Kiralık kasa, bankalar tarafından müşterilerine sunulan özel bir muhafaza hizmetidir. Banka ile müşterisi arasında yapılan kasa kiralama sözleşmesi, hukukî niteliği itibariyle, salt bir kira sözleşmesi olarak değil; kanunda düzenlenen kira ve vekâlet sözleşmelerine ilişkin aslî unsurların, kanunun öngörmediği bir biçimde birleşmesinden meydana gelen “karma sözleşme” olarak nitelendirilebilir. Boyut ve yapısı doğrultusunda içerisinde para, kıymetli evrak ve mücevherat muhafaza edilmesini sağlayan kiralık kasalarla ilgili müşteri ve banka arasında sözleşme serbestisi esasları geçerli olur. Bankacılıkla alakalı ürünler için ilgili kurumun hesaplarında bulunan miktarlara da bağlı olarak bir devlet güvencesi söz konusudur; fakat kiralık kasalar için bu durum geçerli değildir. 

Bankalar nezdindeki kiralık kasa sahiplerinden birinin ölümü halinde vergi dairesinin yetkili bir memuru hazır bulunmadıkça kasanın açılmasına ve bu memur huzurunda tespit edilmedikçe muhteviyatının mirasçıları veya kanuni temsilcileri veya vekilleri tarafından alınmasına izin verilmez. Kiralık kasa sözleşmesinin sadece muris ile yapıldığı, kasanın bir başkası tarafından da kullanılabileceğine dair herhangi bir belge bulunmadığı durumlarda, söz konusu kiralık kasalarda yer alan menkul malların murisin mirasçıları tarafından verilecek veraset ve intikal vergisi beyannamesinde matraha dâhil edilmesi gerekmektedir. İçerisindeki notlar ve diğer belgeler hukuki nitelik taşımadığı sürece vergisel durumu etkilemez.

Ertan AYDOĞAN*

Yaklaşım / Ekim 2022 / Sayı: 358

*     Vergi Müfettişi

(1)  N. SEZER - D. Y. UTKANER, 2020, Banka Kasasının Haczinin Hukuki Dayanağı ve İzlenecek Yol, https://sezerutkaner.com/blog/banka-kasasinin-haczinin-hukuki-dayanagi-ve-izlenecek-yol/

(2)  A. E. BAYRAM, “Kasa Kiralama Sözleşmesi”, Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2022, 30(1), s.52.

(3)  BAYRAM, agm, s.55