Borçlanılan süre ve başvuru sırasında beyan edilen kazanç tutarı arttıkça ödenecek prim tutarı da artmakta; hizmet borçlanmalarının tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde, yurt dışı borçlanmalarının üç ay içinde ödeme zorunluluğu nedeniyle çoğu vatandaş bu rakamları anca banka kredisiyle ödeyebilmektedir.
Sigortalıların prime esas kazançları arttıkça emekli aylıklarının da artıyor olması nedeniyle borçlanma başvurusunda bulunan vatandaşların bir kısmı şartlarını da zorlayarak asgari ücretin 3, 4, hatta 7,5 katı üzerinden borçlanma başvurusunda bulunabilmektedir.
Ne var ki bu vatandaşların borçlanma başvurusu sırasında seçtikleri kazanç tutarının ilgili dönemlere mal edilmesi sırasında, hesaplanan prime esas kazanç tutarı borcun mal edildiği dönemdeki prime esas kazanç üst sınırını aşarsa, aşan kısım için yapılan ödeme prime esas kazanca dahil edilmediği için emekli aylığına herhangi bir katkı da sağlamamaktadır.
Şöyle ki, kural olarak borçlanma tutarlarının ilgili dönemlere mal edilmesi sırasında;
- Öncelikle “Başvuruda seçilen borçlanma tutarı / Ödemenin yapıldığı tarihteki SPEK alt sınırı“ formülü vasıtasıyla bir katsayı bulunmaktadır.
- Sonrasında bu katsayı borçlanma tutarının mal edildiği aya ilişkin SPEK alt sınırı ile çarpılarak ilgili döneme mal edilecek SPEK tutarı belirlenmektedir.
- Ancak ilgili döneme mal edilecek SPEK tutarı hiçbir şekilde ilgili dönemdeki prime esas kazanç üst sınırını aşamayacaktır.
Örneğin, ilk defa 1/1/1998 tarihinde işe girmiş bir sigortalının 1995 yılında yaptığı sekiz aylık (240 günlük) kısa dönem askerlik süresi için 2024/Şubat ayında prime esas kazancın 3 katı üzerinden;
- 666,75 X 3 = 2.000,25 TL üzerinden borçlanma başvurusunda bulunarak,
- 2.000,25 X 32 / 100 = 640,08
- 640,08 X 240 = 153.619,20 TL’yi de bir ay içinde ödediği düşünüldüğünde,
- Bu sigortalının işe giriş tarihi 1/1/1998’den 240 gün geri gidilerek 1/5/1997 tarihine çekilecek ve 1997/5 ila 1997/12 arasındaki her bir ay için 30 prim günü verilecektir.
1997/5 ila 12. aylardaki kazancın nasıl belirleneceğine geldiğimizde,
- Katsayı: Başvuruda seçilen borçlanma tutarı (2.000,25) / Ödemenin yapıldığı tarihteki SPEK alt sınırı (666,75)= 3 olacaktır.
- 1/5/1997 ila 31/12/1997 tarihleri arasında SPEK alt sınırının 1.231.371 olduğu dikkate alındığında,
- 1.231.371 X 3 = 3.694.113 TL’nin 1997/5 ila 12. aylar arasındaki SPEK üst sınırı olan 2.074.909 TL’yi aşması nedeniyle; hizmet dökümüne yansıyacak aylık kazanç tutarı 2.074.909 X 30 = 62.247.270 TL olacaktır.
Sonuçta 1997/5 ila 12. aylar arasında SPEK üst sınırının (2.074.909 TL’nin) SPEK alt sınırına (1.231.371 TL’ye) oranının 1,69 olduğu dikkate alındığında, sigortalının 240 günlük süre için asgari ücret X 3 yerine asgari ücret X 1,69 üzerinden borçlanma başvurusunda bulunması yeterli olacaktı.
Başka bir anlatımla sigortalının ödediği 153.619,20 TL’nin;
- Asgari Ücret X 1,31 = 666,70 X 1,31= 873,38
- 873,38 X 32 / 100 = 279,48
- 279,48 X 240 = 67.075,20 TL tutarındaki kısmı emekli aylığına bir katkı sağlamayacağından boşa yapılan bir ödeme olacaktır.
***
Borçlanma kapsamında ödenen paraların aylık bağlanmamış olması kaydıyla sigortalının talebi halinde iadesi mümkün olmasına rağmen, kısmi iade yapılmamaktadır. Bu bakımdan borçlanma kapsamında yersiz ödeme yapan vatandaş eğer ki bu durumu fark ederse ve aylık da bağlanmamış ise yaptığı ödemenin iadesini talep edip azami tutarı aşmayacak şekilde yeniden borçlanma başvurusunda bulunabilmektedir.
Ancak yersiz ödeme yaptığını fark edemeden aylık bağlanmış vatandaş iade alamayacağı gibi aylık talebinde bulunduğu halde henüz aylığı bağlanmamış olan vatandaş, iade alıp yeniden borçlanma başvurusunda bulunur ise bu defa aylığı yeni borçlanma tutarını ödediği tarihi izleyen aybaşından bağlanacağından arada geçen süredeki emekli aylığından mahrum kalacaktır. İade sonrasında asgari ücret değişmiş ise ikinci borçlanma başvurusu yeni asgari ücret üzerinden yapılacağından, bu durumda da iade talebinde bulunmanın belki de hiçbir anlamı kalmayacaktır.
***
Değerli okurlar,
Borçlanma tutarının bir kısmının ilgili dönemlere mal edilemediği durumlarda yaşanan bu manzara, bana göre 2024 Türkiye’sine yakışmıyor.
Kaldı ki vatandaştan borçlanma kapsamında alınan ve prime esas kazanca mal edilemeyen paralar iade edilmediği takdirde, bu durumun idare açısından sebepsiz zenginleşme olarak değerlendirilmesi de yanlış olmayacaktır.
Nasıl ki aynı ayda birden fazla işyerinde çalışmaları nedeniyle kazançları tavanı sınırı aşan sigortalılara tavanı aşan kısmın sigortalı hissesi talepleri halinde iade ediliyorsa, borçlanma kapsamındaki ödemelerin ilgili dönemdeki kazançlarına mal edilemediği durumlarda, mal edilemeyen kısma isabet eden paranın da aynı şekilde vatandaşa iadesi edilmesi gerekir.
Lamı cimi yok bunun.
Karar | Eyüp Sabri Demirci