Korona virüs pandemisinden bu yana ofisler çok daha az resmi ortamlar haline geldi. Daha rahat iş kıyafetleri ve daha az katı çalışma saatleri artık daha yaygın. Bununla birlikte geleneksel dilden kurtulan bir alan daha bulunuyor: Ofislerde kullanılan dil de değişiyor.

CNBC’nin haberinde göre Barclays LifeSkills’in son araştırması İngiliz ofis çalışanlarının %70’inin son beş yıl içerisinde konuştukları dilin değiştiğini ortaya koydu. Anket araştırmasına göre katılımcıların %73’ü artık çok daha az resmi bir dille iletişime girdiğini belirtiyor.

Barclays araştırmasına göre 18-24 yaş arasındaki Z kuşağı çalışanları bu değişime öncülük ediyor gibi görünüyor. Anketlere göre katılımcıların üçte ikisine yakını (%71) değişimin sebebinin genç çalışanlar olduğunu belirtiyor.

Barclays LifeSkills Başkanı Kirstie Mackey, “Araştırmalarımız işgücündeki bireylerin nasıl iletişime girdiği konusunda yeni jenerasyonun açık bir şekilde iz bırakacağını gösteriyor” ifadelerine yer verdi.

Etkilerin en çok hissedildiği alanlardan birisi de yazılı iletişim. Araştırma verilerine göre, bazı kalıplaşmış e-posta imzaları daha rahat ifadelerle değiştiriliyor.

Rapora göre, ‘saygılarımla’, ‘saygılarımla arz ederim’ ve ‘ilgili makamın dikkatine’ gibi e-posta sonu ifadeler büyük ihtimalle önümüzdeki on yıl içerisinde yok olacak. Çalışanlar bu tür ifadeleri modası geçmiş olarak gördükleri için halihazırda değiştiriyor. Araştırmada ‘teşekkürler!’ ve ‘çok teşekkür ederim’ gibi ifadelerin giderek daha popüler hale geldiğini belirtiyor. Katılımcıların yarısına yakını bu gibi daha arkadaş canlısı ifadelerin tercih edildiğini söyledi.

Akılda tutulması gereken ipuçları

Bununla birlikte bu yeni ifade biçiminin ofiste ayrımcılığa neden olduğunu düşünenler de var. Zira çalışanlar ‘teşekkür ederim’ kalıbını İngilizcenin günlük kullanımı ile kısaltarak ‘ta!’ ifadesiyle de maillerini sonlandırabiliyor. Bu ifadeyi arkadaşça bulanların oranı %23 olsa da fazla yakın bir tavır olarak görenlerin oranı ise %29. Yine ‘merhaba’ tabirinin benzer yönde bir kısaltması ile oluşturulan ‘hiya’ ifadesi katılımcıların %42’si tarafından arkadaşça ancak %26’sı tarafından fazla laubali görüldü.

Dildeki değişim sadece sözde de kalmıyor, aynı zamanda gönderilerin mesajın nasıl iletildiğini de etkiliyor. Z kuşağı çalışanlarının yaklaşık yarısı (%49) işyerinde mesajlaşma platformlarını kullanıyor. Bununla birlikte 55 yaş ve üstündekilerin %27’si bu uygulamaları iş için kullanıyor. Zira bu yaş grubundakiler hala e-postaları tercih ediyor ve bu yöntemin daha profesyonel hissettirdiğini düşünüyor.

Kent Üniversitesi İngiliz Dili ve Dilbilim Kıdemli Akademisyeni Laura Bailey, işyerinde kullanılan dilin daha rahat bir tona kaymasının anlık mesajlaşma platformlarının ortaya çıkmasıyla aynı anda gerçekleştiğini belirtiyor.

Bailey, “E-posta mesajları ve anlık mesajlaşma platformları resmi açılış kalıplarının ve imza kalıplarının yersiz hale gelebileceği ‘sohbetlerle’ birbirine karıştı” ifadelerine yer verdi.

Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre kuşaklar arası farklılıklar ise ofis içi iletişimin nasıl öğretildiği ile ilgili. Bu farklılık ayrıca yaş gruplarının aşina olduğu konularda gerçekleşen daha geniş çaplı değişimlerle açıklanabilir.

Bailey yaşlı çalışanlar için geleneksel mektup yazma stillerinin tüm türlerdeki yazılı iletişim biçimine dönüştüğünü, gençlerinse sosyal medya içerisinde uyguladığı dil kullanım biçimlerinin hızla yaygınlaştığını söyledi.

Barclays LifeSkills’ten Mackey ofise uygun dil kullanırken göz önüne alınması gereken önemli birkaç nokta olduğuna dikkat çekti. Mackey’e göre, işyerinde meslektaşlarla aşırı laubali olmamak ve kullanılan tonun kaba değil arkadaş canlısı olmasına dikkat etmek önemli.

Barclays yetkilisi ayrıca gönderilen mesajın bir kısa mesaj üzerinden mi yoksa bir e-posta üzerinden mi gönderileceğini düşünürken, öncelikle mesajın içeriğinin hangisine uygun olacağına bakılması gerektiğine işaret etti.