İş ilişkisinin sona ermesinin belki de en önemli sonucu işçinin kıdem tazminatını alma ihtimalinin doğmasıdır. Yıllardır tartışılan bu tazminat, İş Kanunu’nun 14. maddesince, asgari bir yıl çalışmış işçilere sözleşmelerinin belirli durumlarda ve belirli şekillerde sona ermesi halinde ödenmesi gereken paradır. Kanun bu tazminatın işçinin son ücreti üzerinden hesaplanacağını belirtmekte fakat bu ücretin geniş anlamda ücret olduğunu vurgulamaktadır. Doğrudan verilen ücretin yanında işçiye sağlanmış para ve para ile ölçülmesi mümkün diğer menfaatlerin de tazminatın hesabında dikkate alınacağı ortaya çıkmaktadır.
 

Arızi olmayan ödemeler

Kıdem tazminatının hesabında her tür menfaat hesaba dahil edilmemekte ancak devamlı sağlanan, arızi nitelikte olmayan ve ayrılma tarihinde işçinin hak kazandığı menfaatler doğrudan verilen ücrete eklenmektedir. Ödemenin yıllar itibariyle devamlılık göstermesi, arızi olmaması ve kesin olarak hak kazanılmış olması gerekmekte, ayni yardımlarımların dikkate alınabilmesi içinse işyerinde kullanılmak üzere verilmemiş olmaları gerekmektedir. Yargıtay’a göre yıllardır ödenen ikramiye uygulaması işten ayrılma tarihinden önce ortadan kaldırıldıysa kıdem tazminatına esas ücrete eklenmeyecektir. Yüksek Mahkeme’ye göre işçinin işyerinde işini yapmak üzere verdiği iş elbiselerinin bedeli kıdem tazminatına yansıtılmayacaktır.

Belirtilen nitelikteki ödemeler ve yapılan ayni yardımların karşılığı olan para çıplak ücrete eklenmekte, kıdem tazminatına esas ücret ortaya çıkmaktadır. Bu genel yaklaşım uyarınca, bazı ödemelerin kıdem tazminatına esas ücrete dahil olduğu bazılarının da olmadığı kabul edilmektedir.
 

Kıdeme dahil olan ödemeler

Kıdem tazminatı hesabında dikkate alınan menfaatler, yemek yardımı, kasa tazminatı, gıda yardımı, yakacak yardımı, eğitim yardımı, konut yardımı, giyecek yardımı, erzak yardımı, sosyal yardım niteliğindeki ayakkabı ya da bedeli, unvan tazminatı, aile yardımı, çocuk zammı, temettü, havlu ve sabun yardımı, taşıt yardımı, yıpranma tazminatı, kalifiye - nitelik zammı, sağlık yardımı, mali sorumluluk tazminatı, bayram harçlığı, lojman tahsisi, aydınlatma, yakıt, su bedeli, teşvik primi, devamlı ödenen primler şeklinde sıralanabilir.

Kıdeme esas ücretin hesabında dikkate alınmayacak menfaatler ise yıllık izin ücreti, evlenme yardımı, hafta tatil ücreti, devamlı olmayan bayram harçlığı, hastalık yardımı, genel tatil ücreti, doğum yardımı, ölüm yardımı, izin harçlığı, teşvik ikramiyesi ve primleri, seyahat primleri, devamlılık göstermeyen primler, iş arama yardımı, harcırah, bir defalık verilen ikramiyeler ve devamlılık göstermeyen jestiyon şeklinde sıralanabilir.
 

‘Fazla çalışma’ tartışmalı

Fazla çalışma ücretinin kıdem tazminatına dahil olup olmayacağı da tartışmalı konulardan birisiydi. İşçinin işverenin ihtiyacı olduğu zamanda yaptığı fazla çalışmaya karşılık değişik tutarlarda aldığı fazla çalışma ücretinin kıdeme esas ücrete dahil olmadığı öteden beri kabul ediliyordu. Tartışma fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğu, işçinin fazla çalışma yapsın veya yapmasın bu ücrete hak kazandığı durumlarda, aylık ücretin fazla çalışmaya ilişkin bölümünün kıdem tazminatı yönünden dışlanıp dışlanmayacağı hususundan doğmaktaydı. Yargıtay, iş sözleşmesinin yıllık 270 saate kadar yapılacak fazla çalışmaların karşılığı ücretin, taraflarca kararlaştırılan aylık maktu ücret içerisinde, sürekli olarak ve işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığından bağımsız biçimde ödenmesini zorunlu kılmasından, bu ödemenin arızi nitelikteki bir fazla çalışmanın ücreti gibi değerlendirilemeyeceğini belirtmiştir. Bu doğrultuda fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olarak belirlendiği sözleşmelerde, işçinin kıdeme esas ücreti fazla çalışmaya karşılık olan bölümü düşürülmeden aylık ücreti üzerinden hesaplanacaktır.
 

Her durumda tavanı aşmamalı

Kıdem tazminatına esas ücretin hesaplanmasında dikkat edilmesi gereken husus sayılan ödemelerin eklenmesiyle bulunan ücretin kıdem tazminatı tavanı üst sınırını aşmaması gerektiğidir. Tazminat tavanı Devlet Memurları Kanunu’na tabi en yüksek devlet memuruna Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre bir yıl için ödenecek en yüksek emekli ikramiyesini geçemeyecektir. Bu sınır şu an için 8.284,51 TL’dir. Sınırı aşması halinde kıdemin belirtilen tavandan hesaplanması gerekecektir. İş Kanunu’nda belirlenen sınırı sendika ile işverenin anlaşıp yukarı çekmesi mümkün olamayacaktır.

Milliyet | Cem KILIÇ