Uluslararası pi­yasalara yatırım yapan ve bu piyasalarda kazanç elde eden işletmeler kazanç el­de ettikleri ülkelerin mali mevzuatı uya­rınca vergi ödemek durumundadır. Ül­kemizde yürürlükte olan vergi mevzuatı düzenlemeleri doğrultusunda; tam mü­kellef kurumlar, gerek yurt içinde, gerek­se yurt dışında elde ettikleri kazançla­rın tamamı üzerinden vergilendirilirler. Böyle olunca da şirketler tarafından yurt dışında ödenen vergilerin Türkiye’de he­saplanan kurumlar vergisinden mahsu­bu gündeme gelmektedir.

Yurt dışında elde edilen kazançlar sonuç hesaplarına aktarılmalıdır

Kurumlar Vergisi Kanununun 33. maddesinde göre; yabancı ülkelerde el­de edilerek Türkiye’de genel sonuç he­saplarına intikal ettirilen kazançlardan mahallinde ödenen kurumlar vergisi ve benzeri vergiler, Türkiye’de bu kazanç­lar üzerinden tarh olunan kurumlar ver­gisinden indirilebilir. Yabancı ülkeler­de elde edilen kazançların mahsubu için yurtdışında ödenen verginin kurumlar vergisi ve benzeri bir vergi olması ve söz konusu kazançların Türkiye’de genel so­nuç hesaplarına aktarılması gereklidir. Söz konusu vergilerin yabancı para cin­sinden ödenmesi durumunda, Türki­ye’de genel sonuç hesaplarına intikal et­tirildiği tarihteki Merkez Bankası döviz alış kuru esas alınacaktır.

Vergi mahsubunda sınır var

Yabancı ülkelerde ödenerek genel so­nuç hesaplarına aktarılan vergilerin mahsup edilecek tutarı, yurt dışında el­de edilen kazançlara, kurumlar vergisi kanununun 32. Maddesinde belirtilen kurumlar vergisi oranının uygulamasıy­la bulunacak tutardan fazla olamaz. Ay­rıca, yurt dışında ödenen vergilerin za­rar ya da istisnalar nedeniyle Türkiye’de kurum kazancı oluşmadığından ilgili yıl­da indirilememesi halinde, mahsup hak­kı izleyen üçüncü hesap dönemi sonuna kadar kullanılabilecektir.

Yurt dışında ödenen vergilerin tevsiki

Yabancı ülkelerde ödenen vergilerin, Türkiye’de hesaplanacak vergiden indi­rilebilmesi için; bu vergilerin ilgili ül­kede ödendiğine dair tevsik edici bel­gelerin yetkili makamlardan alınarak mahallindeki Türk elçilik veya konsolos­lukları, yoksa mahallinde Türk menfaat­lerini koruyan ülkenin aynı nitelikteki temsilcileri tarafından tasdik edilmesi gerekmektedir. Apostil (Apostılle) şerhi taşıyan belgeler de Lahey Konferansının tüm üye ve taraf ülkelerinde tevsik edici belge olarak kabul edilmektedir.

Yurt dışı iştiraklerden elde edilen kâr payları

Tam mükellef kurumların doğrudan veya dolaylı olarak sermayesi veya oy hakkının % 25’ine sahip olduğu yurt dı­şı iştiraklerinden elde ettikleri kâr pay­ları üzerinden hem stopaj yoluyla öde­dikleri vergiyi hem de kâr payına isabet eden vergiyi genel koşullar dahilinde kurumlar vergisinden mahsup edile­bilmektedir.

Çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmaları

Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaş­maları, aynı kazanç unsurunun her iki ülkede de vergilendirilmesini önleme anlaşmalarıdır. Yabancı Ülke ile Türkiye arasında Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmasının olup olmadığına bakılarak vergilemede anlaşma hükümlerine uyul­ması gerekmektedir. Türkiye’nin taraf olduğu bazı anlaşmalarda, bazı kazanç­ların Türkiye’de vergiden istisna edildiği görülebilmektedir. Bu durumda, istisna kazançlar nedeniyle yurt dışında ödenen vergilerin Türkiye’de mahsup edilmesi mümkün değildir.

Kaynak: Dünya | Mahmut Bülent YILDIRIM