Bu kararlar, ülke ekonomisinin dışa açılması ve kambiyo rejiminin liberalleştirilmesi yönünde
bir dönüm noktası niteliğindeydi. Ardından 1983 tarihli 28 Sayılı Karar ile döviz rejiminde serbestlik ilkesi kabul edilmiş; 1989 tarihli 32 Sayılı Karar ile de tam konvertibiliteye geçilmiştir.
DÖVİZ KULLANIM YASAKLARI GELİYOR
Bu gelişmeler sonucunda Türkiye, sermaye hareketlerinin serbestleşmesi, kambiyo denetiminin kaldırılması ve dövizle işlem serbestisinin tanınması bakımından, en ileri ülkelerden biri olarak anılmıştır.
Ancak, serbest piyasa ekonomisinin bu yönü zamanla makroekonomik istikrar ve finansal denge açısından yeniden düzenleme ihtiyacını doğurmuştur. Bu çerçevede 2018 yılında, bazı sözleşmelerin ve ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden yapılmasına sınırlama getirilmiş, böylece 1980 sonrası serbestleşme sürecinde ilk defa geri adım atılmıştır.
Bu sınırlama, Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karar ve 2008-32/34 Sayılı Tebliğ kapsamında uygulanmış; taşıt kiralama, gayrimenkul satış ve kiralama, iş, hizmet ve eser sözleşmeleri gibi belirli alanlarda dövizle sözleşme yapılması ve ödeme yapılması yasaklanmıştır. Bilahare yapılan düzenlemelerle menkul satış sözleşmeleri için dövizle ödeme serbestisi yeniden getirilmiştir (Tebliğ No: 2025-32/72).
DÖVİZLE SÖZLEŞME VE ÖDEME YASAĞININ DEVAM ETTİĞİ ALANLAR
Türkiye’de yerleşik kişiler, belirli sözleşme türlerinde döviz cinsinden veya dövize endeksli bedel belirleyemezler. Bu işlemler yalnızca Türk Lirası (TL) üzerinden yapılabilir. Halihazırda taşıt kiralama, gayrimenkul satış ve kiralama, iş ve hizmet sözleşmeleri başta olmak üzere bazı alanlarda dövizle sözleşme ve ödemeyasağı devam etmektedir. Bu alanlara ilişkin kapsam, istisnalar ve uygulama esasları, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından çıkarılan Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karar’a İlişkin Tebliğlerde ayrıntılı şekilde düzenlenmiştir. Bu nedenle uygulamada karşılaşılabilecek özel durumlarda, ilgili tebliğ hükümlerine bakmakta yarar vardır.
DÖVİZLE İŞLEM YASAĞININ KAPSAMI VE TÜRKİYE’DE YERLEŞİK KİŞİLER
Dövizle işlem yasağı, esas olarak Türkiye’de yerleşik kişileri kapsar. Bu kavram; yurt dışında işçiler ile serbest meslek mensubu veya müstakil iş sahibi Türk vatandaşları dahil olmak üzere, Türkiye’de kanuni yerleşim yeri bulunan tüm gerçek ve tüzel kişileri ifade eder. Ayrıca, bir takvim yılı içinde altı aydan fazla süreyle Türkiye’de kalan kişiler de Türkiye’de yerleşik sayılır. Dolayısıyla bu yasak; Türkiye’de yerleşik kişi sayılan bu kesimleri kapsamakta, buna karşılık turist olarak gelen veya ülkede altı aydan az süreyle bulunan yabancılar yasağın kapsamı dışında kalmaktadır.
TÜRK LİRASI KULLANIMININ TEŞVİKİ VE DÖVİZLİ İŞLEMLERDE AYRIM
Türkiye’de yerleşik kişilerin, mal ve hizmet bedellerini Türk Lirası (TL) üzerinden belirlemeleri ve ödemelerini TL olarak yapmaları; Türk Lirası’nın değerinin korunması, finansal istikrarın güçlendirilmesi ve ulusal ekonominin sürdürülebilirliği açısından önemlidir.
Buna karşılık, Türkiye’de yerleşik olmayan kişiler -örneğin turistler, kısa süreli ziyaretçiler veya ülkemizde altı aydan az süreyle bulunan yabancılar- tarafından yapılan mal ve hizmet alımlarında dövizle ödeme yapılabilmesi ise ülkeye döviz girişini artırdığından yararlıdır.
DÖVİZ YASAĞI OLAN İŞLEMLERİN MÜEYYİDESİ
Yapılan düzenlemelerin uygulanmasına aykırı davrananlar için 1567 Sayılı Kanun’un 3’ncü maddesi uyarınca idari para cezaları öngörülmüştür. Dövizle işlem yasağının ihlali halinde uygulanacak para cezası miktarı her sene yeniden belirlenmektedir. Tekerrür durumunda ise bu ceza iki katına çıkabilmektedir.
İdari para cezasına ek olarak, suç tarihinden tahsil tarihine kadar olan süre için gecikme zammı ve gecikme faizi de uygulanmaktadır. Cumhuriyet Savcısı, idari para cezasına karar verme yetkisine sahiptir.
YETKİSİZ DÖVİZ BOZDURMA FAALİYETLERİ
Dövizli işlemler derken uygulamada en sık rastlanan ihlallerden biri, yetkili müessese olmaksızın döviz alım-satımı yapılmasıdır. Bu durum, yani “döviz bozdurma”, mevzuat anlamında Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında 1567 Sayılı Kanun’a açıkça aykırıdır.
Başka bir ifadeyle; bir kuyumcu veya herhangi bir esnafın, herhangi bir emtia veya hizmet satışı olmaksızın, sadece nakit karşılığı döviz (örneğin ABD Doları veya Avro) alması ya da satması, yetkili müessese statüsü bulunmadıkça yasal değildir.
Bu konuda yetkililer, izin ve ruhsat süreci ile denetim usulleri; Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2018-32/45)’te açıkça düzenlenmiştir.
YETKİSİZ DÖVİZ BOZDURMANIN CEZASI
Tebliğin “Yaptırımlar” başlıklı 29. maddesi ise, hükümlerine aykırı işlem yapanlara uygulanacak idari müeyyideleri belirlemiştir. Bu kapsamda örneğin, bir kuyumcunun 100 dolar bozdurması gibi yetkisiz döviz işlemi tespiti halinde, 1567 Sayılı Kanun ve ilgili Tebliğler uyarınca işletmenin faaliyetinin bir süreyle (örneğin 1 ay) durdurulmasına karar verilebilmektedir. Bu konuda verilmiş idari yargı kararları mevcuttur.
Burada dövizi bozduran kişinin Türkiye’de yerleşik olup olmaması, hatta ülkeye yalnızca bir günlüğüne turist olarak gelmiş bir yabancı olması dahi sonucu değiştirmez. Müeyyide, işlemi gerçekleştiren işletmeye uygulanır.





