Değerli okurlar, ilk vergi tasarısı torbasında yer alacak dediğimiz (8 Temmuz tarihli Dünya Gazetesi’nde yayımlanan yazımız) konuların büyük ölçüde tasarıda yer almış olduğunu görüyoruz. Alınan görüşler ve gelen uyarılar dikkate alınarak 1 Temmuz’da STK’larla paylaşılan taslakta bazı değişiklikler yapılmış. Meclisimize sunulan tasarıyı hızlıca gözden geçirdiğimizde, daha önce ilk torbada yer alan değişiklikler şeklinde paylaştığımız hususlardan farklı olarak tespit edebildiklerimizi paylaşalım istedik.
1-Asgari Gelir Vergisi bu torbada yok.
Gelir Vergisi mükelleflerinin, zararda dahi olsalar ciroları üzerinden, istisna-indirim öncesi kazançlarından vergi alınması anlamına gelen öneriye bu tasarıda yer verilmemiş.
2-Yurt İçi Asgari Kurumlar Vergisi’nde ciro üzerinden vergi alınmasından vazgeçilmiş.
Tasarıya göre Kurumlar Vergisi hesabı yapılacak, daha sonra indirim ve istisnalar öncesi matraha yüzde 10 uygulanmak suretiyle Asgari Kurumlar Vergisi hesabı yapılacak, hangisi yüksekse Kurumlar Vergisi olarak o tutar alınacak.
Ciro üzerinden yurt içi Asgari Kurumlar Vergisi’nden vazgeçilmiş. Aynı zamanda Asgari Kurumlar Vergisi’nde de kazanılmış haklar korunmaya çalışılmış. Daha önce alınmış teşvik belgelerine göre hesaplanan Kurumlar Vergisi, Asgari Kurumlar Vergisi’nden indirilebilecek.
İndirim ve istisnaların kanunda açıkça sayılan bir kısmının indirimli Kurumlar Vergisi hesabında matrahtan indirimi kabul edilmiş.
Taslak bu şekilde yasalaşırsa geçmiş yıllar devreden zararının dikkate alınamayacağı gibi bir sonuç ortaya çıkıyor ki bu hususa açıklık getirilmesi ve mahsubun sağlanması önemli olacak.
3-Yurt dışı çıkış harcı 500 TL olarak teklif ediliyor.
Harç her yıl yeniden değerleme oranında otomatik artacak.
4-Vergide uzlaşma imkanı kaldırılıyor.
Burada kayıt düşüyorum. Şayet uzlaşma konusu bu şekilde yasalaşırsa bundan sonraki affın gerekçesi bu madde olur.
5-KDV iadelerindeki esas usul, vergi incelemesi olarak belirleniyor.
Bu hususda uygulamayı görmemiz gerekecek. Vergi iade süreçleri ve maliyeti artabilir.
6-İştirak hisse satışındaki istisnanın yüzde 75’ten 25’e inmesi ile iştirak hisselerinin bölünmesinin kaldırılması da paketten çıkarılmış.
Mali İdarenin bu istisna ve bölünme konusundaki yaklaşımının gözden geçirilmesinde fayda bulunmaktadır. Şirketlere satarak, yeni ortak alarak, ortaklığı ayırarak, birleşerek, bölünerek, iştirak veya gayrimenkulü satarak yeniden yapılanabilecekleri araçları korumak ve çeşitlendirmek gerektiğini düşünüyoruz.
7-KDV 5 yıldan fazla devredemeyecek.
KDV’nin 5 yıldan sonra devrettirilmemesi konusunda yürürlüğün 5 yıl sonra 2030’da başlayacak olması da (her ne kadar öneriye katılmasam da) tasarıdaki hukuki tartışmaları önlemeye dönük bir başka olumlu yaklaşım.
Ancak, ödenmiş KDV’nin devrinin engellenmesi hiç bir şekilde hukukiliği olmayan bir yaklaşım. Mali İdare istediği gibi tabi ki incelesin. Devir devam ettiği müddetçe incelemede zamanaşımı sınırı da olmasın, ama aslında endekslenerek devretmesi gereken, bir dönem iadesi tartışılan KDV’yi bu yolla yok etmesin.
Yeni vergi tasarıları
Bu dönem tasarıda yer almayan daha önce gündeme gelen diğer konuların peyderpey gündeme gelme olasılığı yüksek. İş alemi artık tarihsel “sızlanma”, ”isteme”, ”gerekçesiz karşı çıkma”, ”geri çekilip uygun zamanda eskiye döndürme” reflekslerini bir yana bırakıp, bir yandan kayıt dışılıkla mücadele konusunda inisiyatif almalı, bir yandan da doğru bildiği konularda argümanları ile kendini anlatma çabasına girmelidir. Aksi takdirde Mali İdare çabaları Gramsci’nin Tarihsel Bloku(*) gibi görecek, sadece yük taşımak istememe uyanıklığı olarak algılayacaktır.
(*) Tarihsel blok, var olan düzen içinde eğitim kurumlarının, sendikaların, din merkezlerinin ve çeşitli halk topluluklarının taleplerini otoriteye iletmek amacıyla bir araya gelinmesi sürecine denir
Dünya | Zeki GÜNDÜZ