Rakamın büyüklüğü dikkat çekici. Bu rakam işgücü piyasası açısından önemli bir başarı göstergesi.
İŞKUR verilerine göre sadece yılın ilk yedi ayında 903 bin 987 kişi iş sahibi olurken, ağustos ayı sonunda 1 milyon barajı aşıldı. Aynı dönemde işverenlerden toplanan açık iş sayısı ise 1 milyon 418 bin 493 olarak kaydedildi. Yani her 10 açık işten yaklaşık 6’sı İŞKUR aracılığıyla dolduruldu. Ayrıca kurum bu süreçte 500 bini aşkın işveren ziyareti gerçekleştirdi, yaklaşık 2 milyon bireysel görüşme yaptı. Aktif işgücü programlarında, yani mesleki eğitim kursları ve işbaşı eğitimlerinde ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 24 artış yaşandı.
İŞKUR sahada aktif
Bu tablo, İŞKUR’un sadece ilan toplayan bir kurum değil, sahada işveren ve iş arayanla birebir temas kuran bir yapı haline geldiğini ortaya koyuyor. Ziyaretler, görüşmeler ve kurslara yönlendirmeler, işgücü piyasasında kurumun giderek daha etkin rol oynadığını gösteriyor.
İşgücü arzı
Elbette bu başarıyı değerlendirirken bazı noktalara da dikkat çekmek gerekiyor. Öncelikle işe yerleştirilen kişi sayısı ile işte tutunabilen kişi sayısı farklı. İstihdamın kalıcı olması, çalışanların uzun vadede iş güvencesine sahip olmaları ve beceri uyumunun sağlanması kritik. Açık iş ilanı ile işe yerleştirme arasındaki fark da önemli bir gösterge. İşverenin istediği nitelikleri karşılayacak işgücü arzı her zaman sağlanamıyor. Üniversite mezunlarının istihdamında yaşanan sorunlar, genç işsizliği, mesleki eğitimle piyasanın beklentileri arasındaki uyumsuzluk bu noktada ön plana çıkıyor.
Kayıt dışıyla mücadele
Diğer taraftan kayıt dışı istihdam hâlâ %25’in üzerinde seyrediyor. İŞKUR’un aracılığıyla işe yerleşenlerin tamamı kayıtlı istihdam kapsamında olsa da, toplam istihdamın dörtte biri kayıt dışı olmaya devam ediyor. Bu da Türkiye işgücü piyasasının en büyük yapısal sorunlarından biri olmayı sürdürüyor. Kayıt dışı istihdam işgücü piyasasının yapısını bozan büyük bir çarpan etkisi doğuruyor. Bir tarafta işsizlik ödeneği kesilmesin diye kayıt dışı çalışan işçiler varken diğer taraftan İŞKUR işsizlere kayıtlı iş bulmaya çalışıyor. İşverenler de maliyeti gözeterek kayıt dışına yöneliyor. Bu da İŞKUR’un işini zorlaştıran unsurlardan biri haline geliyor.
Başarı göstergesi
1 Milyon işe yerleştirme elbette ki bir başarı göstergesi. İŞKUR son üç yılda ilk kez ağustos ayında bu sınırı geçti. 2024 ve 2023’te bu sınır eylül ve ekim aylarında geçilebiliyordu. Bu çok önemli bir başarı. Ancak çalışan ve işveren açısından asıl önem taşıyan kalıcı istihdam, güvenceli çalışma koşulları ve verimlilik artışı. Bu bağlamda İŞKUR’un sahadaki etkinliğinin artması olumlu, ancak sürdürülebilirlik ve kalite boyutu da gözden kaçırılmamalı.
İŞKUR önceleri yalnızca mavi yaka olarak tabir edilen mesleklerde iş arayanların başvurduğu bir yer olarak bilinirdi. Son dönemde bu tablo değişti. Ocak–Ağustos döneminde İŞKUR üzerinden 200 Bin yüksek öğretim mezunu işe yerleştirilmiş. Dolayısıyla İŞKUR’un işe yerleştirmelerinde de yalnızca mavi yakaya değil beyaz yakaya da iş bulabilen bir kurum haline geldiğini söylemek mümkün.
İşgücü piyasası hareketli
Sonuç olarak, 1 milyon işe yerleştirme Türkiye işgücü piyasasında ciddi bir kapasiteyi gösteriyor. Bu rakamı küçümsemek mümkün değil. Ancak rakamların gerçek bir toplumsal başarıya dönüşebilmesi için işin kalitesi, sürdürülebilirliği ve güvenceli hale getirilmesi en az sayılar kadar önem taşıyor. İŞKUR’un saha çalışmalarını artırması, işgücü programlarının katılımını genişletmesi ve açık işlerle işgücü arasında daha güçlü bir bağ kurması halinde, gelecek yıllarda sadece sayısal değil, niteliksel bir başarıdan da söz edebiliriz.





