Ülkemizde, ister büyük ister küçük mükellef olun, Gelir İdaresi Başkanlığı'nca tutulan ve mükellefler arasında “kara liste”, “kod listesi” ya da Maliye'nin deyimiyle “özel esaslar”a alınmayan ya da alınma tehlikesi atlatmayan mükellef yoktur. Bu liste öyle bir liste ki; girmek çok kolay, çıkmak ise çok çok zor. Mükellefler, bu listeye çoğunlukla sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanmaktan giriyorlar. Bu listeye şimdiye kadar 400.000 civarında mükellefin girdiğini tahmin ettiğimi söylersem, sanırım sorunun büyüklüğü kolaylıkla anlaşılır.

Maliye Bakanlığı daha önce çıkan ve matrah artırımı düzenlemelerini içeren kanunlarda olduğu gibi, 7440 sayılı Kanun ile de “özel esaslar”dan çıkılmasının yolunu açtı. Özel esaslardan matrah artırımı yoluyla nasıl çıkılacağına ilişkin Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği'nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No: 46) ile yapılan düzenlemeler, bugünkü yazımın konusunu oluşturacaktır.

KDV ARTIRIMINDA BULUNULMASI GEREKEN DÖNEMLER

Tebliğ ile 09.03.2023 tarih ve 7440 sayılı Kanun kapsamında, KDV artırımında bulunan mükelleflerin özel esaslar karşısındaki durumuna ilişkin olarak Aralık/2022 ve öncesi vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak haklarında; sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanma olumsuz raporu ile sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanma, beyanname vermeme, adresinde bulunamama ve defter ve belge ibraz etmeme olumsuz tespitleri nedeniyle KDV iade uygulamalarında özel esaslara tabi olan mükelleflerden 2018, 2019, 2020, 2021 ve 2022 takvim yıllarında faaliyette bulundukları dönemlerin tamamına ilişkin olarak 7440 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun kapsamında KDV artırımında bulunanların genel esaslara dönüşü sağlandı.

Yukarıda belirtilenler dışındaki sebepler dolayısıyla haklarında özel esaslar uygulananların KDV artırımında bulunmaları ise bunların genel esaslara dönüşlerini sağlamaz. Aynı şekilde yukarıda belirtilenler dışındaki sebepler dolayısıyla haklarında özel esaslar uygulanması gerekenlerin KDV artırımında bulunmaları bunların özel esaslara tabi tutulmasını engellemez.

Mükellefler, artırım tutarlarının tamamını ödedikleri tarihten itibaren özel esaslar kapsamından çıkarılmaktadır. Taksit uygulamasından faydalanan mükelleflerin hesaplanan tutarların tamamı ile bir taksite ait tutarın %10'u kadar banka teminat mektubu (herhangi bir kısıtlayıcı şart taşımaması gerekmektedir), sigorta şirketi kefalet senedi (herhangi bir kısıtlayıcı şart taşımaması gerekmektedir), devlet tahvili veya hazine bonosu cinsinden teminat göstermeleri halinde taksitlerin tamamının ödenmesi beklenmeksizin genel esaslara dönüşleri sağlanır. Bu şekilde teminat gösteren mükelleflerin mezkur kanuna göre taksitleri ödememeleri halinde, ödenmemiş taksitler muaccel hale gelir ve kalan borcun tamamı teminatın paraya dönüştürülmesi yoluyla tahsil edilir. Ayrıca, genel esaslarda bulunmakla birlikte bu şekilde vergi artırımı yapan mükelleflerin söz konusu fiiller nedeniyle özel esaslara tabi olmaması da tebliğ düzenlemesi ile sağlandı.

7326 sayılı Kanun (2021 yılı) kapsamında; 2018, 2019 ve 2020 yılları için (bu yıllardan herhangi birinde faaliyete başlanması halinde faaliyete başlanan yıl ve sonraki yıl için) artırımdan yararlanmış olanların genel esaslara dönüşünde, yararlanma koşullarının ihlal edilmemiş olması koşuluyla bu yıllar için yeniden artırımda bulunulması şartı aranmaz.

2018, 2019, 2020, 2021 ve 2022 takvim yıllarında faaliyette bulundukları dönemlerin tamamına ilişkin olarak; 7440 sayılı Kanun'un 5'inci ve geçici 1'inci maddeleri doğrultusunda KDV artırımında bulunarak özel esaslar kapsamından çıkarılan mükellefler, artırımda bulunulan yıllar için yukarıda belirtilen olumsuzluklar kapsamında tekrar özel esaslara alınmayacaklar.

MECBUREN MECBURİYETEN

Özel Esaslar Sistemi, vergi incelemesi sonrasında herhangi bir mükellefin SMİYB düzenlediğinin tespit edilmesinin ardından özel esaslara (kod listesine) alınarak, kendisinin ve fatura düzenlediği firmaların takip edilmesine yönelik bir sistemdir. Fakat, özel esasların yasal bir dayanağa sahip olmadan yaklaşık yirmi yıldır uygulanması hukuk devleti ilkesini zedelemektedir. Özel esaslar uygulamasının yasal bir dayanağı bulunmamaktadır. Tebliğ hükümlerinde, her ne kadar iadeye ilişkin Katma Değer Vergisi Kanunu hükümlerinin idareye verdiği yetkiler çerçevesinde özel esaslar düzenlemesinin yapıldığı ifade edilse de mükellefleri kategorize etmeye, kapsamını Tebliğ'de düzenlendiği şekliyle geniş tutmaya, müesseseyi iadeye ilişkin bir uygulama olmanın ötesine geçirerek vergilendirme ve ceza kesme işlemlerinin dayanağı haline getirmeye izin veren bir kanun hükmü bulunmamaktadır.

Kara liste/özel esaslar uygulaması, mükellefler tarafından vergi mahkemelerinde en çok dava edilen uygulamalardan biridir. Açılan davalar, çoğunlukla da mükellefler lehine sonuçlanmaktadır. Ülkemizde, genel KDV oranının yüksekliği nedeniyle, sahte belge düzenleme ve kullanım fiilleri oldukça yaygındır. Kara listeye alınan mükelleflerin mal ya da hizmet satışına devam etmesi ve müşterilerinin bu firmalardan mal ya da hizmet alması, sorunu kendi işletmesine taşıması anlamı taşıdığı için, kara listeye giren firmaların ticari faaliyetleri fiilen sona ermektedir.

Faaliyetin devamı için, kara listeden çıkış imkanının kullanılmasını tavsiye ederim.

Sözcü | Nedim TÜRKMEN