Bir süredir kamuoyunu meşgul eden ve beklenti yaratan yeni torba kanun geçtiğimiz hafta cuma (07.10.2022) tarihinde TBMM’ye sunuldu. Ancak torba kanunda olması özellikle beklenilen ve istenilen; başta borç yapılandırması, yapılandırma taksitlerini aksayanlara yeni bir hak verilmesi torba kanunda şu an için yer almıyor. Plan Bütçe Komisyonu’nda eklemeler yapılır mı? Yoksa bu hali ile mi? Yasallaşır bilinmez. Ancak bize göre borç yapılandırılmalarının eklenmesi hem maliyeye ek bir kaynak hem de mükelleflere rahat nefes aldırması açısında yerinde bir uygulama olacaktır. Dolayısıyla Torba Kanunun bu hali için “Dağ Fare Doğurdu!..“ dersek yalan olmaz.
TBMM’ye sevk edilen torba kanunda kamuoyunun beklentisi olan başta 7326 sayılı kanun ile mükelleflere verilen matrah artırımı, stok affı ve mevcut borçların vadelendirilmesi konusunda getirilen hakların, ödeme imkansızlığı nedeniyle, yerine getirilemeyen ve bu nedenle bozulan sözleşmelerin, yapılandırmaların yeniden tesis edilmesidir.
Bu durum hem mükellef hem de maliye açısından büyük önem arz etmektedir. Seçim yatırımı olarak değerlendirilen torba kanunda; bu kadar önemli bir konuda düzenleme yapılmamış olması ise düşündürücüdür. Çünkü devletin en çok gelire ihtiyacı olduğu bir dönemde geçmiş yapılandırmalarda bu hakkı elde etmiş ancak imkansızlık nedeni ile bu sorumluluklarını yerine getirememiş mükelleflere verilecek ek bir şans maliye için ciddi bir gelir yaratacaktır. Bu sayede mükellef ile maliyenin yarım kalmış barışması tamamlanacak ve ekonomik sisteme büyük bir destek sağlanmış olacaktır. Bu ise sosyal devlet olmanın en büyük yansımasıdır diye düşünüyorum. Bu nedenle de plan bütçe komisyonunda eksik kalan bu konunun tamamlanacağını ümit ediyorum.
Söz konusu torba kanun ile getirilecek düzenlemelerden, önemli olanları aşağıda sizlerle paylaşmaya çalışacağım.
1) PERSONEL YEMEK ÜCRETLERİ; Mevcut uygulama ile işverenler tarafından personele işyerinde veya müştemilatında yemek verilmesi suretiyle sağlanan menfaatler gelir vergisinden istisna edilmiştir. Bu ana kuralın istisnası ise personele günlük tutarı belirlenen bir ödemenin - yemek verme hizmeti sağlayan mükelleflere yapılması şartıyla - yemek çeki dediğimiz bir yöntemle yapılmasıdır. Kanun koyucu yemek çeki verilmesi halinde, bu ödemeleri de istisna kapsamında değerlendirilmiştir. 2022 yılı için belirlenen günlük tutar 51 TL’dir.
Torba kanunla söz konusu tutarın yemek çeki olarak değil de nakden ödenmesi halinde de istisna kapmasında değerlendirilmesi öngörülmektedir. Yani teklif edilen yeni düzenleme ile çalışanlara yemek bedeli olarak yapılan günlük belirli bir tutarı aşmayan ödemeler, kullanım aracına bakılmaksızın doğrudan gelir vergisi istisnası kapsamına alınmaktadır. Bu tutar üzerinden sigorta prim kesintisi de yapılmayacaktır.
Söz konusu uygulamanın değiştirilerek yemek çeki yerine nakit olarak verilen tutar içinde vergi istisnası getirilmesinin bize göre personel açısından hiçbir katkısı bulunmaktadır. Çünkü personelin bu ödemeyi nakden alması ya da yemek çeki olarak alması arasında bir fark bulunmamaktadır.
Bilindiği üzere işveren personele yemek vermek zorunda değildir. Yemek veren işletmelerin büyük bir kısmı ise işyerinde yemek çıkarmak suretiyle bu hizmeti sağlamaktadır. Bazı işletmelerde yemek çeki uygulamasından faydalanmakta ve ilgili firmalardan almış olduğu hizmeti faturalandırmak suretiyle doğrudan gider olarak muhasebeleştirmektedir. Bu kanun değişikliği firmaları sadece KDV yükünden kurtarmış olacaktır. Yani firma yemek çeki firmasına 2022 yılı için 51 TL + KDV olarak ödeme yapmaktadır. Tabi ödediği KDV’yi de indirim konusu yapmaktadır. Yani firmaların devreden KDV’leri olmadığı sürece KDV sadece kısa bir dönem için işletmelere finans yükü getirmiş olabilir. Oysa personelin uygulamadan elde ettiği net tutar veya net fayda değişmemektedir. Her iki durumda da 2022 yılı için 51 TL ile sınırlı kalmaktadır. Sadece kendisine sunulan faydanın yöntemi değişmektedir. Çek uygulaması yerine aynı tutarı nakit olarak alabilecektir. Ancak personel kendisine sunulan bu günlük 51 TL olan hakkı 52 TL olarak kullanmamaktadır. Bize göre esas olan bu yüksek enflasyonist ortamda bir tabak çorbanın 50 TL olduğu ortamda, doğru olan ve yapılması gereken günlük olarak belirlenen 51 TL’lik limitin artırılmasıdır. Yani tartışılması gereken asıl konu günlük 51 TL’nin yemek çeki ile ya da nakit olarak verilmesi değil bu limitin insanlık onuruna ve mevcut enflasyona uygun olarak güncellenmesidir.
2) YURT DIŞINDA ÇALIŞAN PERSONEL; Bu torba kanun ile yurt dışında inşaat onarım montaj ve teknik hizmetlerde çalışan personelin ücretlerinin gelir vergisinden istisna edilmektedir. Söz konusu personel ücretlerinin gelir vergisinden istisna edilmesi yerinde bir uygulamadır. Çünkü yurt dışı inşaat onarım montaj ve teknik hizmetler de vergisinden muaf tutulmuştur. Bu uygulama Türk müteahhitlik sitemine destek olmak ve uluslarasın platformda önünü açmak için alınmış olan yerinde bir karardır. Ancak değişik ülkelerde faaliyet gösteren firmalar bu faaliyetleri sonucu elde ettikleri kardan vergi ödemezken, bu projelerde çalıştırdıkları personel için ödedikleri ücret için gelir vergisi ödemektedirler. Firmalar bu durumda vergiden kaçınmak için ya düşük oranlı vergilendirme varsa projenin olduğu ülkede personelin vergisini ödemekte ya da personelin ücretini yurt dışında ödeyerek Türkiye’de bu personel için gelir vergisi ödememeyi tercih etmektedirler. Yapılmak istenilen değişiklik ile bu ve benzer uygulamaların önüne geçilebilecek ve ücretler vergisiz olarak Türkiye’den ödenmesi sağlanabilecektir. Bu sayede sektörde çalışan personelin SGK sorunu da büyük ölçüde çözümlenmiş olacaktır diye düşünmekteyiz.
3) ISINMA GİDERLERİ; İşverenlerce çalışanların 1000 TL’ye kadar elektrik, doğalgaz ve ısınma giderlerinin ödenmesi amacıyla sağlanan menfaatler gelir vergisinden istisna edilmekte ve bu ödemelerin sigorta prim kesintisine tabi tutulmaması öngörülmektedir. Bu istisna süreli bir istisna olup, 30.06.2023 tarihinde son bulmaktadır. Söz konusu bir uygulama ilk kez mevzuat sistemimizde yerini alacak olup, nasıl karşılık göreceği ise henüz bilinmemektedir. Ancak bu istisnanın süreli bir istisna olması tarafımızdan anlaşılamamıştır.
Diğer taraftan personele ne ad altında olursa olsun yapılacak yardım ve desteğin vergi ve SGK kapsamı dışında tutulması yerinde bir uygulama olarak tarafımızdan değerlendirilmektedir.
4)SİCİL AFFI; Torba kanunda öngörülen bize göre bir diğer bir önemli konu ise sicil affıdır. Karşılıksız çıkan çek, protesto edilmiş senet, kredi kartı ve diğer kredi borçlarını zamanında ödeyemedikleri için Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi’ne bildirilen kişilerin ve kredi müşterilerinin kanun teklifinde belirtilen yükümlülükleri yerine getirmesi halinde geçmiş ödeme performanslarına ilişkin olumsuz kayıtlar dikkate alınmayacağı konusunda bir düzenleme yapılmaktadır. Bu düzenleme kredi kartlarını, çek ve senetleri (yani hem bireyleri hem de ticaret erbaplarını) kapsaması nedeniyle geniş halk kitlelerini ilgilendirmektedir. Dolayısıyla öngörülen şartların yerine getirilerek temiz bir sayfa açılması yerinde bir uygulama olacaktır.
5)DİĞER DÜZENLEMELER;
- Bireysel katılım yatırımcısı indirim uygulama süresi 31.12.2027 tarihine kadar uzatılarak gelir vergisi beyannamesinde indirim yapılacak tutar güncellenmektedir.
- Sermaye azaltan şirketlerin, sermayenin hangi unsurunu ne kadar tutarda azalacağı ve azaltıma konu edilen bu unsurlar üzerinden nasıl vergilendirme yapılacağı netleştirilmektedir.
- 12.2022 itibarıyla sona erecek olan yabancı para ile altın hesaplarını TL mevduat ve katılma hesaplarına dönüştüren mükelleflerin elde ettikleri faiz ve kar payı kazançlarına sağlanan kurumlar vergisi istisnasının süresi 31.12.2023 tarihine kadar uzatılmıştır.
- Melek yatırımcılara sağlanan indirim uygulamasının süresi 31.12.2027 tarihine kadar uzatılmaktadır.
- COVID-19 salgın hastalığı süresince sokağa çıkma yasağına ve maske takma mecburiyetine uymayanlar için kesilen idari para cezalarının tahsilinden vazgeçilecektir.
Dünya | Yılmaz SEZER