Bilindiği üzere; Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdürlüğü tarafından Ticaret Sicil Müdürlüklerine her sene Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu (KGK) tarafından hazırlanan bağımsız denetime tabi olduğu halde denetçi ataması yapmamış firmaların listeleri iletilmekte ve bu firmalar denetçi ataması yapmadan herhangi bir tescil işlemleri yapılmaması hususu bildirilmektedir.
Ancak konu bir takım şirketlerce “yaptırmazsam ne olur” sorusuyla değerlendirilmektedir. Aşağıda özet olarak verilen ne olur sorusunun cevaplarından şimdilik bir tanesi olan, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 33’inci maddesi kapsamında Bağımsız denetime tabi olduğu halde denetçi atamayan şirketlere 17.686.-TL cezalar Ticaret Sicillerince şirketlere tebliğ edilmeye başlamıştır.
Burada ceza tutarının az olduğu düşünülebilir. Ancak Ticaret Bakanlığı’nın bu hamlesi Bağımsız denetim yaptırmama ile ilgili diğer yaptırımlarının da uygulamaya konulacağını ifade etmektedir. Dolayısıyla aşağıda yer verilen konularda da uygulamaya geçileceğini düşünmek hatalı olmaz;
Türk Ticaret Kanunu’nun 397’inci maddesi gereğince, “Denetime tabi olduğu hâlde, denetlettirilmemiş finansal tablolar ile yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu, düzenlenmemiş hükmündedir” dikkate alındığında,
Tabloların genel kurul tarafından incelenmesi, tartışılması ve ibrası söz konusu olmaz.
Şirketin, Kar dağıtmasına, Sermaye artırmasına ve Sermaye azaltmasına engel olur.
Finansman sağlayan şirketlere mali tablolar sunulamaz. Bu durum kredilendirmeyi etkiler. Mali tablolar YMM ve SMMM’ler tarafından onaylanamaz.
Denetçi seçilmemesinden doğacak zararlardan yönetim kurulu sorumlu olur.
Ayrıca, Bankaların Kredi İşlemlerine İlişkin Yönetmelik gereğince, Bankaların kullandıracakları krediler için, bağımsız denetime tabi şirketlerden ve Bankacılık sektöründeki toplam riski talep edilen kredi dahil, Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi nezdindeki en güncel bilgilere göre 100 milyon TL ve üzerinde olan kredi müşterilerinden; bağımsız denetimden geçmiş finansal tabloları talep etmeleri zorunludur. Dolayısıyla, bağımsız denetime tabi olmasına rağmen denetçi atamayan ve kredi risk tutarı yüksek olan şirketlerin bankalardan kredi kullanmaları mümkün olmayacaktır.
Türk Ticaret Kanunu’nun 531 ve 636/3’üncü maddeleri uyarınca, azlık payına sahip ortaklar, denetim eksikliğinin şirketin işleyişine zarar verdiğini öne sürerek mahkemeden şirketin feshini talep edebilir.
Taner Akgul
SG Yeminli Mali Müşavirlik ve Bağımsız Denetim A.Ş. şirketinde YMM
Linkedin paylaşımından alıntı yapılmıştır.