Son günlerde gazetelerde vergi daireleri tarafından vergi borcu bulunan mükelleflerin oturdukları konutların satışa çıkarıldığı ilanları görülmektedir. Vergi borcu nedeni ile mükelleflerin sahip oldukları işyerleri veya konutlarının vergi dairesi tarafından satışa çıkarılması söz konusu olabilmektedir. Ne var ki, Anayasamızın temel hükmü gereği devletin bireylere iş, aş, ekmek ve sosyal hayatına uygun konut edindirme gibi bir sosyal görevi mevcuttur. Vergi borcu gerekçesi ile mükelleflerin sahip oldukları tek konutun vergi dairesi tarafından ilana çıkartılarak satılması istisnai bir yol veya durum olması gerekmektedir.
Öte yandan, konuyla ilgili 6183 sayılı AATUHK’nun 70/11 mad. hükmüne göre “Borçlunun haline münasip evi ancak evin değeri fazla ise bedelinden haline münasip bir yer alınabilecek miktarı borçluya bırakılmak üzere haczedilerek satılabilir” hükmü mevcuttur.
Uygulamada mükellefin borcu nedeni ile satışa çıkarılan gayrimenkuller ile ilgili olarak bazı ön araştırma yapılması ve aşağıdaki hususlara dikkat edilmesi yararlı olacaktır.
Buna göre,
1. Satışa çıkartılan konutun mükellefin haline uygun bir konut olup olmadığı, sosyal statüsüne uygun bir konut olup olmadığı,
2. Konut üzerinde haciz, şerh, aile konutu şerhi vs. durumların bulunup bulunmadığı,
3. Mükellefin vergi borcu ile konutun değerinin karşılaştırılarak buna göre bir karar verilmesi,
4. Satışa çıkarılan konutun durumunu gösterir ilanlarda yeterli açıklık bulunup bulunmadığı, ilana çıkma tarihi ile satış günleri, birinci satış ve diğer ikinci satış ve pazarlık durumları ve tarihleri yasaya uygun belirlenmelidir. (6183 sayılı Yasa mad. 85, 88)
5. İşyeri olarak satışa çıkarılan gayrimenkulün ayrıntılı bilgileri,
Sonuç olarak, vergi borcu nedeni ile amme borçlusu mükelleflerin sahip oldukları konutların satışı istisnai bir durum olması gerekir. Aynı durum amme borçlusu tüzel kişiler için de söz konusudur. Bilinmelidir ki, öncelikle konut satışından ziyade amme borcunun alacaklı vergi dairesine en kısa zamanda ödenmesinin sağlanması amacı hedef alınmalıdır.
HukukiHaber | Dr. Mustafa ALPASLAN