I.GİRİŞ

Hazine ve Maliye Bakanlığı 1 Mayıs 2022 tarihinden itibaren gerçekleştirilen ihracatlar için yapılan ihracatın yüzde 10’nu KDV iadesi kapsamında mükelleflere iade etme imkânı getirmişti.

Bu yazımızda bu tür işlemlerde KDV iadesinin hesaplanmasında alınan malların iadeden düşülmesi hususu irdelenmiştir.

II.KAPSAM

Yapılan düzenlemeye göre sektör ayrımı yapılmaksızın imal ettikleri malları doğrudan ihraç eden imalatçılar, ihracat teslimlerine ilişkin olarak yüklendikleri KDV tutarına bakılmaksızın ihracat bedelinin %10’una kadar devreden KDV tutarı ile sınırlı olarak iade talep edebilirler.

Bu uygulama ihtiyari olup Bakanlık tarafından tanımlanan tüm imalatçı mükellefler faydalanabilmektedir:

Uygulamadan yararlanabilmek için imalatçının;

1) Sanayi siciline kayıtlı ve sanayi sicil belgesini haiz olması veya Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından alınmış çiftçi kayıt belgesi, gıda işletmesi kayıt belgesi ve işletme onay belgelerinden(üretici belgesi) herhangi birine sahip olması, (Bu belgeler sonraki bölümlerde “imalatçı belgesi” olarak anılacaktır.)

2) İlgili meslek odasına kayıtlı bulunması,

3) Üretimin yapıldığı dönemde yürürlükte bulunan Sanayi Sicil Tebliğlerinde öngörülen sayıda işçi çalıştırması ve gerekli araç parkına sahip olması veya kapasite raporundaki üretim altyapısına sahip olması,

gerekir.

III.İADE TUTARININ HESAPLANMASI

İmalatçıların doğrudan ihraç ettikleri malların bünyesinde yurtiçi veya yurtdışından KDV “ödemeksizin” temin ettiği malların bulunması halinde, ihracat bedeline ilişkin iadenin hesabında, ihracat bedelinden bu şekilde temin edilen malların bedeli düşülür. İade edilecek KDV’nin, kalan tutar dikkate alınarak hesaplanması ve belirlenmesi gerekir. 

Bu kapsamda iade talep eden imalatçıların aynı ihracat teslimi ile ilgili olarak iadesini alamadığı tutar için ayrıca yüklenilen KDV tutarına göre iade talep etmeleri mümkün değildir.

Ancak imalatçılar, bu uygulama yerine imal ettikleri ürünlerin ihracatına ilişkin olarak yüklenilen KDV’nin iadesini 301 koduyla talep edebilirler.

Ayrıca bir dönem bu uygulamadan yararlanan mükellefler diğer dönemlerde yüklenilen KDV’nin iadesi uygulamasından faydalanabilirler.

IV.İHRACAT TUTARINDAN DÜŞÜLECEK MALIN BEDELİ SORUNU

Gelir İdaresinin son dönemlerde İmalatçıların doğrudan ihraç ettikleri malların bünyesinde yurtdışından KDV ödemeksizin temin ettiği mallara ait tutarların hesaplanmasında istatistiki kıymet (Gümrük Değeri) tutarlarını dikkate almak gibi bazı uygulamalara gitmektedir.

IV.1.İstatistiki Kıymet

213 sayılı VUK'nun' 261.maddesinde iktisadi kıymetlerin değerlemesinde maliyet bedeli, bir değerleme kriteri olarak belirlenmiştir.

Aynı Kanunun 262.maddesinde maliyet bedeli şu şekilde tanımlanmıştır: "Maliyet bedeli, iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi veyahut değerinin artırılması münasebetiyle yapılan ödemelerle bunlara müteferri bilumum (tüm) giderlerin toplamını ifade eder."

Anılan Kanunun 274.maddesinde emtianın (malların) maliyet bedeli ile değerleneceği hükme bağlanmıştır. Bu maddeler ile iktisadi kıymetlerin maliyet bedellerin tespitinde, fiili maliyetin esas alınması öngörülmüş ve gerçek değerin ortaya çıkarılması amaçlanmıştır. (VUK GT:176)

Emtianın yurtdışından ithal edilmesi halinde yurtiçinde yapılan mal alımından farklı olarak gümrük mevzuatının da gereği ayrıca bazı gider unsurlarının doğması kaçınılmaz hale gelmektedir. Söz konusu farklı maliyet unsurları genellikle yurtiçi alımları durumunda katlanılan unsurlara ek olarak ortaya çıkmaktadır.

Bunlar;

1. Emtianın FOB bedeli ya da emtianın yurtiçine getirilmesine kadar yapılan nakliye giderleri ile sigorta giderleri ve emtianın CİF bedeli,

2. Emtianın ithalinde “ödenen gümrük vergisi, diğer vergiler, resim ve harçlar,

3. Gümrük komisyonu, ekspertiz giderleri ve malın gümrükten çekilmesinde yapılan sair giderler,

4. Malın ithali için alınan kredilerin faizleri, komisyon ve diğer finansman giderleri,

5. Akreditifler için finans kurumlarına (banka ve diğer kurumlara) ödenen faiz, kar payı, komisyon ve diğer giderler,

6. İthalat teminatı için yapılan giderler.

Yapılan açıklamalara göre ithal edilen malın maliyet bedeli şu şekilde formüle edilebilir: İthal edilen malın maliyet bedeli = CIF Bedel + Gümrükte Ödenen Vergiler + Emtianın Gümrük ve İşyeri Arasındaki Taşıma, Nakliye, Komisyon vb Giderleri.

Buna göre; ithalatçı mükellef veya kurumların malın maliyet bedeli olarak VUK'nun 262.maddesi uyarınca gümrük idaresince tespit edilen istatistiki kıymeti değil, alış bedeli ve bu bedelle ilgili vergi ve giderleri esas almak zorundadırlar.

Örnek:

Ayakkabı imalatı ve ihracatı ile iştigal eden A Limited Şti, DİİB kapsamında hammadde ithal etmiş ve ithal ettiği hammaddenin tamamını kullandığı ayakkabıları ihraç etmiştir.

1) (A) Ltd Şti DİİB kapsamında ithal ettiği hammadde CIF bedeli 1.000.000,00 TL’dir.

2) Söz konusu hammaddenin Gümrük İdaresince tespit edilen istatistiki (gümrük) kıymeti 2.000.000,00 TL'dir. Aynı tutar aynı zamanda KDV matrahıdır.

3) Gümrükte hesaplanan ancak ödenmeyerek ertelenen KDV 4000.000,00 TL, Gümrük Vergisi 85.000 TL, KKF 130.000,00 TL'dir.

4) Üretilen ayakkabılar 1.680.000,00 TL'ye ihraç edilmiştir.

Bilindiği üzere DİİB kapsamında yapılan ithalattan doğan vergiler, esas itibariyle 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunda belirtilen esaslar çerçevesinde teminata bağlanmakta ve bu doğrultuda ithalat işleminde hesaplanan vergi ve fonlar ertelenmektedir. DİİB’in usule uygun olarak kapatılması halinde de terkin edilmektedir.

Yukarıda açıklanan hususlar dikkate alındığında ithalatta malın alış bedeli olarak gümrük istatistiki kıymet tutarının değil CİF bedelinin dikkate alınması gerekir.

Buna göre A Ltd Şti’nin 338 koduyla iade tutarının hesaplanması şu şekilde olacaktır.

İhracat Bedeli (A)                                                                             : 1.680.000,00 TL

Gümrük İdaresince tespit edilen istatistiki (gümrük) kıymeti         : 2.000.000,00 TL

KDV Ödemeksisizn Yapılan Mal Alımı Bedeli (B)                         : 1.000.000,00 TL

İhracat Bedelinin % 10’u                                                                  : 168.000,00 TL

A-B (=C)                                           : (1.680.000,00-1.000.000,00=) 680.000,00 TL

İade istenebilecek tutar (C x %10)                                                   : 68.000,00 TL

Buna göre A Ltd Şti’nin Sonraki Döneme Devreden KDV’nin müsait olması halinde 68.000,00 TL’nin tamamını iade olarak talep edebilecektir.

V.SONUÇ

Gelir İdaresi’nin Mayıs 2022 döneminden itibaren getirmiş olduğu 338 kodlu iade olanağı imalatçı ihracatçı mükellefleri rahatlatmak ve desteklemek amaçlıdır.

Bu bağlamda mükelleflerin ödemediği bir vergi ve fonların üzerinden hesaplandığı bir değerin (gümrük (istatistiki) kıymet) dikkate alınarak % 10 iade tutarının hesaplanması, işlemin tabiatına da tesis amacına da uygun düşmemektedir. Kanaatimizce 213 sayılı VUK’na ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununa da uymamaktadır.

Kaynak:

- 3065 sayılı KDV Kanunu,

- 213 sayılı Vergi Usul Kanunu,

- 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu

- İlgili İdari Düzenlemeler,

- Ahmet GÜZEL, İmalatçı İhracatçılara KDV İadesinde Kolaylık, 21/04/2022, https://ekovergi.com/imalatci-ihracatcilara-kdv-iadesinde-kolaylik/

- Ahmet GÜZEL, Malın Alış Bedeli mi İstatistiki Kıymeti mi, Vergi Raporu, Sayı 126 (Mart 2010), https://vergiraporu.com.tr/upImage/org/2010-126-Ithal_Malin_Alis_Bedeli_Mi_Istatistiki_Kiymeti_Mi-Ahmet_Guzel%20.pdf

Kaynak: https://ekovergi.com/kategori/vergi_muhasebe/imalatci_ihracatcilarda_kdv_iadesinin_hesaplanmasinda_a