Samsun Bölge İdare Mahkemesi 2. Vergi Dava Dairesi mükemmel bir işe daha imza attı. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu m.46/1.fıkra-b bendini somut norm denetimyoluyla Anayasa Mahkemesine götürdü ve Anayasa Mahkemesi de dokuz ay sonra -13 Temmuz 2024’te -yürürlüğe girmek üzere 13 Ekim 2023 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 26.07.2023 tarih ve E.2023/36, K.2023/142 sayılı karar ile iptal etti. Samsun Bölge İdare Mahkemesi 2. Vergi Dava Dairesi Başkanı ile üyelerini tüm samimiyetimle kutluyorum.  

İptal edilen bu kararın ne anlama geldiğini ve yorumumu daha sonra başka bir yazıda kaleme alacağım.

Gelelim konumuza…

Kanunların Anayasaya aykırılığı nedeniyle dava açma hakkı Anayasanın İptal Davası kenar başlıklı 150’nci ve Anayasaya aykırılığın diğer mahkemelerde ileri sürülmesi kenar başlıklı 152’nci maddelerinde düzenlenmiştir. Kanunların iptali için davanın Resmi Gazete’de yayımından itibaren 60 gün içinde (AY m.151) açılması gerekir. Buna soyut norm denetimi denir. Davayı, Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisinde en fazla üyeye sahip iki siyasi parti grubu ve TBMM üye tam sayısının en az 1/5 tutarındaki milletvekilleri açabilir.

İlaveten görülmekte olan bir davada taraflarca ileri sürülen Anayasa’ya aykırılık iddiasının ciddi bulunması veya mahkemece resen buna karar verilmesi durumunda bu konuda verilecek karara kadar davanın geri bırakılarak işin Anayasa Mahkemesi’ne intikal ettirilmesiyle başlayan yargısal denetim sürecine somut norm denetimi denir.

Görüldüğü üzere kanunların Anayasaya aykırılığı nedeniyle dava açma hakkı soyut norm denetimi yoluyla Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisinde en fazla üyeye sahip iki siyasi parti grubu ve TBMM üye tam sayısının en az 1/5 tutarındaki milletvekilleri ile somut norm denetimi yoluyla mahkemelere tanınmıştır.

Bunlar dışında kimsenin böyle bir hakkı bulunmamaktadır. Peki Türkiye Barolar Birliği, Türmob gibi birlikler ile akademisyenlere soyut norm denetimine gitme yolu açılamaz mı?

Bu konu, Türkiye Barolar Birliği (TBB)  tarafından Eylül 2023 tarihinde Vergi Reformları ve Öneriler ismiyle kendi web sayfasında yayımlanan ücretsiz indirilebilir formattaki elektronik kitapta da  yer aldı. Konuyla alakalı daha detaylı bilgiye oradan da ulaşabilir.

Dünya uygulaması nasıl?

Polonya, Romanya, Bulgaristan, Brezilya gibi ülkelerde yargı başta olmak üzere üniversiteler, meslek örgütleri gibi diğer belirli bazı anayasal kurum ve kuruluşlar AYM’ye soyut norm denetimi yoluyla iptal davası dava açabilmekteler.

Örneğin Polonya Cumhuriyeti Anayasasının 191’inci maddesine göre, işveren örgütleri ve meslek kuruluşlarının yanı sıra sendikalar da kendi faaliyet alanlarıyla ilgili konularda anayasaya aykırı yasal düzenlemelere karşı Anayasa Mahkemesi’nde dava açma hakkına sahiptir.

Brezilya’da soyut norm denetimi yoluyla bir kanunun Anayasaya uygunluğunu inceleme yetkisi yalnızca Federal Yüksek Mahkemeye aittir (m.102). Anayasanın 103’üncü maddesine göre bir kanunun Anayasaya aykırı olduğu iddiasıyla doğrudan Federal Yüksek Mahkemeye başvurma yetkisi (soyut norm denetimi) Cumhurbaşkanı, Temsilciler Meclisi ve Federal Senatonun Başkanlık Divanları, Eyalet Meclislerinin ve Senatolarının Başkanlık Divanları, Eyalet Valileri, Federal Başsavcı, Federal Barolar Birliği, Parlamentoda grubu bulunan siyasi partiler ve ülke çapında teşkilatlanan iş ve meslek örgütlerine aittir.

Romanya Anayasası m.146 ile de avukatların doğrudan Anayasa Mahkemesine gidebilecekleri belirtilmiştir.

Bulgaristan Anayasasının 150’inci maddesinde de Yüksek Baro Kurulunun, vatandaşların hak ve özgürlüklerini ihlal eden bir kanunun anayasaya aykırı ilan edilmesi talebiyle Anayasa Mahkemesine başvurabileceği belirtilmiştir.

Fransa’da ise Anayasanın 62’nci maddesine göre soyut norm denetimi başvurusu Cumhurbaşkanı, Başbakan, Ulusal Meclis Başkanı, Senato Başkanı ve Ulusal Meclisin veya Senatonun en az 60 üyesi tarafından yapılabilir.

Peki ya bizde?

Belirli organ ve kurumlar tarafından en azından kendi varlık ve görevlerini ilgilendiren alanlardaki kanunların anayasaya aykırılığı iddiasıyla dava açabilmesine olanak tanınabilir.

Her ne kadar Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yoluyla kamu gücünün yaptığı hak ihlalleri telafi edilebilse de bu mekanizma ancak hak ihlali vuku bulduktan (mağduriyet statüsü oluştuktan) sonra ve ancak bütün idari veya adli yargıdaki olağan kanun yolları tüketildikten sonra mümkün olabilmektedir. Kaldı ki bireysel başvuru mekanizması sadece başvurucuya yönelik sübjektif bir işlev görmektedir. Oysa bazı kişi ve kurumlar soyut norm denetimine başvurma konusunda yetkilendirildiğinde hak ihlalini baştan önleyici ve objektif etki doğuracak genel koruma mekanizması yaratılacaktır.

Bu kapsamda özellikle barolar, odalar, sendikalar, akademisyenler, üniversiteler kendi varlık ve görevlerini ilgilendiren alanlardaki kanunların anayasaya aykırılığı iddiasıyla soyut norm denetimi yoluyla Anayasa Mahkemesine gidebilmeliler.