Uluslar kamusal giderlerini karşılayabilmeleri için, ticaret hayatından cebren vergiler vasıtasıyla katkılar alınmasına hükmetmişlerdir. Elbette adil bir sistem içinde her bireyin gelirleri karşılığında vatandaşlık görevi diye nitelendirilen bu cebri düzenlemelere uyma mecburiyeti vardır. Tersi düşünülemez.
Vergi, tarihin her safhasında değişmeden günümüze kadar gelmiş ve devletlerin var olmasının teminatı olarak karşımıza çıkmıştır. Birçok paydaşı ilgilendiren vergi düzenlemeleri, yakın tarihimize kadar özellikle fiziki yani varlıklar üzerinden yapılırken, küresel bir ağında temellerini atmış oldular.
Doğası gereği vergi kayıp ve kaçaklarından en çok etkilenenler elbette ülkelerin ekonomi sistemleridir.
Bu yüzden güçlü sermaye şirketlerinin ticaret hayatına kattıkları haksız rekabetin tüm hile ve oyunları ile mücadele etmek, öyle pek de kolay olmamaktadır. Free Zone yani boşluk kabul edilemeyen bu alanlarda ehemmiyetle tedbirler alınarak kıyasıya mücadele için elde bulunan tüm imkânları, rehavete kapılmadan kullanmalıyız. Bu hususla alakalı olarak yani vergi kaçırmayı ortadan kaldırmaya yönelik, son zamanlarda ele alınan, küresel asgari kurumlar vergisi gibi eylem planlarını içeren Matrah Aşındırma ve Kar Kaydırma Eylem Planı(MAKA) alınacak tedbirler çerçevesinde yürürlüğe konulmaya çalışılmaktadır.
Zira daha iyi anlaşılması bakımından konuyu biraz gezdirelim.
Küresel Sermayeye Karşı Planlanan Düzenlemeler: Vergi Reformu
Dünyada sermaye hareketlerinin artması çok değil yaklaşık 30 - 40 yıl evveline dayanır. Bunun en önemli sebeplerinin başında yukarıda da ifade ettiğim gibi varlık üzerinden vergi sistemlerinin oluşturulması yerini artık teknolojik gelişimler sebebiyle ortaya çıkan internet güdümüne bırakmıştır. Bu değişim dijital devrim olarak hayatımızı yakından ilgilendirdiği gibi; fiziki dünyamızdan uzaklaşarak yeni tanıdığımız sanal bir ortamın kapılarını aralamıştır. Bu durum her bilinende olduğu gibi, dünya ticaret hayatına da bir takım serbestlikler getirerek, işlem maliyetlerinin azalması dolayısıyla hacimsel büyümeler gözle görünür şekilde artmıştır.
Aslında internet marifetiyle ortaya çıkan değişim ve dönüşüm, ticaretin bilinen yapısını geliştirerek farklı bir kulvara çekilmesine olanak sağlamıştır. Uluslararası düzeyde var olan şirketlerin daha da büyümesi, klasik bilinen dünya ticaretine “küresel” bir ifade yükleyerek önemli gelişmeler yaşanmasına sebep olmuştur.
Bu nedenle gelişmeler öteden beri süregelen vergi anlayışlarında bir takım değişiklikleri kaçınılmaz kılmıştır. Vergi matrahlarındaki aşınma ve devletlerin vergileme tekniklerindeki tıkanmalar çeşitli sorunları beraberinde getirmekle kalmadı, ticaretin doğal seleksiyonu olarak beklenen kar pozisyonlarının her türlü vergi avantajı sunan ülkelere aktarmalarıyla haksız rekabet tetiklenerek gündeme oturmuşlardır.
Girişimcilerin daha fazla kazanımlar elde edebilmek için uluslararası vergi yasalarında yer alan açıkları kullanarak, iş yaptıkları ülkelerde, vatandaşlardan daha az vergi ödemeleri, vergi sisteminin adil olmadığı inancına sebep olmuştur.
Matrah Aşındırma ve Kar Kaydırma Eylem Planı(MAKA) adil ve modern bir vergi sistemi getirir mi?
Ne var ki, ülkeler yabancı sermayeleri çekebilmek amacıyla kendi vergi sistemlerini adeta bir oyunun hilelerini dizayn eder gibi kullanmaktalar. Bunun doğal sonucu olarak, her ülke gelirlerini sağlam temellere oturtabilmek maksadıyla çeşitli tedbirleri alırken; bütçe açıkları da borçları tetikleyerek, teknik iflasları getirmiştir.
Küresel dünyanın daha adil ve modern bir vergi sistemine kavuşması, G20(25 Eylül 1999-Washington Toplantısı- Küresel sistem için önemli ülkelerden oluşan 20’ler Grubu) ve OECD ülkelerinin(Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü), birlikte hazırlayarak servis ettikleri, Base erosion and profit shifting (BEPS) yani Matrah Aşındırma ve Kar Kaydırma Eylem Planı ile gerçekleştirilmesi umut edilmektedir.
15 ayrı eylem maddesi planından oluşan BEPS Projesi yani verginin aşınmasına sebep olan 15 farklı vergilendirme konusuna alınabilecek önlemlere dair eylemleri geliştiren tedbirler paketi, 2015 tarihinde onaylanarak ülkelerin mali yapılarının tehditlere karşı, onarımı için devreye alınmıştır.
BEPS eylem planı bu yazı konumuz olmadığından yakın geleceğimize ipotekleyerek burada bırakalım.
Asgari Kurumlar Vergisi için alınacak ortak kararlar, güçlü sermayeye sahip emperyal şirketleri rahatsız edecektir. Gelişmiş ülkelerin ekonomik büyüklüklerini dahi tehdit eden bu şirketlerin; vergi kaçırmak amacıyla "vergi cennetleri" olarak bilinen ve özellikle kurulan merkezlerde yapılanmalarını önlemek maksadıyla, ülkeler vergi sistemlerini yeniden tesis edeceklerdir. Vergilerden kaynaklı rekabeti önleyebilmek ve vergi avantajı sunan ülkelere finans kaçışını durdurmak için küresel çaplı tedbir ve önlemler alınmalıdır.
Bu sayede sermayesi güçlü şirketlerin vergilendirilmesi mümkün hale gelebileceği gibi, aslında tek vergi uygulaması mali sistemde eşitlik manasında oyun alanlarının yaratılmasında etkili olacaktır. Kelebek etkisi yaratacak olan bu durum, çoğunlukla toplumun vergi yükünü üstlenen orta sınıf halk ve çalışanlar arasında ise, adalet tesis edilirken inovasyon, büyüme ve refahı teşvik etmekte aynı zamanda mümkün olabilecektir.
Asgari Kurumlar Vergisi her ülkeye ayrı etkisi olan bir düzenlemedir.
5 Haziran 2021'de, G7 diye adlandırılan yedi büyük sanayileşmiş grubun Maliye Bakanları, çok uluslu şirketler üzerinde en az yüzde 15'lik bir küresel asgari kurumlar vergisi oranı olması gerektiğini ifade ettiler. Tartışmalı konuların olmasını bir yana bırakacak olursak, G7 Grubunun aldığı bu karar, küresel kurumlar vergisi reformunun önemli bir göstergesidir. Oranının en az yüzde 15 olması gerektiği ifade edilirken, değişiklikte söz konusu olabilir.
Belli bir sabitte tutulması öngörülen küresel kurumlar vergisi, gelişmiş ve veya gelişmekte olan ülkeler arasında farklı dalgalanmalara yol açacaktır. Finansal kırılganlığı yüksek olan ülkeler, çok uluslu güçlü sermaye şirketlerini kendi ülkelerine çekebilmek için ellerinde var olan vergi kozunu oynayamayacaklarını bilmeleri ile aslında vergi cenneti gibi yazabileceğim esnek ortamı da sunamayacaklardır. Kendi ulusal şirketlerini gelişmiş ülkelerin şirketlerine karşı destekleyemedikleri bir mali alana sahip olmadıklarından küresel(asgari) kurumlar vergisinden memnun olmayacaklardır. Bunun zararlı olan etkisini bertaraf edebilmek için, yeni kesintiler veya vergi kredileri ortaya çıkacaktır. Mutlak bir muhalefetin bu anlamda olacağı açıktır.
Sonuç olarak;
Dünyanın önde gelen büyük sermayeli şirketlerine yönelik ortaya konulan bir proje olarak, rekabetin dengelenmesi ve elektronik dönüşüm ile dijital dünyanın artık sınırları aştığı küresel bir ekonominin de küresel bir asgari kurumlar vergisi olması şarttır. Dolayısıyla vergi üzerine mutlak olması gereken reformist hareketlerin bir an evvel yapılması gerektiği kanaatindeyiz.
Google, Apple, Facebook ve Amazon gibi küresel dünya da yer alan ileri teknoloji şirketleri, tabi olarak finansal kaygılardan dolayı etkilenecekleri mümkündür. Eşitlik ilkesi gereği, normal dönemlerde ve kriz dönemlerinde borçlanan ülkeler için de asgari kurumlar vergisi bir kaynak sağlama yöntemi olabilir
22.06.2021
Selahattin İpek
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
Bağımsız Denetçi