Yazının başlığını okur okumaz “böyle bir vergi mi var!” diye düşündünüz değil mi? Evet, haklısınız, şu an yürürlükte olan bu isimle bir vergi yok, ancak hayırsever şirketler ve vergi mükellefi gerçek kişiler için uygulamada fiilen böyle bir vergi var!

Öğrencilere burs veren iş insanları ve şirketler hayırseverlik vergisi ödemek zorunda kalıyorlar. Bu büyük ve çözülmesi gereken bir sorun. İşin ilginç yanı bu, her yıl tekrarlanan bir sorun. Aslında kısa bir geçmişi de yok, uzunca bir zamandır böyle. Maalesef şimdiye kadar kimse bu işin üzerinde fazla durmadı, durmayı düşünmedi de! Ama artık bu sorunun çözülme vakti geldi de geçiyor bile!

Konu öğrenci bursları ile ilgili

Evet, hayırseverlik vergisi, iş insanları ve şirketler tarafından öğrencilere verilen burslarla ilgili. Maddi durumu iyi olmayan, geleceğimizin teminatı başarılı öğrencilerimize verilen bursların, gelir ve kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider yazılıp yazılamayacağı konusunda tereddütler bulunuyor. Çünkü, Maliye, karşılıksız verilen bursların gider yazılamayacağı, zorunlu hizmet karşılığı verilen bursların ise gider olarak yazılabileceği görüşünde.

Okullar açılıyor, herkes burs bulma telaşında

Üniversitelerde kayıt işlemleri tamamlandı, Eylül ayı sonuna doğru ise üniversitelerin açılması bekleniyor. Hemen her yıl olduğu gibi, bu yıl da kayıtların tamamlanmasıyla birlikte, öğrenciler ve ailelerinde burs bulma telaşı başladı. Herkes burs veren kamu kurumları, şirketler ve iş insanlarının listesine ulaşmaya çalışıyor. Neden mi? Cevabı oldukça basit: Burs almak için. Çünkü, öğrencilerin burs talepleri, Devletin dışında, bazı kamu kurum kuruluşları başta olmak üzere, şirketler ve iş insanları tarafından karşılanıyor.

Tüm olumsuz şartlara rağmen iş dünyası burs vermeye devam ediyor

İş insanlarımız ve şirketler, ülkede yaşanan ekonomik sorunlara rağmen hayırseverliklerinden ve üstlendikleri sosyal sorumluluk projelerinden bir adım dahi geriye atmadılar, gerçekten takdire şayan bir durum bu. Sosyal sorumluluk uygulamalarından birisi de, maddi durumu iyi olmayan ihtiyaç sahibi başarılı öğrencilere burs verilmesi.

Ülkemizin geleceği için, biz de dahil olmak üzere maddi durumu iyi olan herkesin elini taşın altına koyarak, kendi imkanları ölçüsünde ihtiyaç sahibi başarılı öğrencilere burs vermesi gerekiyor. Burs, öğrenciler için inanılmaz bir ihtiyaç. Hepimizin öğrencilik yaşamı oldu, bursun önemini kimse görmezden gelemez, gelmemeli de.

İş dünyası öğrenci burslarını ne şekilde veriyor?

İş insanlarımız ve Şirketler öğrencilere iki şekilde burs verebiliyorlar: Birincisi, yardım niteliğinde tamamen karşılıksız, ikincisi ise, zorunlu hizmet karşılığı. Öğrenciler başvuruda bulunarak bu burslardan yararlanıyorlar.

Maliye’nin bursların gider yazılması konusundaki görüşü ne?

Maliye, karşılıksız verilen bursların gider yazılamayacağı, zorunlu hizmet karşılığı verilen bursların ise gider olarak yazılabileceği görüşünde. Bu görüş ve uygulamanın ayrıntıları ise şu şekilde:

1) Öğrencilere karşılıksız verilen burslar, vergi matrahının tespitinde gider yazılamaz.

Maliye, ihtiyacı olan öğrencilere, sadece yardım amacıyla karşılıksız olarak verilen bursların ticari ve mesleki kazancın elde edilmesine veya idame ettirilmesine yönelik olmadığı, bağış niteliğinde bulunduğu, bu nedenle de, gelir ve kurumlar vergisi matrahlarının tespiti sırasında gider olarak düşülemeyeceği ve beyanname üzerinden indirim konusu yapılamayacağı görüşünde (GVK. Mad.40,68,89; KVK. Mad.8).

Uygulama yıllardır bu şekilde yürütülüyor, yönlendiriliyor (GİB. Antalya VDB’nin 16/04/2014 tarihli ve 49327596-120[GVK.ÖZ.2013.56]-101, Bursa VDB’nin 24/02/2012 tarih ve B.07.1.GİB.4.16.16.02-300.11.65-90 sayılı özelgeleri).

2) Zorunlu hizmet karşılığı öğrencilere verilen burslar vergi matrahının tespitinde gider yazılabilir.

Maliye, öğrencilerin okulu bitirdikten sonra burs veren işletmede zorunlu hizmet yükümlülüğü karşılığında verilmesi halinde, bursların zorunlu hizmet karşılığında gelecekte yapılacak hizmetler karşılığında bugünden yapılan ödeme kapsamında ücret niteliğinde olduğu ve ticari kazancın elde edilmesine yönelik ücret ödemesi olarak gider yazılabileceği görüşünde (GVK. Mad. 61, 128 Seri No.lu GVK Tebliği, Bursa VDB’nin 24/02/2012 tarih ve B.07.1.GİB.4.16.16.02-300.11.65-90 sayılı özelgesi).

Ayrıca, Maliye, bu şekilde verilen bursların ücret kapsamında ticari veya mesleki kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınabilmesi için aşağıdaki şartları topluca arıyor:

- Verilen burs işle ilgili olmalı; öğrencilere şirkette belli bir süre çalışmalarını garanti altına almak amacıyla verilmeli.

- Taraflar arasında burs verilen kişilerin, okulu bitirdikten sonra burs veren işletmede hizmet yükümlülükleri nedeniyle çalışacaklarını gösterir “Zorunlu Hizmet Yükümlülüğü Sözleşmesi” düzenlenmeli, bu durum vergi incelemesi sırasında inceleme elemanına kanıtlanmalı,

 - Burs verilecek öğrenciler Türkiye'nin her tarafından eğitim gören öğrencilerin katılabileceği bir yarışma sınavı sonunda kazanan kişilerden olmalı,

- Verilecek burs miktarı, işin önemi ve genişliği ile orantılı olmalı. Bursun süresi ve karşılanacak eğitim giderleri, burs verenin yaptığı işin önemi ve genişliğiyle, işletmenin büyüklüğü, cirosu ve beyan ettiği gelir ile orantılı olmalı.

Öğrenci burslarında vergi olayı can sıkıyor! Düzenleme yok ama vergi var 

Öğrencilere verilen bursların vergi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınıp alınamayacağı konusunda Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarında özel bir düzenleme veya hüküm bulunmuyor. Bu konu, tamamen Maliye’nin özelge düzeyinde verdiği görüş ve yorumlar çerçevesinde yürütülüyor. Ancak, öğrencilere karşılıksız verilen burslar gider yazılamadığı için şirketler tarafından KKEG olarak dikkate alınıyor ve vergi ödeniyor. İşin ilginç yanı, bu kadar önemli olan bir konuda geçen onca zamana rağmen verilmiş bir yargı kararı da bulunmuyor! Enteresan değil mi? Burs veren iş insanları ve şirketler hem burs verip hem de üstüne vergi ödemek durumunda kalıyorlar.

Maliye, göstermelik olduğunu biliyor ama göz yumuyor

Yukarıda da ifade edildiği üzere, öğrenci burslarının gider yazılabilmesi ve vergi matrahından düşülebilmesi için, zorunlu hizmet karşılığında verilmesi ve bunun sözleşmeye bağlanması gerekiyor. Ancak uygulamada, birkaç istisna dışında, bu şekilde burs alanların tamamına yakın bir kısmı okul bittikten sonra burs veren şirkette çalışmıyor. Burs veren şirketler de zaten bunu istemiyor, zorunlu da tutmuyor. Bu gibi durumlarda, sözleşme olsa da, verilen burslar karşılıksız burs haline geliyor. Burada aslında kötü bir amaç yok, mevzuat hazretleri şirketleri ve iş insanlarını buna zorluyor. Sözleşme olmasa, bu defa verilen burslar vergi matrahının tespitinde gider yazılamıyor. Bu da, şirketlere ve iş insanlarına ek bir külfet, ek bir hayırseverlik vergisi yükü getiriyor.

Diğer yandan, öğrencilere karşılıksız olarak burslar gider yazılamadığı için, şirketler bu bursları kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alıp vergi hesaplıyorlar ya da ortaklara borç yazarak faiz ve KDV hesaplamak zorunda kalıyorlar.

Yani, nerden bakarsanız bakın, hayırseveri, burs vereni cezalandıran bir sistem var!

Burs verenleri hayırseverlik vergisinden kurtarmak lazım, ama nasıl?

Şirketler ve iş insanları maddi durumu yetersiz olan başarılı öğrencilere burs vermek suretiyle, Devletin eğitime ayırdığı ve harcadığı bütçesine katkı sağlıyorlar. Yani, bir anlamda vergi vermek yerine, burs veriyorlar. Burslar, öğrenciler ve aileleri için çok önemli bir değer ve katkı. Bu nedenle, söz konusu bursların bazı yasal düzenlemeler yapılarak daha da artırılması ve yaygınlaştırılması gerekiyor. Bu hem ülkemiz hem de öğrencilerimiz açısından son derece önemli.

Bize göre, öğrencilere burs veren iş insanları ve şirketlerin hayırseverlik vergisinden bir an evvel kurtarılması lazım. Bunun için;

- Öncelikle ortaya bir çözüm iradesi konulmalı, 

- Öğrencilere verilen bursların tutarına ve çalışma yükümlülüğü olup olmadığına bakılmaksızın gelir ve kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde doğrudan gider yazılmasına veya beyanname üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla kazançtan indirilmesine olanak sağlanmalı,

- Veya öğrenci başına aylık bir tutarı (örneğin Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü’nün her yıl açıkladığı öğrenim kredisi tutarının 4 katı) ve gelir veya kurumlar vergisi matrahının belli bir oranını (örneğin %10’unu) geçmemek üzere gelir ve kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde doğrudan gider yazılmasına veya beyanname üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla kazançtan indirilmesine imkân verilmeli.

Bunun için Gelir Vergisi Kanunu’nun 40, 68 veya 89. Maddelerinde değişiklik yapılması gerekiyor.

Tabi burada burs verilecek öğrencilerin seçiminde de belli kriterler olmalı, herkes istediği öğrenciye istediği gibi burs vermemeli. Burs verilecek öğrencilerin Türkiye'nin her tarafından eğitim gören öğrencilerin katılabileceği bir yarışma sınavı sonunda kazanan kişilerden olması, öğrenim süresi ile sınırlı olması, her yıl başarıyla bir üst sınıfa geçme şartı aranılması bize göre yeterli.

Sonuç olarak;

Artık, iş insanlarımızı ve şirketleri öğrencilere burs veriyorlar diye cezalandırmamamız, aksine onları teşvik etmemiz lazım. Onlara gerçekten çok ihtiyacımız var.

Bu nedenle, öğrencilerimiz ve ülkemizin geleceği için çok önemli olan bu konuyu başta Sayın Cumhurbaşkanımız ve Sayın Hazine ve Maliye Bakanımız olmak üzere tüm kamuoyunun gündemine getirmek istiyorum.

Hazırlıklarına başlanılan ve Ekim ayı başında Meclis açılır açılmaz verilecek olan Torba Yasa Teklifi’ne, iş insanları ve şirketler tarafından verilen bursların vergi matrahının tespitinde doğrudan gider olarak dikkate alınabilmesi veya beyanname üzerinde indirim olarak düşülebilmesi amacıyla bir madde eklenmesinin uygun olacağını düşünüyorum.

Hazır okullar da açılıyor, işte tam zamanı.

Gelin öğrencilere burs veren iş adamları ve şirketleri hem burs verip hem de üstüne “Hayırseverlik Vergisi” ödemekten kurtaralım!

Ne dersiniz?

Dünya | Abdullah TOLU