Erdursun'un yazısı:

Bazı bilgileri, bir köyde bir de eski kafalara an­latmakta ç 3 Mart 2023 tarihinde yü­rürlüğe giren EYT düzenlemesi ile emeklilik sistemi yeni bir döneme gir­di. Yaş şartı kaldı­rılarak sigortalılık süresi ve prim gün sayısını tamamlayanların emeklilik başvurusu yapabil­melerine imkân tanındı. Ara­dan geçen iki buçuk yıl içeri­sinde bu düzenlemenin etki­leri sayısal olarak ortaya çıktı.

Resmî verilere göre:

-Şubat 2023’te toplam emekli sayısı: 9 milyon 519 bin 368

-2025 Temmuz sonunda emekli sayısı: 12 milyon 207 bin 779

-Ağustos, Eylül ve Ekim ay­larındaki ortalama artış dik­kate alındığında, Ekim 2025 sonunda emekli sayısının yak­laşık 12 milyon 243 bin 779 kişiye ulaşacağı tahmin edil­mektedir.

Bu tabloya göre:

-EYT kapsamındaki top­lam kişi sayısı: yaklaşık 4,5 milyon

-Bugüne kadar emekli olan kişi sayısı: yaklaşık 2 milyon 725 bin

-EYT kapsamında olup he­nüz emekli olamayan kişi sa­yısı: yaklaşık 1 milyon 775 bin

EYT kapsamında olup henüz emekli olamayanların başlıca nedenleri

-Prim gün sayısının eksik olması

-BAĞ-KUR’a tabi günlerin silinmiş veya dondurulmuş olması ve ihya edilmemiş ol­ması

-Son 2520 gün kuralı ne­deniyle emeklilik statüsünün SSK’dan BAĞ-KUR’a dönüş­mesi

-EYT kapsamında olmakla birlikte az prim günü nedeniy­le 3600 gün kısmi emeklilik şartına zorunlu tercih olun­ması (kadınlarda 58, erkekler­de 60 yaş)

-Hizmet birleştirmesi iş­lemlerinin yapılmamış olması

-Borçlanma ve emeklilik süreçlerine ilişkin yeterli bil­giye sahip olunmaması

-Memurlarda maaşa isti­naden emekli aylıklarının dü­şük olması

-Emekliliği hak etmesine rağmen, kamuda, belediye ve kamu iktisadi kuruluşlarında çalışması nedeniyle emekli ol­duktan sonra işini bırakmak zorunda kalacak olunması

-Özel sektörde emekli ol­duktan sonra işverenin emekli çalıştırmaması

-Yurtdışı borçlanması ya­parak eksik gününü tamamla­yanların, yurtdışında çalışma­sı, sosyal yardım yada işsizlik maaşı alması nedeniyle Tür­kiye’den emekli aylığı alama­maları

Bu durumlar, EYT hak­kı mevcut olduğu halde tek­nik veya prim eksikliği nede­niyle emekliliğe ayrılamayan önemli bir kitlenin varlığını göstermektedir.

2025 ve 2026 yılları neden dikkatle değerlendirilmelidir?

Emeklilik, yalnızca hak ka­zanma yönüyle değil, bağlana­cak aylığın tutarı ve kıdem taz­minatı gibi ekonomik etkiler açısından da önem taşımakta­dır. Önümüzdeki süreçte hem emekli aylığı hesaplamasın­da kullanılan parametrelerde hem de borçlanma oranların­da değişiklik yapılması bek­lenmektedir.

Güncelleme katsayısının etkisi

Emekli aylıkları; enflasyon oranı, büyüme verileri ve ka­zanç güncelleme katsayısı­na göre hesaplanmaktadır. Bu katsayı yılına göre farklılaşa­bilmekte ve bağlanacak emek­li aylığının seviyesini etkile­yebilmektedir. Bu nedenle, 2025 veya 2026 yılında emek­lilik başvurusunda bulunma­nın başlangıç aylığı üzerin­de farklı sonuçlar doğurması mümkündür.

Kıdem tazminatı unsuru

Kıdem tazminatı tavanı, brüt asgari ücrete bağlı olarak belirlenmektedir. 2026 yılın­da asgari ücrette yapılacak ar­tış, kıdem tazminatı tutarını yükseltebilir. Emeklilik kara­rında yalnızca aylık değil, kı­dem tazminatı unsuru da dik­kate alınmalıdır.

Borçlanma oranlarındaki planlanan değişiklik ve olası maliyet etkisi

2026 yılı itibarıyla hizmet borçlanması oranlarında de­ğişiklik yapılması öngörül­mektedir.

-Diğer borçlanmaların ora­nı %32’den %45’e yükselecek­tir. (Doğum borçlanması ha­riç)

-Bu artış oransal olarak yak­laşık %40,6 seviyesindedir.

-BAĞ-KUR ihya oranı %34,5’ten %45’e çıkarılacak­tır.

-Bu artış oransal olarak yak­laşık %30,4 seviyesindedir.

Borçlanma tutarları brüt as­gari ücret üzerinden hesap­landığı için, asgari ücrete ya­pılacak zam bu oranların ma­li etkisini daha da artıracaktır.

Asgari ücrete %20 zam se­naryosunda:

-%32 - %45 borçlanma ora­nıyla birleştiğinde toplam ar­tış etkisi yaklaşık %68

-%34,5 - %45 BAĞ-KUR ih­ya oranı ile birleştiğinde top­lam artış etkisi yaklaşık %60

Asgari ücrete %30 zam se­naryosunda:

-%32 - %45 birleştiğinde toplam artış etkisi yaklaşık %82

-%34,5- %45 birleştiğin­de toplam artış etkisi yaklaşık %70

Bu veriler, borçlanma yap­mayı düşünen sigortalıların maliyet hesaplarını farklı se­naryolarla değerlendirmeleri gerektiğini göstermektedir.

Sonuç olarak;

Emeklilik, yalnızca “emekli olabilir miyim?” sorusuyla sı­nırlı değildir. Aynı zamanda:

-“Hangi tarihte emekli olursam bağlanacak aylığım nasıl değişir?”

-“Prim günümü hangi yön­temle tamamlamak daha uy­gundur?”

-“Kıdem tazminatı ve gün­celleme katsayısı hangi yılda benim için daha avantajlı ola­bilir?”

sorularını da içeren ekono­mik bir değerlendirme konu­sudur.

Bilgiye dayalı değerlen­dirme yapmak, hak kaybı yaşanmasını önler.

Her çalışanın kendi prim gününü, sigorta statüsünü, son 2520 gün kuralını ve borç­lanma durumunu gözden ge­çirmesi; kararını buna göre şekillendirmesi önem taşı­maktadır.

Görüldüğü gibi EYT yasa­sı çıkalı 32 aylık süreyi geç­mesine rağmen tüm EYT’liler emekli olamadı. EYT’de ken­di içinde çeşitli nedenlerle za­mana yayılmaktadır. Bugün ETY’li olduğu halde emekli olamayan 1 milyon 775 bin ki­şi var ve yüzbinlerce kişi prim gün eksiği nedeniyle belki hiç emekli olamayacak.

Özgür Erdursun-Dünya