Yasaya göre işsizlik ödeneği almaya hak kazanmış sigortalıyı işe alan işverene, sigortalının işsizlik ödeneği aldığı süre kadar prim teşviki veriliyor.
Ne var ki, bu teşvikten yararlanılmış işçi işten ayrılır veya işten çıkartılır ise işverenin prim teşvikinden yararlandığı süre, işçinin işsizlik ödeneği yararlanma süresinden düşülüyor.
Sonuçta işverenin bu teşvikten yararlandığı işçi işten ayrıldığında, eğer ki son işyerindeki çalışmalarından dolayı yeniden işsizlik ödeneği alma hakkı oluşmamışsa, ya işsizlik ödeneğinden yararlanma süresi sona erdiğinden hiç işsizlik maaşı alamıyor ya da işverenin teşvikten yararlandığı süre düşüldükten sonra varsa geride kalan süre kadar işsizlik maaşı alabiliyor.
…
Olayı şöyle iki farklı örnekle açıklayayım sizlere,
180 gün süreyle işsizlik ödeneği almaya hak kazanmış olan bir işçi, diyelim ki işsizlik maaşının 60 günlük kısmını iki ay boyunca aldı ve sonrasında da yeni bir işe girdi.
Yeni işveren eğer ki bu işçiden dolayı 4447/50. maddedeki teşvikten hiç yararlanmamış ise, bu işçi kendi istek veya kusuruyla bile olsa işten ayrıldıktan sonra kalan 120 günlük işsizlik maaşını alabilir.
Yok eğer yeni işyeri sahibi bu işçiden dolayı 4447/50. maddedeki teşvikten yararlanmış ise işte o zaman durum farklı.
Diyelim ki yeni işveren kalan 120 günün tamamı için bu teşvikten yararlandı ve sonrasında işçi işten ayrıldı. Bu durumda işçinin yeni işyerinde çalıştığı süre boyunca işsizlik ödeneği alma hakkı oluşmamış ise işçi beş kuruş işsizlik maaşı alamaz hale geliyor.
Çünkü işsizlik maaşı işverene teşvik diye verildi.
Diyelim ki işveren 120 günün 90 günü boyunca bu teşvikten yararlandı ve sonrasında işçiyi işten çıkardı. O zaman da işçi anca 30 günlük süre boyunca işsizlik maaşı alabiliyor.
Kalan 90 günün parası ise teşvik olarak işverene verildi.
…
İşsizlik ödeneği alan işçi,
“Madem öyle kardeşim! ben işsizlik maaşımın tamamını alırım ondan sonra yeni bir işe girerim, yoksa girmem” diyebilir mi diye de bir soru gelecektir aklınıza,
Olabilir elbette, işçi işsizlik maaşı bitinceye kadar işe girmem diye düşünebilir.
Ne var ki, 4447/52. madde ve İŞKUR tarafından çıkartılan 2020/1 sayılı Pasif İşgücü Hizmetleri Genelgesine göre işsizlik maaşı almakta olan bir işçi, İŞKUR tarafından teklif edilen mesleğine uygun ve son çalıştığı işin ücret ve çalışma koşullarına yakın ve ikamet edilen yerin belediye mücavir alanı sınırları içindeki bir işi haklı bir nedene dayanmaksızın reddederse, işsizlik maaşı İŞKUR tarafından “Önerilen işi kabul etmeme” gerekçesiyle kesilmekte ve tekrar da başlatılmamaktadır.
Hatta, bu amaçla İŞKUR tarafından yapılan çağrıları İŞKUR tarafından belirtilen süre zarfında cevaplamayan, istenilen bilgi ve belgeleri öngörülen süre içinde cevap vermeyenlerin işsizlik maaşları da İŞKUR tarafından “Davete Gelmeme” gerekçesi ile kesilmektedir.
Yani işsizlik ödeneği alırken İŞKUR tarafından teklif edilen işi az önce saydığım koşullar geçekleşmiş ise reddedemiyorsunuz, ederseniz bu defa işsizlik maaşınız kesiliyor.
…
Peki işçinin yeni işverenine “Patron, benden dolayı bu teşvikten yararlanma” deme hakkı var mı?
Üzgünüm, onu da diyemiyor.
Çünkü işçinin yeni işyerine başladığı tarih itibariyle hak kazandığı işsizlik maaşı alma süresi varsa ve işyeri de yasadaki şartları sağlıyorsa, işçi istemese bile işveren bu teşvikten sonuna kadar yararlanabiliyor.
…
Değerli okurlar,
İşsizliğin azaltılması, haliyle istihdamın artırılması sadece kamu sektörüne yapılacak alımlarla sağlanamayacağından elbette ki özel sektörün devlet tarafından desteklenmesi şart.
Elbette ki, kadınların, gençlerin, engelli vatandaşların işe alınmaları ve asgari ücretin işverenler üzerindeki yükün hafifletilmesi için devlet tarafından özel sektöre destek verilmesi şart.
Ama özel sektör işverenlerine bir destek verilecekse eğer, bu destek asla işçiyi incitmemeli,
Asla işçiden alıp işverene verilecek bir destek olmamalı,
Hele hele işten ayrılmış, üç -beş aylık süre zarfında işsizlik maaşıyla ailesinin geçimini sürdürmeye çalışan işçinin, işsizlik maaşına endeksli bir destek, hiç mi hiç olmamalı.