I.GİRİŞ

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunun (GVK) Mükerrer 121. maddesine göre, mükellefler, belirli şartları sağlamaları halinde beyan ettikleri yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannameleri üzerinden hesaplanan verginin %5’ini ödenmesi gereken gelir veya kurumlar vergisinden indirebilecektir.

Bu düzenlemedeki amaç;

1) Vergiye gönüllü uyumu artırmak,

2) Vergi kayıp ve kaçağına engel olmak ve

3) Daha adil bir vergi sistemi oluşturmaktır.

Bu nedenle, vergi indirim müessesi yürürlüğe girdikten sonra vergi indiriminden yararlanan mükellef sayısını artırabilmek için madde hükmünde birçok kez değişiklik yapılmıştır.

Yazımızda; en son değişikliklerle birlikte vergi indiriminden yararlanma şartlarına, mükellefler lehine yapılan değişikliklere değinilmiş olup, ayrıca uygulamada yaşanılan aksaklıklara ve bu aksaklıkların nasıl giderilebileceğine ilişkin önerilerimize yer verilmiştir.

II.VERGİ İNDİRİMİNİN ŞARTLARI

7194 sayılı Dijital Hizmet Vergisi İle Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 18. maddesi ve 7338 sayılı Vergi Usul Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 10. maddesinde vergi indirim müessesesi ile ilgili bazı önemli düzenlemeler yapılmıştır. Son düzenlemeler doğrultusunda GVK’ nın mükerrer 121. maddesinde yer alan vergi indirimden faydalanabilmek için gerekli şartlar aşağıda belirtilmiştir.

a) Ticari, zirai veya mesleki faaliyeti nedeniyle gelir vergisi mükellefi olanlar ile kurumlar vergisi mükellefleri (finans ve bankacılık sektörlerinde faaliyet gösterenler, sigorta ve reasürans şirketleri ile emeklilik şirketleri ve emeklilik yatırım fonları hariç olmak üzere), yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannameleri üzerinden hesaplanan verginin %5’ini, ödenmesi gereken gelir veya kurumlar vergisinden indirebilir. Şu kadar ki hesaplanan indirim tutarı, her hâl ve takdirde 1/1/2023 tarihinden itibaren verilmesi gereken yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerinde uygulanmak üzere 4.400.000 TL’den fazla olamaz. 

b) İndirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile bu yıldan önceki son iki yıla ait vergi beyannamelerinin kanuni süresi içerisinde verilmiş olması Kanuni süresinde verilen bir beyannameye ilişkin olarak, kanuni süresinden sonra düzeltmeamacıyla veya pişmanlıklaverilen beyannameler bu şartın ihlali sayılmaz.

İndirimin hesaplanacağı beyannamenin verildiği tarih itibariyle vergi beyannameleri üzerine tahakkuk eden vergilerin ödenmiş olması şarttır.

c) İndirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile bu yıldan önceki son iki yıl içerisinde kesinleşmiş olması koşuluyla vergi beyannamelerindeki vergi türleri itibarıyla 2022 yılı için 000 TL ve üzeriikmalen, re’senveya idarece yapılmış ve kesinleşmiş bir tarhiyat bulunmaması gerekmektedir. İndirim tutarı, 01.01.2023 tarihinden itibaren verilmesi gereken beyannamelerde 4.400.000 TL olduğundan bu indirim tutarının %1’i olan 44.000 TL tutarındaki bir tarhiyat şartların ihlali sayılmamaktadır.

(b) ve (c) bentlerinde geçen vergi beyannameleri ibaresinden, yıllık gelir vergisi ve kurumlar vergisi beyannameleri, geçici vergi beyannameleri, muhtasar, KDV ve ÖTV beyannamelerinin anlaşılması gerektiği açıkça belirtilmiştir.

d) Vergi indiriminin hesaplanacağı beyannamenin verildiği tarih itibarıyla vergi aslı vergi cezaları ile fer’i alacaklar dâhil 1.000 TL üzerinde vadesi geçmiş borcunun bulunmaması gerekmektedir. Söz konusu 1.000.- TL’lik borcun hesabında vergi dairelerine verilmesi gereken vergi beyannameleri üzerine tahakkuk eden vergi asılları, vergi cezalarının (vergi ziyaıcezası, usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları) ve bunların fer’i alacaklarının toplamı dikkate alınır.

e) Vergi indiriminin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile önceki dört takvim yılında Vergi Usul Kanununun 359 uncu maddesinde sayılan fiillerin işlenmemiş olması şarttır.

Yukarıda sayılan şartları sağladıktan sonra indirim hesaplaması, hesaplanan kurumlar vergisi üzerinden %5 indirilerek yapılacaktır. Örneğin, hesaplanan kurumlar vergisinin 2.000.000 TL olduğunu varsayalım. Bu durumunda vergi indirim tutarı 100.000 TL (2.000.000*%5) olacaktır.

Gelir vergisi mükelleflerinin ticari, zirai veya mesleki kazançlarını diğer gelir unsurlarıyla birlikte beyan etmesi durumunda, vergi indirim tutarı, ticari, zirai veya mesleki kazançların toplam gelir vergisi matrahı içerisindeki oranı dikkate almak suretiyle hesaplanan gelir vergisi esas alınarak tespit edilecektir. Mükelleflerin kazançlarının sadece ticari, zirai veya mesleki kazançlardan ibaret olması halinde böyle bir oranlama yapılmasına gerek bulunmamaktadır.

III.MÜKELLEFLERE SAĞLANAN FAYDALAR

1) Tahakkuk eden vergilerin kanuni sürelerinde ödenmesi gerektiği koşulu esnetilerek, indirimin hesaplanacağı beyannamenin verildiği tarih itibarıyla yıllık gelir vergisi ve kurumlar vergisi beyannameleri, geçici vergi beyannameleri, muhtasar, KDV ve ÖTV beyannameleri üzerine tahakkuk eden vergilerin ödenmiş olması koşulu getirilmiştir. Bu durumda, gelir vergisi mükelleflerinin 31.03.2023, kurumlar vergisi mükelleflerinin ise 30.04.2023 tarihine kadar söz konusu beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilerini ödemeleri gerekmektedir. Dolayısıyla damga vergisi beyannamesinin verilmemiş olması veya tahakkuk etmiş ödenmemiş damga vergisinin veya motorlu taşıtlar vergisi borcunun bulunması şartın ihlali sayılmamaktadır.

2) Beyannamenin ait olduğu yıl ile bu yıldan önceki son iki yıl içerisinde İkmalen, re’sen veya idarece yapılmış bir tarhiyat kesinleşmese dahi indirim şartlarının ihlali sayılırken yapılan değişiklikle birlikte gelir vergisi, kurumlar vergisi, geçici vergi, muhtasar, KDV ve ÖTV vergi kodlarından yapılacak tarhiyatların kesinleşmiş olma şartı getirilmiştir.

Vergi ve cezaların ödenmesi, dava açma süresi içinde dava konusu edilmemesi, uzlaşma tutanağının imzalanması, ilk derece mahkemesinin ret kararı üzerine kanun yollarına gidilmemesi, süresinde dava açılmış, fakat davanın reddedilmesi üzerine kanun yoluna gidilmişse verilen mahkeme kararının tebliği, Vergi Usul Kanunun 376. maddesine istinaden cezanın indirimli ödenmesi hallerinde tarhiyatlar kesinleşmiş sayılır.

Mahkeme kararı dışındaki hallerde vergi ve cezalar tamamen ortadan kaldırılmadığından vergi indirimi için gerekli şartlar ihlal edilmiş sayılmaktadır. Tarh edilen vergi ve kesilen cezanın dava konusu edilmesi durumunda ise üst mahkemede dâhil olmak üzere tarhiyatların tamamen ortadan kaldırılması yönünde verilen kararların tebliğ edilmesi ile birlikte şartlar ihlal edilmiş sayılmamaktadır. Davanın kaybedilmesi durumunda ise vergi ve cezaların kesinleşme tarihi önemlidir. Kesinleşme, beyanname verilmeden önce gerçekleşmişse beyannamenin verileceği yıl vergi indiriminden yararlanılamayacak; beyanname verildikten sonra gerçekleşmişse, indirimden yararlanılan tutar geri alınmayacak fakat bir sonraki yılda verilecek beyannamede indirim hakkı kaybedilecektir. Örneğin 2022 yılında kendisine ihbarname tebliğ edilen mükellefin dava açması ve dava sürecinin 2023 yılında devam etmesi durumunda, 2023 yılında vereceği beyannamede %5 vergi indiriminden yararlanacaktır. Vergi mahkemesi kararının mükellef aleyhine olması ve üst mahkemeye başvurulması halinde dahi kesinleşme gerçekleşmediği için indirimden yararlanmaya devam edilecek, tüm yargı yolları tüketilip Haziran/2023 yılında vergi kesinleştiğinde, 2024 yılında verilecek beyannamede indirimden yararlanma hakkı kaybedilecektir.

7326 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun 10. maddesinin 7. fıkrasında, Kanunun 3. maddesinde belirtilen “Kesinleşmemiş Ve Dava Safhasında Olan Alacaklar” ile 4. maddesinde belirtilen “İnceleme ve Tarhiyat Safhasında Bulunan İşlemler” yapılandırılarak kesinleşen tarhiyatlar, yapılandırmanın ihlal edilmemesi şartıyla ikmalen, resen ve idarece yapılan tarhiyatın olmaması şartının ihlali olarak değerlendirilmemektedir. Bu tür yapılandırmalara ilişkin Kanunlarda GVK’ nın mükerrer 121. maddesine ilişkin hükme yer verilmesi halinde indirimin ihlali sayılmayacaktır.

İndirim tutarı, 01.01.2023 tarihinden itibaren verilmesi gereken beyannamelerde 4.400.000 TL’ yi aşamayacak olup, 2020, 2021 ve 2022 yıllarında kesinleşen tarhiyatların bu indirim tutarının %1’i olan 44.000 TL’ yi geçmemesi durumunda indirim şartı ihlal edilmiş sayılmamaktadır.

3) Mükellefler, vergi iadesi doğuran işlemlerinden diğer vergi borçlarına mahsup veya tecil edilmiş vergilerin terkini talebinde bulunmaktadırlar. KDVİRA raporuyla tespit edilen veya mükellef/YMM tarafından eksikliklerin giderilememesinden dolayı bir kısım iade alacağı tenzil edilebilmektedir. Dolayısıyla iade alacaklarının, mahsup talebinde bulunulan vergi borçlarına yetmemesi durumunda, eksik ödemeden veya tecil edilen ancak belirlenen şartların sağlanamaması nedeniyle vergilerin terkin işleminin gerçekleştirilememesinden kaynaklı vergi borçları meydana gelebilmektedir.

Bu hallerde, mahsuben ödenmek istenilen tutarın %10’ unu aşmaması kaydıyla eksik ödenmiş vergilerin vergi kanunlar gereğince, terkin edilecek vergilerin tecil süresinin sonunu izleyen on beşinci günün bitimine kadar ödenmiş olması kaydıyla şartlar ihlal edilmiş sayılmamaktadır.

4) İndirilecek tutarın ödenmesi gereken gelir veya kurumlar vergisinden fazla olması durumunda kalan tutar, yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihi izleyen bir tam yıl içinde mükellefin beyanı üzerine tahakkuk eden diğer vergilerinden mahsup edilebilecektir. Bu süre, kurumlar vergisi mükellefleri için 2022 yılı kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken 30.04.2023 tarihi ile 30.04.2024 tarihine kadar olan süreyi kapsamaktadır. Mahsuben iade işlemi, için gelir/kurumlar vergisi iade talebi girişi (GEKSİS) ekranından “Gelir/Kurumlar Vergisi İade Talebi Girişi” yapılarak “İade Türü” gelir/kurumlar vergisi iade talep dilekçesi (1A) ve “İade Hakkı Doğuran İşlem Türü” vergi indiriminden doğan iade (GVK Mükerrer 121) türü seçilerek yapılabilecektir.

5) Devir, birleşme ve nevi değişikliklerinde vergi indiriminden yararlanılabilmektedir. Mevcut bir kurumun başka bir kurumu devralması suretiyle gerçekleşen birleşmelerde devralan kurumun vergi indiriminden faydalanabilmesi için, devralan ve devrolunan kurumların her ikisinin de maddede yer alan şartları sağlaması gerekmektedir. Nevi değişikliklerinde de aynı şekilde Kurumlar Vergisi Kanununun 19 ve 20 nci maddeleri kapsamında devir işleminin gerçekleştirilmesi ve Gelir Vergisi Kanunun Mükerrer 121. maddesinde yer alan şartları sağlaması halinde indirimden yararlanabilecektir.

IV.UYGULAMADA YAŞANILAN SORUNLAR
IV.1.En az 3 yıldır faaliyette bulunmayanlar vergi indiriminden yararlanamamaktadır

İşletmelerin kuruluşundan itibaren yararlanmak üzere ekonomik büyüme ve kalkınmanın itici gücü olarak mükelleflerin bazı kazançlarına istisna getirilebilmekte; böylelikle belirli şartlar dâhilinde faaliyete başlanılan yıldan itibaren kazanç istisnası sağlanmaktadır. Yapılan bu düzenlemelerin hem ekonomik katkısının hem de vergiye uyumu artırıcı bir katkısının bulunduğu anlaşılmaktadır.

Vergi indirimi uygulamasından faydalanılabilmesi için işletmelerin en az 3 yıldır (beyannamenin ait olduğu yıl ve önceki iki yıl) faaliyette bulunuyor olması gerekmektedir. Bu sürenin, mükellefleri vergiye uyumlu hale getirebilmek için uzun bir süre olduğunu düşünmekteyiz.

İşletmeler, faaliyetlerini belirli bir süreye bağlı olmaksızın devam ettirmek üzere kurulurlar. Bir yıllık faaliyetinin sonunda istediği geliri elde edemeyen veya sabit giderlerini karşılayamayan işletmeler faaliyetlerine son verirler; veyahut bir sonraki yıl toparlanma umudu ile ayakta kalmaya çalışırlar. Süreklilik esasının istisnası olsa da işletmelerinin süreklilik esası üzerine kuruldukları kaidesini bozmaz. Bu gibi durumlarda işletmelerin kazançları söz konusu olmadığından ödeyecekleri bir vergi de bulunmamaktadır. Dolayısıyla %5’ lik bir vergi indiriminden yararlanmaları da söz konusu olmayacaktır.

Ayrıca elde ettikleri kazançlar nedeniyle ilk yıllarında yüksek bir vergi ile karşı karşıya kalan mükellefler bulunmaktadır. Yeni kurulmuş işletmelerin vergi ödeme konusundaki içsel motivasyonunu ve vergisel yükümlülüklerini yerine getirmek konusundaki isteklerini artırmak için kuruluş tarihlerinden itibaren bir yılını tamamlayanların bu indirimden yararlanmalarını sağlamak için yapılacak düzenlemelerin vergiye gönüllü uyumu artıracağını değerlendirmekteyiz.

IV.2.Uzlaşma veya cezada indirim müessesinden yararlanarak kesinleşen vergilerini ödeyen mükellefler vergi indiriminden yararlanamamaktadır

Uyumlu mükellef statüsü için belirlenen şartların ihmal edilmemesi hemen hemen zor görülmektedir. 2020 yılına ilişkin olmak üzere 2021 yılında verilen gelir ve kurumlar vergisi beyannameleri nedeniyle toplam 3 milyon 4 bin gelir ve kurumlar vergisi mükellefinden, 29.425 gelir vergisi ve 35.153 kurumlar vergisi mükellefi olmak üzere toplam 64.578 mükellef yüzde 5 indirimden yararlanmıştır.[1] Vergisini düzenli ödeyerek vergiye uyumlu mükellef statüsünde yer alıp, ikmalen veya re’sen tarhiyatlar nedeniyle birçok mükellef vergi indirimi müessesesinin dışına itilmekte ve üç beyanname dönemi vergi indiriminden yararlandırılmamaktadır. 

Ülkemizde yargılama sürelerinin uzunluğu dikkate alındığında pek çok mükellefin tarh edilen ve kesilen cezalara karşı uzlaşma ve cezada indirim gibi haklarından yararlanmak istemesi tabidir. Çünkü uzlaşma müessesinin vergi mükellefi ve cezanın muhatabı ile vergi idaresi için sağladığı yararları bulunmaktadır. Uzlaşma sayesinde, uyuşmazlık sona erdiğinden mükellefler psikolojik olarak rahatlamakta; mükellefler, hata ve yanlışlıklarını direkt olarak öğrenebilme fırsatını elde etmektedirler.  Uzlaşma; emek, zaman kaybı ve yargılama giderlerini önlemektedir. Elbette uzlaşma müessesinin vergi idaresi için sağladığı faydalar da bulunmaktadır. Emek ve zaman kaybı ile bazı giderlerin tasarrufunu sağlamaktadır. Tahsilatın hızlandırılmasını sağladığından kamu alacağının değer kaybını önlemektedir. Ayrıca yargıya intikal eden dosya sayısını azaltmaktadır. Bu sağlanan faydalar mükelleflerin vergiye uyumunu güçlendirmektedir.

Uzlaşma veya cezada indirimden yararlanarak vergilerin ödenmesiyle cezalar kesinleşmiş sayılacağından vergide indirim hakkı ortadan kalkmaktadır. Bu durumda, mükellefin vergi indiriminden yararlanabilmek adına vergi ve cezanın tamamen ortadan kaldırabilmesi için dava yolunun son çare olarak gösterilmesi vergi ile uyumu zedeleyecektir. Dolayısıyla uzlaşma müessesinden veya cezada indirim maddesinden yararlanarak süresinde ödemelerini gerçekleştiren mükelleflerin vergi ile uyumlu olduğu yadsınamaz. Bu konuda yapılacak bir düzenlemenin vergiye gönüllü uyumu artıracağını değerlendirmekteyiz.

IV.3.Tecil edilmiş vergi borçları olan mükellefler vergi indiriminden yararlanabilmelidir

Mükellefler acısından bazı dönemlerde işler yolunda gitmemekte, vergi borçlarının vadesinde ödenmesi veya haczin tatbiki veyahut haczolunmuş malların paraya çevrilmesi mükellefleri çok zor duruma düşürebilmektedir. Böyle durumlarda mükellefler, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanunun 48 ve 48/A maddelerine göre, belirli şartları sağlamaları ve idarenin uygun bulması halinde borçlarını tecil ettirebilmektedir.

1 Sıra Nolu Tahsilat Genel Tebliğinde, tecil edilen borç tutarının %10’u ödenmedikçe ilgili tahsil dairesine borcu bulunmadığını gösteren yazının verilmemesi tecil şartı olarak belirlenmiştir. Bu durumda borçlunun, borcunun bulunmadığına dair yazı talep etmesi halinde, tecil edilen borcun % 10’unun ödenmiş olması gerekmektedir. Ancak 48/A maddesi kapsamında tecil edilen borçlar için, borcun bulunmadığını gösteren belgenin verilmesinde borç tutarının belirli bir kısmının ödenmesi şartı aranılmamaktadır. Görüleceği üzere, mükellefler 6183 sayılı kanun 48 ve 48/A maddelerine istinaden tecil edilmiş vergi borçları için belli şartları sağlamaları halinde “borcu yoktur” yazısı alabilmektedirler.

Vergi borçlarını hep zamanında eksiksiz bir şekilde ödeyen ancak bazı dönemlerde zor durumda bulunmaları sebebiyle vergi borçlarını ödeyemeyen mükellefler, bu borçlarını 6183 sayılı Kanun kapsamında tecil faizi hesaplanarak tecil ettirmeleri şartıyla %5 vergi indiriminden yararlanabilmelidir. Çünkü borcun ödenmesi gayesiyle yapılan tecil işlemleri mükelleflerin hüsnüniyet sahibi olduğunu göstermektedir.

7326 sayılı Kanunun “Diğer Hususlar” başlığı altında, gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin matrah ve vergi artırımında bulunmuş olmaları, 193 sayılı Kanunun Mükerrer 121 inci maddesi kapsamında vergi indiriminden yararlanmalarına engel teşkil etmeyeceği belirtilerek şartların ihlalinin önüne geçilmiştir. Muhtelif kanunlarda vergi borcu bulunmadığına ilişkin şartları içeren hükümler çerçevesinde 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddeye yapılan atıflar 48/A maddesine de yapılmış sayılmaktadır. Dolayısıyla GVK mükerrer 121. maddesine, 7326 sayılı Kanunda yapılan düzenleme gibi 6183 sayılı Kanunun 48 ve 48/A maddelerine göre yapılan tecil edilmiş vergi borçlarının, tahakkuk etmiş vergi borçlarının ödenmesi şartının ihlali sayılmadığı yönünde yapılacak bir düzenlemenin tereddütleri gidereceğini ve vergiye gönüllü uyumu artıracağını değerlendirmekteyiz.

V.SONUÇ

Vergi indirim müessesi, mükelleflere, indirilecek tutarın ödenmesi gereken gelir veya kurumlar vergisinden fazla olması durumunda kalan tutarın tahakkuk eden diğer vergilerinden mahsup edilebilmesi, iade alacaklarından mahsup talep edilmiş vergi borçlarının eksik yerine getirilmesi halinde belirtilen sürede ödenmesi halinde ihlal sayılmayacağı gibi haklar sunmaktadır. Bu düzenlemelerden bazıları tam olarak anlaşılamadığından mükellefler tarafından uygulanmamaktadır. Bu nedenle, mükelleflerin sahip oldukları haklardan yararlanmalarını sağlamak için gerekli açıklamalar yapılmıştır.

Vergisini ödeyen ve vergisel ödevlerini yerine getiren mükelleflere ödül mahiyetine hesaplanan vergiden %5 vergi indirimi sağlanmaktadır. Vergi indirimi sadece bir ödül değil, aynı zamanda maliyet avantajı ve rakiplerle rekabet edebilmek için finansal destektir. Bu minvalde, gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri %5 vergi indiriminden yararlanabilmek için gerekli şartları sağlayıp sağlamadıklarını kontrol etmeli, şartların sağlanması halinde yararlanmalıdır. Uygulama kapsamında vergi indiriminden yararlanan mükelleflerin, öngörülen şartları sağlamadığının sonradan tespiti halinde ödenmeyen vergiler, vergi zıyaı cezası uygulanmaksızın geri alınmaktadır.

  Vergi indirim müessesinden yararlanan mükellef sayısı oldukça azdır. Bu sayıyı artırabilmek adına düzenlemeler yapılmış olsa da şartları sağlamak halen zor görülmektedir. Bu nedenle, vergi indirim müessesinden yararlanacak mükellef sayısını artırabilmek için; mükelleflerin 3 yıl faaliyette bulunma zorunluluğu, uzlaşma ve cezada indirim müessesinden yararlanarak tarh edilen vergi ve kesilen cezaları süresinde ödeyen mükelleflerin ikmalen veya resen tarhiyatın yapılmaması şartını ihlal etmeyeceği ve 6183 sayılı Kanun kapsamında tecil edilmiş vergi borçlarının şartların ihlali sayılmayacağı yönünde düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.

Kaynakça:

193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu

7194 sayılı Dijital Hizmet Vergisi İle Bazı Kanunlarda Ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun

7338 sayılı Vergi Usul Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun

7326 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanunun

301 Nolu Gelir Vergisi Genel Tebliği

312 Nolu Gelir Vergisi Genel Tebliği

1 Sıra Nolu Tahsilat Genel Tebliği

Ekovergi.com | KEMAL EFELER