Kurgan yazısı Mali İdarenin sisteminde sahteci olarak görülen şirketlere değil onlardan mal veya hizmet almış mükelleflere gidiyor.
Kurgan yazılarını Mali İdare bir nevi “sinyal” ve “karşıt inceleme” olarak görüyor. Bu gelen ilk Kurgan dalgası yazıları daha ziyade geçmiş yıllarla ilgili ( rivayete göre 150.000 yazı gönderilmiş, 650.000 e kadar çıkacakmış) sistemin incelemeye almak üzere ayırdığı, belki görevlendirme yapılıp sıra beklemekte olan mükelleflerle ilgili.
Bu yazılarla murad edilen geçmişten gelen inceleme yükünü azaltmak. Mali İdare, sahte belge kullanıcısı olarak şüphelendiği şirketlere düzeltme imkânı verip daha ziyade düzenleyici olarak gördükleri şirketlere odaklanmak istiyor. Kullanıcı olarak gördükleri şirketlerin yapacakları düzeltmeler de hedef şirketler için birer karşıt inceleme ve iddiayı kuvvetlendirecek delil gibi işlev görecek beklentisindeler.
Yargısız infaza dönüşmemeli
Kurgan sisteminden gelen yazılarda riskli teşhisi yapılan şirketlerden tedariklerin kesilmesi yönünde kararlar alınmaya başlandığı örnekleri paylaşılmaya başlandı. Bu durum, daha muhatap şirket ne olduğunu anlamadan, yanlışlık veya algoritmik şüphe ile risk iddiası bir anda “mali infaza” dönüşebilir. Program ve algoritmalar eliyle otomatikleştirilmiş yaklaşımlarla ve yaşanabilecek teşhis hatalarıyla, çok sayıda masum mükellefin zarar görebilme ihtimali görmezden gelinemez.
Kurgan yazısı gelenler ne yapmalı?
Konuyla ilgili risk değerlendirmesi yapar, bir düzeltme ( pişmanlıkla beyan) yapıp yapmamaya karar verirken tavsiyem mutlaka fatura aldığınız şirketle de irtibata geçmeniz yönündedir. O şirketin konuya yaklaşımı ve vereceği bilgi ve belgeler de dikkate alınarak karar verilmesi daha sağlıklı olacaktır.
Hakkında müşterilerine kurgan yazıları gönderilen mükellefler ne yapmalı?
Gözünüzü kulağınızı dört açın. Doğrudan veya dolaylı, dedikodu dâhil müşterilerinizden gelecek sinyallere açık olun. Müşterilerinizin sizinle ilgili kurgan yazısı aldığını öğrenirseniz mutlaka çok ciddi bir risk değerlendirmesi yapmalı ve kendilerine bir haksızlık yapıldığını düşünüyorsanız harekete geçmelisiniz.
İlk etapta da müşterinize yazıya vereceği cevap konusunda yardımcı olmalı veya ikna etmeye çalışmalısınız.
Kurgan yazıları ( Rehberden anladığımız kadarıyla) muhatabın da Mali İdare tarafından sahte belge kullanıcısı-şüphelisi- olarak görüldüğünü ortaya koyuyor ve bundan kurtulabilmek için mükelleften beklenen üç yoldan birinin izlenip izlenmediğini; yazıya konu faturaları kayıtlarına alıp almadığı, beyana dâhil edip etmediği veya düzeltme beyanı verip vermediğini öğrenmeye çalışıyor.
Bu yazıyı alan mükellefler rakamlar canlarını acıtmayacaksa hemen düzeltme, kayıtlara almama veya beyana dâhil etmeme yolunu seçiyorlar. Vergi incelemesi ve sonrasında kuvvetle muhtemel dava ile uğraşmak istemiyorlar. Ancak sadece bu üç yolun izlenmesi bizce hiçbir şekilde o belgenin sahte olduğu anlamına gelmemektedir. Sadece mükellefler bu yaklaşımları ile beladan uzak durmaya çalışmaktadırlar.
Bu yazılar Mali İdare ne derse desin bu yazıların koda alma, özel esaslara alma dönemlerinde yazılan yazılardan bir farkı yok. Bu yazılar henüz bir vergi incelemesi bile başlamamış mükelleflerle ilgili riskli/problemli damgası vurmak anlamına geliyor. Bu mükelleflere vebalı muamelesi yapılması, alışverişin kesilmesi çok kuvvetle muhtemel.
Kimse kolaylıkla, bu yazıların idari işlem değeri yok o nedenle dava edilemez, diyemez. Yazıları alanlar için dava açılamaması doğru olabilir, asıl haklarında yazı yazılanların dava açma hakkı var ve bu davaların kod ve özel esaslar davalarında olduğu gibi gönderilmesinin durdurulması kararı verilebilir.
Ancak dava açıldığında zaten bir karar verilse bile işlem bitmiş, yazı gönderilmiş, Mali İdarenin maksadı hasıl olmuş olacağı için bir anlamı, değeri olmayacaktır. Bu yazılar nedeniyle zarar görenler muhtemelen konuyu tazminat davalarına dönüştürebilirler.
Mükelleflerin af falı doğru çıkabilir mi?
Mali İdareden gelen yazılar bir taarruza dönünce herkesin aklına hemen aynı soru geliyor: “ Af mı geliyor?”. Aftan kasıt da matrah artırımı, stok ve ortaklar cari hesap ve inceleme/ yargı aşamasındaki ihtilafları da kapsayacak bir af.
Nasıl Mali İdarenin mükellefler nezdinde bir sicili varsa, mükellefler de belki yüz yıllık kuşaktan kuşağa gelen birikimle Mali İdarenin davranış kalıp ve gidişatından kendine göre mali falcılık yapıyor. Çoğunlukla da mükellefler bizden daha iyi tahmin yapageldiler.
Bana sorulduğunda verdiğim cevap: Başta Bakan, Hazine ve Maliye Bakanlığının buna karşı olduklarını, böyle bir gündem veya hazırlığın olmadığı, ödeme kolaylığı/ borçların yapılandırılmasına dönük bir düzenleme olabileceği şeklinde oluyor. İnşallah yanılmam. Çünkü işin cılkı çıktı.





