Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'ndan yapılan açıklamaya göre, endeksi oluşturan anket sorularına ait yayılma endeksleri incelendiğinde, mevcut mamul mal stokuna ilişkin değerlendirmeler endeksi artış yönünde etkilerken, mevcut toplam sipariş miktarı, gelecek üç aydaki toplam istihdam, gelecek üç aydaki ihracat sipariş miktarı, sabit sermaye yatırım harcaması, gelecek üç aydaki üretim hacmi, genel gidişat ve son üç aydaki toplam sipariş miktarına ilişkin değerlendirmeler endeksi azalış yönünde etkiledi.

Mevsimsellikten arındırılmış reel kesim güven endeksi ise (RKGE-MA) bir önceki aya göre 2,1 puan azalarak 102,5 seviyesinde gerçekleşti.

Açıklamada şöyle denildi:

"Son üç aya yönelik değerlendirmelerde, üretim hacmi ve iç piyasa sipariş miktarında artış bildirenler lehine olan seyrin bir önceki aya göre zayıfladığı, ihracat sipariş miktarında artış bildirenler lehine olan seyrin ise bir önceki aya göre güçlendiği gözlenmektedir.

Mevcut toplam siparişlerin mevsim normallerinin altında olduğu yönündeki değerlendirmelerin bir önceki aya göre güçlendiği, mevcut mamul mal stokları seviyesinin mevsim normallerinin üstünde olduğu yönündeki değerlendirmelerin ise bir önceki aya göre zayıfladığı görülmektedir.

Gelecek üç aya yönelik değerlendirmelerde, üretim hacmi, ihracat sipariş miktarı ve iç piyasa sipariş miktarında bir önceki ayda artış bekleyenler lehine olan seyrin zayıfladığı görülmektedir. Gelecek üç aydaki istihdama ve gelecek on iki aydaki sabit sermaye yatırım harcamasına ilişkin artış yönlü beklentilerin de zayıfladığı gözlenmektedir.

Ortalama birim maliyetlerde, son üç ayda artış olduğunu bildirenler ve gelecek üç ayda artış olacağını bekleyenler lehine olan seyrin zayıfladığı görülmektedir. Gelecek üç aydaki satış fiyatına ilişkin artış yönlü beklentilerin de zayıfladığı gözlenmektedir. Gelecek on iki aylık dönem sonu itibarıyla yıllık ÜFE beklentisi bir önceki aya göre 4,6 puan artarak yüzde 85,5 seviyesinde gerçekleşmiştir.

2022 yılı Temmuz ayında, ankete katılan işyerlerinin yüzde 51,1‘i üretimlerini kısıtlayan faktör bulunmadığını belirtirken, yüzde 13,1‘i talep yetersizliğinin üretimlerini kısıtlayan en önemli faktör olduğunu belirtmiş, onu sırasıyla hammaddeekipman yetersizliği, mali imkansızlıklar, işgücü yetersizliği ve diğer faktörler izlemiştir.

Son üç aydaki rekabet gücüne ilişkin gelişmeler değerlendirildiğinde, yurt içi piyasalardaki rekabet gücüne ilişkin olarak bir önceki dönemde azalış bildirenler lehine olan seyrin güçlendiği görülmektedir. Avrupa Birliği içindeki piyasalardaki rekabet gücüne ilişkin artış yönündeki seyrin azalış bildirenler lehine döndüğü, Avrupa Birliği dışındaki yurt dışı piyasalardaki rekabet gücüne ilişkin azalış bildirenler lehine olan seyrin güçlendiği gözlenmektedir.

İçinde bulunduğu sanayi dalındaki genel gidişat konusunda, bir önceki aya kıyasla daha iyimser olduğunu belirtenlerin oranı yüzde 5,9’a, daha kötümser olduğunu belirtenlerin oranı yüzde 27,7‘ye yükselirken, aynı kaldığını belirtenlerin oranı yüzde 66,4‘e gerilemiştir. "

AA