Şu aralar hepimizin nefeslerini tutup kilitlendiği şey 14 Mayıs Pazar günü yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve TBMM genel seçimleridir. Kimimiz Erdoğan ve Cumhur İttifakı'nın kalmasını ve şu ana kadar uygulanan politikaların devam etmesini; kimimiz ise Erdoğan yönetiminden kurtulmayı istiyor.

Ancak meclis genel seçimleri Cumhurbaşkanlığı seçiminin biraz gölgesinde kalmış gibi. Yapılan anketler, değerlendirmeler ve bu minvaldeki her türlü yorum Kılıçdaroğlu-Erdoğan yarışına endekslenmiş vaziyette. Siyasi partilerin meclisteki sandalye sayısı ise Cumhurbaşkanlığı seçimine nazaran biraz daha az konuşulmakta.

Bu durumun popülaritesini fark eden Erdoğan ve Kılıçdaroğlu meydanlarda vaatlerinin dozunu her seferinde biraz daha artırarak oy istemekteler. Özetle sundukları vaatleri oya devşirmek istemekteler. Bu konuda ikisinin de başarılı olduklarını söyleyebilirim.

Hatta Erdoğan halihazırda Cumhurbaşkanı olması nedeniyle vaatlerinin bir kısmını -beleş doğal gaz, kamu işçilerine zam gibi- hemen hayata da geçirebilmektedir. Kılıçdaroğlu ise 15 Mayıs'tan itibaren yapacaklarını geniş bir perspektifle sunmaya devam etmekle yetinmektedir.

Nereden gelecek bu para?

Bu kadar vaadin gerçekleşmesini besleyecek en önemli kaynak devlet bütçesidir. Bu bütçeyi fonlayacak şey ise biziz yani vergilerimiz.

2023 yılı Ocak-Mart döneminde merkezi yönetim bütçe giderleri 1 trilyon 44,8 milyar TL, bütçe gelirleri 794,7 milyar TL ve bütçe açığı 250 milyar TL olarak açıklandı.

Nisan ayı dahil veriler ise 15 Mayıs'ta açıklanacak ve ne kadar daha açık verdiğimizi o tarihte öğreneceğiz.

2023 yılı merkezi yönetim bütçe giderleri 4 trilyon 423 milyar, gelirleri 3 trilyon 762 milyar TL ve hedeflenen bütçe açığı ise 661 milyar TL'dir. 2023'ün ilk üç ayında hedeflenen bütçe açığının yüzde 38'ini gerçekleştirdik zaten. Özetle bu şekilde devam edersek yılın ortalarında 2023'ün tamamı için hedeflenen bütçe açığını gerçekleştirmiş olacağız. Hedeflen bütçe açığını aşmamamız için ise yılın kalan aylarında hiç açık vermemiz gerekecek ki bu pek mümkün görünmüyor. Daha da önemlisi 15 Mayıs sabahı iktidar değişse de değişmese de bunun için yeni bir bütçe daha gerekecek sanıyorum.

Özellikle son bir ayda Erdoğan'ın seçimi kazanmak için verdiği sözlerin yanında yaptığı harcamalar, vazgeçtiği gelirler herkes tarafından oldukça sevindirici bir şekilde karşılanmakta. Lakin bu çok ciddi bir sorun doğuracak… 

Mali aldanma yaşanacak

Atlanılan çok önemli bir nokta var ki o da bu vaatler nedeniyle seçim sonrası yapılması gereken birçok yatırım ve harcamanın aksamasıdır.

Devletin etkinlik ve verimlilik konularını dikkate almadan vatandaşların beklentilerini ölçüsüz bir şekilde karşılama ve o anda sunulan bu hizmetlerin de vatandaşlarca beleş olduğunu sanmaları çok önemli bir tehlikedir.

Seçim öncesi olduğu gibi aşırı ve ölçüsüz şekilde yapılan kamu harcamalarının maliyeti yurttaşlar tarafından maalesef algılanamamakta. İktidar tarafından sırf oya dönüşmesi adına yapılan bu tür bol keseden harcamaların artması hem israfa hem de ciddi anlamda verimsizliğe neden olmaktadır. Ve bu durum her seçim sonrası olduğu gibi devleti bir enkaza dönüştürmektedir.

Doğal gazın beleş olması, bayram ikramiyesinin artırılması gibi kamu harcama artışlarından vatandaşlar o an fazlasıyla memnun olmakta. Ancak bol keseden yapılan kamu harcamalarının yaratacağı bütçe açığını kapatmak için borçlanmavergi artışı, yeni vergiler ve/veya para basma gibi yöntemlerin yaratacağı enflasyon gibi kronik sorunların farkına varılmaması ise çok daha başka bir sorundur. Literatürde buna mali aldanma adı verilir. İşte bu seçim arifesinde verilen vaatlerin aşırı ve ölçüsüzlüğü mali aldanmaya iyi bir örnektir.

Bu aşırı ve ölçüsüz vaatlerden dolayı yakın gelecekte benim ve sizlerin vergi yüklerinde ciddi bir artış ortaya çıkacak. Bunun nedeni ise seçim vaatlerinin plansızca ve bol keseden sunulmasının doğuracağı sonuçtan başka bir şey değildir.

Bu seçim arifesinde bol keseden yapılan harcamaların yaratacağı olumsuz resmin en önemli aktörlerinden biri yurttaşlar ve bu konuda gösterdikleri davranışlarıdır.

İnsanımız vaat yoluyla kendilerine sunulan bu mal ve hizmetlerin maliyeti hakkında fikir sahibi olmamaları nedeniyle bu mal ve hizmetlerden çok daha fazla talep ederler.

Ve maalesef devlet idaresi de bunu oya dönüştürmek için bu taleplere karşılık vererek tüm yurttaşların katlanacağı ortalama maliyeti de artırmaktadır. Ayrıca bu durum çok yakın gelecekte her bireyin üzerine düşen vergi yükünün hissedilir şekilde artmasına da neden olacaktır.

Böylece hükümetler oylarını artırma uğruna bu tarz mal ve hizmet artışını artırma yoluna gidecek ve bir anda yurttaşlar kendilerini yüksek vergi yükü içinde bulacaklardır.

Ezcümle bıldırki hurmalar gözünü tırmalar…

T24 | Murat BATI