerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen nedenlerdir.
 

SATAŞMA VE GEÇİMSİZLİK DAVRANIŞLARI

Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre işçinin davranışlarından veya yetersizliğinden kaynaklanan nedenlerde, iş ilişkisinin sürdürülmesinin işveren açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyeceği durumlarda, feshin geçerli nedenlere dayandığını kabul etmek gerekecektir.

İşçinin, işverenin başka bir işçisine sataşması İş Kanunu (25/II, d hükmü) uyarınca haklı fesih nedeni sayılmıştır. Sataşma niteliğinde olmadığı sürece, diğer işçilerle devamlı ve gereksiz tartışmaya girişmek, iş arkadaşları ile ciddi geçimsizlik göstermek geçerli fesih nedenidir. Keza işçinin bu tür sataşma niteliğindeki davranışlarına diğer işçi neden olmuş ise iş yerinde olumsuzluklara yol açtığı takdirde geçerli fesih nedeni yapılabilir.

Yargıtay’a intikal eden bir davada işçinin, işveren veya aile üyelerinden olmamakla birlikte, işverenin yakını olan veya işverenin yakın ilişkide bulunduğu veya başka bir işte ortağı olan kişilere hakaret ve sövgüde bulunması, bu kişilere asılsız bildirim ve isnatlar yapması özellikle işverenin şahsının önemli olduğu küçük işletmeler bakımından bu durum iş sözleşmesinin feshi için geçerli neden oluşturacağı belirtilmiştir. Kararda ayrıca işçinin, işverenin başka bir işçisine sataşması haklı fesih nedeni sayılmıştır. Sataşma niteliğinde olmadığı sürece, diğer işçilerle devamlı ve gereksiz tartışmaya girişmek, iş arkadaşları ile ciddi geçimsizlik göstermek de geçerli fesih nedeni olarak kabul edilmektedir. Ancak yapıcı ve objektif ölçüler içerisinde belirli bir uzmanlık alanı ile ilgili eleştiri ya da işletmedeki bozukluk ya da uygunsuzluklara ilişkin eleştiri söz konusu olduğunda geçerli fesihten bahsedilemeyecektir.

Türkiye | İsa KARAKAŞ