Türk vergi hukukunda hisse senedi ile yapılan devirlere önemli vergi avantajları sağlanmıştır. Senede bağlanmamış paylar ise bu avantajlardan mahrum bırakılmıştır. Hisse senedi çıkarılması Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda (TTK) hisse senedi ihracı anonim şirketler açısından zorunlu tutulmuş, hamiline yazılı hisse senetleri ile nama yazılı hisse senetlerin hangi koşullarda ihraç edileceği açık kurallara bağlanmıştır.

TTK, limitet şirketler tarafından ihraç edilecek olan hisse senetleri konusunda da bazı yenilikler öngörmüştür. Eski Ticaret Kanunu limitet şirketlere sadece ispat aracı şeklinde hisse senedi çıkarma imkânı vermiştir. Buna karşılık, TTK, limitet şirketlere, hisse senedi çıkarma konusunda seçimlik iki hak tanımıştır. Limited şirket ispat aracı şeklinde hisse senedi çıkarabileceği gibi nama yazılı hisse senedi de bastırabilir.

Çıkarılacak hisse senedinde, varsa ek ödeme ve yan edim yükümlülüklerinin; ağırlaştırılmış veya bütün ortakları kapsayacak biçimde düzenlenmiş rekabet yasağının; şirket sözleşmesinde öngörülmüş önerilmeye muhatap olma, önalım, geri alım ve alım haklarının açıkça belirtilmesi gerekir.

Fakat TTK’nın limited şirkette nama yazılı hisse senedi ihracına izin vermiş olması, bu senede maalesef anonim şirket hisse senedi gibi devir ve dolaşım kolaylığı sağlamamaktadır. Çünkü, TTK, bu imkanı tanıdığı halde, limitet şirkette pay devrinin noterde yazılı şekilde yapılması zorunluluğunu korumuştur. Bu nedenle, limitet şirket tarafından nama yazılı hisse senedi çıkarılmış olsa dahi, şirket paylarının noter huzurunda imzalanmış bir devir sözleşmesi ile devredilmesi gerekir.

Bundan ötürü, limitet şirket tarafından pay senedi çıkarılması, anonim şirketlerin aksine, esas sermaye payını devreden ortağa herhangi bir vergisel avantaj sağlamamaktadır. TTK’da yer alan kısıtlayıcı hüküm nedeniyle, her ikisi de sermaye şirketi olduğu halde, anonim şirket ortakları hisse devirlerinde vergi avantajlarından faydalanır iken, limited şirket ortakları mahrum bırakılmaktadır.

Oysa, TTK’da yer alan düzenlemenin kaynağını teşkil eden İsviçre Borçlar Kanunu’nda limited şirkete nama yazılı hisse senedi bastırma imkânı tanınmış ve hisse devri için imzaların noterce onaylanması şartı kaldırılmıştır. TTK’da ise nama yazılı hisse senedi ibaresi kullanılmasına rağmen imzaların noterde onay şartı kaldırılmadığı için, limitet şirket hisse senetlerinin devri Türk şirketler hukukunda tartışmalı bir hale gelmiştir. Kanımızca, mehaz kanunda yapılan değişiklik ve vergi avantajlarından yararlanamama şeklinde ortaya çıkan eşitsizlik dikkate alınarak, TTK’da gerekli değişikliğin yapılması ve limitet şirkette nama yazılı hisse senetlerinin devrine imkan tanınması, bu şirketlere verilen hisse senedi ihracını da anlamlı kılacaktır. 

Dünya | Dr.Soner ALTAŞ