Türkiye, Birleşmiş Milletler’in gri listesine ilk kez 2011’de girmiş, 2014 yılında çıkmıştı.

En son Ekim 2021’de tekrar girdiğimiz gri listeden Mali Eylem Görev Gücünün (Financial Action Task Force-FATF), 28 Haziran 2024’te Singapur’da gerçekleştirdiği toplantıda Türkiye’nin gri listeden çıkarılması kararını alması ile çıktık.

Mali Eylem Görev Gücü’nün 40 standardından sadece teknoloji ürünlerine (kripto varlıklar) ilişkin yasal düzenleme eksiğimiz kalmıştı. Bu eksiği toplantıdan iki gün önce Meclis’te yasanın kabulü ile tamamlamıştık. FATF’nin yayımladığı dokümanlara göre, Türkiye ile birlikte Jamaika da gri listeden çıkarıldı. FATF, Ekim 2021’de belirtilen stratejik eksikliklerin giderilmesi ve kara para aklama ile terörizmin finansmanıyla mücadele etkinliğinin artırılması yönünde Türkiye’nin kaydettiği ilerlemeleri kararında vurguladı.

KRİPTO DÜZENLEMESİNİN ANA HATLARI

Kripto varlıklara yönelik düzenleme içeren “Sermaye Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”, 26 Haziran’da TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi. Kanun’un yürürlüğe girmesi için; Cumhurbaşkanı’nın onayı ve Resmi Gazete’de yayımlanması gerekiyor. Yasanın Resmi Gazete’de yayımı ile birlikte Türkiye’de kripto varlıklara dair ilk yasal çerçeve yürürlüğe girmiş olacak. TBMM’den geçen kripto varlık düzenlemesine göre;

■ Platformların kurulabilmesi ve faaliyete başlaması için Sermaye Piyasası Kurulu’ndan (SPK) izin almaları gerekiyor.

■ SPK, sermaye piyasası araçlarının kripto varlık olarak ihraç edilebilmesinde de yetkili olacak.

■ Kripto varlıkların listelenmesine yönelik ilke ve esaslar da SPK tarafından belirlenecek.

■ Kripto platformları, SPK tarafından ilan edilen listede yer alan bağımsız denetim kuruluşlarınca denetlenecek.

■ Yurt dışı merkezli kripto platformlarının lisans alınmadan Türkiye’de iş yeri açması, Türkçe internet sitesi oluşturulması, sunulan kripto varlık hizmetlerine ilişkin doğrudan veya Türkiye’de yerleşik kişi ya da kurumlar aracılığıyla tanıtım ve pazarlama faaliyetlerinde bulunması, izinsiz kripto hizmet sağlayıcılığı olarak kabul edilecek.

■ İzin almadan işlem yürüten platformların yetkililerine 3 yıldan 5 yıla kadar hapis ve 5 bin günden 10 bin güne kadar adli para cezası verilecek.

■ Kripto varlık hizmet sağlayıcılarının borçları nedeniyle müşterilerin nakit ve kripto varlıkları haczedilemeyecek.

■ Kripto platformlarının yöneticileri, zimmet suçu için, 8 yıldan 14 yıla kadar hapis ve 5 bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılabilecek.

■ Yasada yatırımcılardan gelir ya da işlem vergisi alınması yönünde bir düzenleme yer almadı.

■ Her yıl platformların bir önceki yılki faiz gelirleri hariç tüm gelirlerinin %1’i SPK ve %1’i de TÜBİTAK bütçesine ilgili yılın mayıs ayı sonuna kadar ödenip, gelir olarak kaydedilecek.

Utanç listesine girmemize neden olanlar hesap vermeyecek mi?

Türkiye, son 13 yılda Birleşmiş Milletler’in gri listesine iki kez girdi ve çıktı. Uluslararası Para Fonu’nun raporuna göre; gri listeye alınmak, ülkelerin gayrisafi milli hasılasının %3’ü kadar sermaye akışının durmasına neden oluyor. Gri listeye giren ülkelerin ithalatçı ve ihracatçı şirketleri daha sıkı denetim ve zorlaştırıcı önlemlerle karşılaşıyorlar ve faaliyetlerini rahat sürdüremiyorlar. Gri listeye giren ülkelerin risk primi yükseliyor, Dünya Bankası gibi kredi kuruluşları kredi sağlama konularında zorluk çıkarmaya başlıyor.

Ülkemizi 22 yıldır aynı iktidar yönetiyor. Seçimler oluyor, kabine değişiyor sanki bundan önceki dönemde ülkeyi başka bir iktidar yönetmiş gibi bir algı yaratılıyor. Türkiye’yi son 13 yılda iki kez gri listeye sokan yani ülkemizi kara para aklama ve terörizmin finansmanı ile mücadele etmeyen Burkina Faso gibi ülkelerle aynı lige düşmesine neden olan aynı anlayış yine iktidar.

Son bir yılda 81 ilde “aklama” savcılıkları kurarak, dünyanın her yerinden ülkemize gelmiş hatta vatandaşlık verilmiş olan uyuşturucu ve silah kaçakçılarına operasyonlar yaparak ve kripto düzenlemesini yaparak listeden çıktık.

Ülkemizin gri liste gibi bir utanç listesine girmesine neden olan bürokrat ve siyasetçilere hesap sorulmadığı için, gri listeden çıkmak zafer gibi sunuluyor. Ülkemize ve ülke ekonomisine verdikleri zararlardan dolayı bu kişiler hakkında dava açılıp cezai ve maddi sorumluluğuna gidilmediği sürece, ülkemizin seneye ya da iki yıl sonra tekrar gri listeye girmeyeceğinin
garantisi yok.

Dünyada ilk on ekonomiye girme iddiasını dile getirip, ülkemizi Burkina Faso’nun yer aldığı lige düşürenler acaba utanıyor mu?