Bir işyerinde en az bir yıl çalışan bir işçi, iş sözleşmesi belirli şartlarla sona erdiğinde kıdem tazminatına hak kazanır. Bu hak genellikle işveren tarafından yapılan fesihlerde gündeme gelse de, çalışanların kendi isteğiyle işten ayrıldığında da tazminat almasını mümkün kılan bazı özel durumlar mevcut.
Yaş dışındaki şartlar
Bu özel durumlardan en bilineni, emeklilik için yaş dışındaki diğer şartların tamamlanması nedeniyle istifa edilmesidir. Çalışanlar emeklilik için yaş dışındaki şartları tamamladıklarında yaş beklemeden işten ayrılıp kıdem tazminatlarını alabilirler. Son yıllarda özellikle 4 bin 500 ve 4 bin 600 gün gibi farklı prim gün eşikleri nedeniyle birçok çalışan ‘yaşı beklerken tazminat alma’ yoluna gitmektedir. Bu durum çalışanlar açısından avantaj yaratsa da, işverenler için ciddi işgücü planlaması sorunlarına da neden olabiliyor.
İlk sigorta tarihi
İlk sigortalı olunan tarih, kıdem tazminatının emeklilik nedeniyle alınabilmesi açısından belirleyici unsur. Çünkü yaş dışındaki emeklilik şartları her dönem için farklı ve çalışanlar bu şartları sağladığında kendi istekleriyle işten ayrılıp kıdem tazminatı alabilirler. Bu çerçevede üç temel dönem bulunmaktadır:
8 Eylül 1999 öncesi dönemde sigortalı olanlar için 15 yıl sigortalılık süresi ve 3 bin 600 prim günü emeklilikte yaş dışındaki şartların tamamlanması için yeterli. Bu nedenle ilk kez 8 Eylül 1999 ve öncesinde sigortalı olmuş bir çalışan bu iki şartı sağladığında istifa ederek kıdem tazminatına hak kazanabilir.
İlk kez 9 Eylül 1999 ila 30 Nisan 2008 arasında sigortalı olmuş çalışanların iki alternatifi var. 7 bin gün prim ile normal emeklilik şartını sağlamak veya 25 yıl sigortalılık süresiyle birlikte 4 bin 500 gün prim şartını tamamlamak. Bu şartlardan biri sağlandığında çalışan kıdem tazminatını alarak ayrılabilir.
1 Mayıs 2008 sonrası ilk kez sigortalı olanlar için emeklilikte sigortalılık süresi şartı kaldırıldı. Yaştan emeklilik için gerekli prim gün sayısı ilk sigortalılık yılına göre 4 bin 600 gün ile başlayıp 5 bin 400 güne kadar kademeli olarak yükseliyor. Bu prim gününü dolduran çalışanlar sigortalılık süresi beklemeden kıdem tazminatı alma hakkına sahip. 1 Mayıs 2008 – 31 Aralık 2008 arasında ilk kez sigortalı olan çalışanlar, yalnızca 4 bin 600 prim gününü tamamlayarak tazminat alma hakkı elde edebilmektedir. 2009’dan sonraki girişlerde ise her yıl 100 gün artan bir prim şartı devreye girmektedir. 2016 ve sonrasında ilk kez sigortalı olanlar için bu süre 5 bin 400 gün.
İşverene etkileri
Kıdem tazminatını emeklilik için yaş dışındaki şartları sağlaması nedeniyle alıp yaşı çalışmadan beklemek isteyen çalışanların sayısındaki artış, işverenler açısından bazı önemli sonuçlar doğuruyor. İşverenler açısından;
- İşgücü kaybı ve planlama zorlukları: Prim gününü dolduran çalışanlar beklenmedik şekilde işten ayrılabildiği için işverenler ani personel kaybı yaşayabiliyor.
- Yüksek tazminat yükü: Uzun yıllar aynı işyerinde çalışan tecrübeli personelin işten ayrılması ayrılması, işveren üzerinde önemli bir mali yük oluşturabiliyor.
- Nitelikli işgücünün kaybı: Genellikle prim gününü dolduran çalışanlar işletmenin tecrübeli ve kritik görevlerde bulunan kişileri. Bu çalışanların ayrılması yeni personelin yetiştirilmesi için zaman ve maliyet gerektiriyor.
- İşyerinde motivasyon etkisi: Bazı çalışanların tazminat alarak ayrılması, diğer çalışanlar arasında da işten ayrılma eğilimini artırabiliyor. Dolayısıyla emeklilik için yaş dışındaki diğer şartları sağlamak nedeniyle kıdem tazminatı alma hakkı çalışanlara önemli bir avantaj sağlarken, işverenler açısından ciddi etkiler yaratabiliyor.





