İnsanlar belli maddi refaha ulaştıklarında kimi zaman köyüne, kimi zaman yaşadığı yere, kimi zaman ise ülkesine karşılıksız katkı sunmaz ister. Yapılan bağış ve yardım isteğinin kaynağı, kişinin sahip olduğu refahın gelmesinde katkısı olan coğrafyaya bir diyet ödeme arzusudur. Vicdani bir yansıma olan bağış ve yardım arzusu kimi kişilerce okul, çocuk yurdu, sağlık tesisi, yetiştirme yurdu, cami vb. eserler yaptırıp ilişkili oldukları yerlere fayda sağlamayı tatmin olur. Bağışlama ve yardım kültürü sosyal devlet ilkesi gereği de benimsenmiş bir yaklaşımdır. Bu sebeple kamu menfaati sağlayan yardımlaşma ve bağışlamalar kategorilerine göre belli oranda vergi matrahından da düşülmesine izin verilmiştir. Gelir üzerinde alınan vergilerin işleyiş esaslarına yer verilen Kurumlar Vergisi Kanunun 10uncu maddesi ile Gelir Vergisi Kanunun 89uncu maddesinde hangi bağış ve yardımların hangi oranda düşülebileceğinden bahsedilmiştir. Gelelim bir taşla iki kuş konusunda.
Diyelim ki bir kurumlar vergisi mükellefi Z şirketinin ortağı olan bay A ülkesine vefa borcu olarak bir ilkokul yapmak istemektedir. Bay A elinde bulunan bağış miktarı 20 milyon lirayı valilik ile bir protokol yapıp nakit ödeme yapmak sureyle bağışını gerçekleştirebilir. Eğer kendisi gelir vergisi mükellefi ise gelir vergisi matrahından da bu bağışı düşebilir. Bu sayede yapılan bağışı şahsi vergi matrahından düşerek daha az vergi ödemiş olacaktır. Buna alternatif ve yazımızın konusu bir diğer yöntem ise bay A, elindeki 20 milyon TL’yi ortağı olduğu Z şirketine sermaye olarak koymayı taahhüt eder. Bunu genel kurul ile tescil ettirir. Tescil tarihinden sonra Z şirketinin hesabına 20 milyon TL’yi sermaye taahhüdü olarak ödemesini yapar. Akabinde Z şirketi Kurumlar Vergisi Kanunun 10uncu maddesinde belirtilen kapsamda bağışı gerçekleştirir. Bu durumda ilk akla gelen 20 milyon TL’nin vergi matrahından düşülmesi sonucu (vergi oranının %25 olduğu durumda) 5 milyon TL daha az vergi ödeme avantajı oluşuyor. Ama tek avantaj bu değil. Nakit sermaye artırımı yapan firmaların nakit olarak artırdıkları sermaye tutarı üzerinden hesaplanan faizin yarısının, kurumlar vergisi beyannamesinde matrahtan indirilme imkanı da var. Aynı tutar üzerinden örneklemeye devam edelim. Z şirketi Eylül.2023 döneminde 20 milyon sermaye artırımını tescil ettirmiş ve ortak bu tutarın tamamını şirkete ödemiş olsun. Ocak.2023 döneminde dikkate alınacak faiz oranı ise %35 olsun. Bu durumda yapılan bağış tutarına faiz oranının yarısının, Ocak ayından yıl sonuna kadar hesaplanması sonucu çıkan tutar olan (20 milyon * 0,35 * 0,5 /12 * 12) 3.500.000 TL Kurumlar Vergisi beyannamesinde indirim olarak kullanılacak tutardır. Bu tutarın da indirilmesi sonucunda (3.500.000 * 0,25) 875.000 TL daha az vergi ödenecektir.
Toparlayacak olursak Z şirketi bay A 20 milyon TL tutarlı bir okul yaptıracak ise bu tutarı şirketine sermaye olarak koyup, Z şirketi söz konusu bağışı yapar ise bağış ve yardımın kurumlar vergisinden indirilmesinden dolayı 5 milyon, nakit sermaye artırımının kurumla vergisinden indirilmesinden dolayı 875.000, cem’an 5.875.000 TL ilave bir avantaj sağlamış olacaktır. Üstelik nakden artırılan sermaye indirimi, sermaye azaltımı olmadıkça 5 yıl süre ile devam edecektir.