Hazine ve Maliye Bakanlığınca Özellikle son 2 yıllık süreçte kayıtdışıyla mücadele kapsamında çok sayıda çalışma yürütülüyor. Merkezde kurulu bulunan Veri ambarındaki bilgilerden hareketle 100 binlerce işletme maliyeye çağrılarak bu bilgilerin karşılaştırılması ve doğruluğu araştırılıyor. Ve ilave vergiler isteniyor. Kayıtdışı ile mücadele elbette çok önemli. Ancak ekonomik kırılganlığın üst seviyede olduğu dönemlerde olayın sosyal boyutlarının da düşünerek bu mücadeleyi yürütmek gerekiyor. Kayıtdışı ile mücadele kapsamında son olarak 9 Eylül 2025’te yayımlanan 10380 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile önemli bir değişiklik yapıldı. Yapılan değişiklikle 1 Ocak 2026’dan itibaren, basit usulde vergilendirilen bazı mükellefler artık gerçek usulde vergilendirilecek.

Bu karar yüzbinlerce küçük esnafı ve esnafla muhatap olacak hepimizi ilgilendiriyor. Günlük hayatımızda alışveriş yaptığımız bakkaldan, tamir işimizi yaptırdığımız ustaya, yemek yediğimiz lokantadan, mahallemizin minibüsçüsüne kadar pek çok kişi bu düzenlemenin doğrudan muhatabı olacağından bunun getireceği sonuçları iyi tahlil etmek ve varsa gerekli önlemleri şimdiden almak gerekiyor..

Gerçek Usul Ve Basit Usul Nedir?

Vergilendirmenin esasını oluşturan “gerçek usul” vergilendirmede defter tutma, belge düzenleme, beyanname verme gibi vergisel yükümlülükler var. Gerçek usulde katlanılan vergi maliyeti basit usule göre oldukça yüksek. Ayrıca SMMM bazı durumlarda YMM desteği almadan bu yükümlülüklerin yerine getirilmesi mümkün değil. Bu da ilave bir maliyet.

Özetle, basit usul esnaf için kolaylık, gerçek usul ise devlet için daha fazla şeffaflık ve gelir demek.

Vergi mevzuatımızda , özellikle küçük esnafı desteklemek için “basit usul” adı verilen bir sistem hayata geçirilmiş. Bu sistemde, mükelleflerin defter tutma yükümlülüğü yok, vergilendirme daha basit ve düşük maliyetli. Temel amaç, çok küçük ölçekli iş yapan esnafın ağır bürokratik yüklerle boğulmadan işini sürdürebilmesini sağlamak.

Yeni Düzenlemenin Kapsamı

9 Eylül 2025’te yayımlanan 10380 sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile birlikte artık bazı mükellefler 2026’dan itibaren basit usulden yararlanamayacak. Büyükşehir belediyesi olan illerde, nüfusu 30 binin üzerinde olan ilçelerde faaliyet gösterenler bu kapsama giriyor. Etkilenecek sektörler arasında emtia imalatı ve ticareti, inşaat işleri, bakım-onarım hizmetleri, lokanta ve restoran işletmeleri, şehir içi yolcu taşımacılığı gibi birçok alan var.

Yani küçük bir ilçede lokanta işleten emtea imalatı veya ticareti yapan bir esnaf, 2026’dan itibaren artık basit usulden yararlanamayacak ve gerçek usule geçecek. Bu da onun için daha önceden alışık olmadığı daha fazla bürokrasi ve daha yüksek bir vergi yükü demek.

Yeni Sistem Esnaf Ve Devlet Açısından Ne Getirecek

Türkiye’de basit usulden gerçek usule geçiş kararı, görünüşte küçük bir düzenleme gibi dursa da etkileri oldukça geniş olacak.

Kayıtdışı ile mücadelenin bir parçası olarak görülen bu sistem bir anlamda kayıtdışı çalışan 100 binlerce esnafın kayıt altına alınmasında önemli bir aşama olarak görülebilir.Teorik anlamda Devlet bütçesine ek gelir sağlama ,vergi tabanının genişlemesi, daha adil bir vergi sisteminin hayata geçmesi gibi olumlu yönleri değerlendirilebilir.Gerçek usule geçişle birlikte belge düzeninin oturması, defter tutma ve denetim süreçlerinin artması daha şeffaf bir yapının oluşmasına zemin hazırlayacağı söylenebilir..

Esnaf açısından olaya yaklaştığımızda Gerçek usule geçen işletmelerin daha şeffaf olması.tüm kayıtların resmi olarak düzenlenmesi ve belgeye bağlı olması,uzun vadede dahada büyüyerek rekabet etme avantajlarının artması gibi olumlu değerlendirilebilecek yanlarının bulunmasına rağmen bu uygulamanın önemli riskleride bünyesinde barındırdığını söyleyebiliriz. Maliyet yükü çok önemli ölçüde artacak olan esnaf ekonomide yaşadığımız aşırı kırılganlıkta dikkate alındığında kepenk kapatma gibi çok ciddi sonuçları da yaşamak zorunda kalabilir.

Büyük oranda İşsizlik ve sosyal sorunlar ortaya çıkabilir.

Yukarıda ifade ettiğim gibi gerçek usule geçmek, küçük işletmeler için ciddi bir maliyet artışı anlamına geliyor. Bu geçişle birlikte Muhasebeci tutmak zorunda kalacaklar, defter tutma ve beyanname verme yükümlülükleri başlayacak. Bunun yanı sıra, ödenecek vergi miktarı da önemli ölçüde artacak.

Yapılması Gereken

Sadece bu konuda değil vergi gibi toplumun tüm kesimlerini ilgilendiren önemli kararlar alınırken maalesef konunun sivil toplum ayağının görüşleri yeterince alınmıyor.Yüzbinlerce esnafın temsilcisi konumunda bulunan TESK bu konuda ne diyor.Bunu uygulayacak ve hayata geçirecek olan bünyesinde 150.000 civarında meslek mensubu bulunan TÜRMOB ne diyor. Bunlar dışında dolaylı olarak konunun muhatabı olan diğer sivil toplum kuruluşları ne düşünüyor. Bunların konuyla ilgili bir çalışmaları var mı. Bu hususlar yeterince değerlendirilmeden hayata geçirilen bu ve benzeri tüm düzenlemeler ileride ciddi sorunları da beraberinde getiriyor. Dolayısıyla önümüzdeki süreçte sorun yaşanmaması açısından ortak akılla hareket edilmesi son derece önemli.

Sağlıklı bir geçiş süreci yaşanması için küçük esnaf açısından oluşacak ilave maliyet yükünü hafifletecek bürokrasiyi azaltacak destek mekanizmaların hayata geçirilmesi şart. Vergi idaresinin bilgilendirme ve bilinçlendirme kampanyaları yanında Gelir İdaresi Başkanlığı,TÜRMOB ve TESK yetkililerin bir araya gelerek kapsamlı bir eylem planı hazırlamalarında büyük fayda var.

Kaynak: Olay | Fatih ACAR