Danıştay VDDK’nın bugünkü yazımıza konu olan “YD ret kararına onay” kararı, Maliye’nin finansman gider kısıtlaması Tebliğinin bazı bölümlerinin iptali amacıyla açılan YD talepli bir iptal davası ile ilgili.
Son günlerde Danıştay Vergi Dava Daireleri tarafından verilen YD (yürütmeyi durdurma) ret veya kabul kararları giderek artmaya başladı. Bu artışın nedeni ise, mükelleflerin Cumhurbaşkanı kararları ve Maliye tarafından çıkarılan Tebliğlerdeki hemen her düzenlemeye karşı YD talepli iptal davaları açmaları. Tabi, bu davalarda öncelikle ilgili dava dairesi tarafından YD kabul veya ret kararı veriliyor, daha sonra bu kararlara karşı itiraz yoluyla Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu’na (VDDK) başvuruluyor, buradan çıkacak karara göre de, davaya ilişkin esastan karar verilme aşamasına geçiliyor. Bu da, dava sürecini oldukça uzatıyor. Burada yapılacak bir şey yok, mevzuat ve uygulama bu şekilde!
Daha fazla merak ettirmeyelim, Danıştay VDDK’nın bugünkü yazımıza konu olan “YD ret kararına onay” kararı, Maliye’nin finansman gider kısıtlaması Tebliğinin bazı bölümlerinin iptali amacıyla açılan YD talepli bir iptal davası ile ilgili.
Karar, 28 Temmuz’daki yazımızla ilgili değil!
Gazetemizde 28 Temmuz 2023 tarihinde yayınlanan “Danıştay’dan Finansman Gider Kısıtlamasına YD Ret” başlıklı yazımızda; 2021 yılı öncesinde kullanılan banka kredilerine ilişkin faiz, komisyon, vade farkı, kâr payı, kur farkı ve benzeri giderlerin finansman gider kısıtlamasına tabi tutulamayacağı gerekçesiyle Maliye tarafından yayınlanan 18 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nin “11.13. Finansman Gider Kısıtlaması” başlıklı kısmının konu ile ilgili paragrafının yürütmesinin durdurulması ve iptali talebiyle açılan davada, Danıştay 4. Dairesi tarafından YD ret kararı verildiğini (Danıştay 4. Dairesi’nin 22.06.2023 tarihli ve E.2023/3957 sayılı Kararı), bu karara karşı Danıştay VDDK’ya itirazda bulunulmasının beklenildiğini belirtmiştim. Bu dava ile ilgili süreç hala devam ediyor.
Danıştay VDDK’nın bugünkü yazımıza konu kararı ise, doğrudan bu dava ile ilgili değil! Ancak, finansman gider kısıtlaması oranının belirlendiği Cumhurbaşkanı Kararının bazı maddeleri ile Maliye’nin Finansman Gider Kısıtlaması Tebliğinin yazımızdaki konuyu da kapsayan bazı bölümlerinin iptali amacıyla açılan YD talepli başka bir iptal davası ile ilgili.
Finansman gider kısıtlaması nedir?
Finansman gider kısıtlaması, şirketler tarafından kullanılan yabancı kaynaklara ilişkin faiz, komisyon, vade farkı, kâr payı, kur farkı ve benzeri giderlerin belirlenen oran kadarlık kısmının kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınmamasını öngören bir uygulama. Yalnız bu düzenleme tüm şirketleri değil, kullandıkları yabancı kaynakları öz kaynaklarını aşan şirketleri ilgilendiriyor.
Hangi amaçla getirildi?
Finansman gider kısıtlaması, şirketlerin finansman ihtiyaçlarını yabancı kaynaklardan ziyade kendi öz kaynaklarından karşılamalarını teşvik etmek amacıyla getirilmiş bulunuyor!
Bununla ilgili yasal mevzuat!
Finansman gider kısıtlamasına ilişkin düzenleme, GVK ve KVK’da yer alıyor (GVK. Mad. 41/9, KVK. Mad. 11/1-i). Finansman gider kısıtlamasına ilişkin oran, 3490 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile yüzde 10 olarak belirlendi (4 Şubat 2021 tarihli ve 31385 sayılı Resmi Gazete). Maliye, finansman gider kısıtlamasına ilişkin usul ve esasları çıkardığı bir Tebliğ ile belirlemiş bulunuyor (18 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 1)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ).
2013 yılında yürürlüğe girdi ancak 8 yıl uygulanmadı!
Finansman gider kısıtlamasına ilişkin düzenleme, 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren yürürlüğe girdi (6322 sayılı Kanunun 37. maddesi). Ancak, 4 Şubat 2021 tarihine kadar uygulanmadı. Çünkü, gider kısıtlamasında uygulanacak oran Bakanlar Kurulu ve/veya Cumhurbaşkanı tarafından bu tarihe kadar belirlenmedi. Yani, finansman gider kısıtlaması düzenlemesi, 2013 yılından 2021 yılı başına kadar geçen 8 yıl boyunca uygulanmadı!
Gider kısıtlama oranı 8 yıl sonra belirlendi!
Evet, 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren yürürlüğe giren söz konusu düzenleme, 8 yıl boyunca Bakanlar Kurulu ve/veya Cumhurbaşkanı tarafından oran belirlemesi yetkisinin kullanılmaması nedeniyle uygulamaya konulamadı. Üzerinden tam 8 yıl geçtikten sonra 2021 yılının ilk aylarında çıkarılan 3490 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile, söz konusu oran, 1 Ocak 2021 tarihinden itibaren başlayan vergilendirme dönemi kazançlarına uygulanmak üzere, yüzde 10 olarak belirlendi (4 Şubat 2021 tarihli ve 31385 sayılı Resmi Gazete).
Söz konusu Karar, 4 Şubat 2021 tarihinde yürürlüğe girdi.
Finansman gider kısıtlamasına tepki büyük!
Şirketler, 1 Ocak 2021 tarihinden bu yana, kullandıkları yabancı kaynakların öz kaynaklarını aşan kısmına münhasır olmak üzere, yatırımın maliyetine ekledikleri hariç, işletmede kullandıkları yabancı kaynaklara ilişkin faiz, komisyon, vade farkı, kâr payı, kur farkı ve benzeri adlar altında yapılan gider ve maliyet unsurları toplamının yüzde 10'unu kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alamıyorlar. Hemen belirtelim, kredi kuruluşları, finansal kuruluşlar, finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri bu kısıtlamanın kapsamı dışında bulunuyor.
Bu kısıtlama, kullandıkları yabancı kaynakları öz kaynaklarını aşan şirketlere ek bir yük getiriyor.
Şu an ülkemizdeki şirketlerin büyük bir bölümünde kullanılan yabancı kaynaklar öz kaynaklarını aşmış durumda. Yani durum vahim. Bu nedenle de, Şirketlerin büyük bir kısmı finansman gider kısıtlamasına haklı olarak ciddi tepki gösteriyor.
Çok sayıda dava açıldı!
Şirketler tarafından finansman gider kısıtlamasıyla ilgili çok sayıda dava açıldı. Bu davaların büyük bir kısmı, henüz ilk derece mahkemelerinde devam ediyor. Kalan kısmı ise Danıştay’da YD talepli iptal davası şeklinde.
VDDK kararına konu dava da bununla ilgili!
Evet, Danıştay VDDK kararına konu dava da, esas itibariyle finansman gider kısıtlamasıyla ilgili.
Söz konusu düzenlemeden olumsuz etkilenen bir şirket tarafından Danıştay’da açılan dava ile; 3490 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı’nın 2 ve 3. Maddeleri ile 18 Seri No.lu Tebliğin “11.13 Finansman Gider Kısıtlaması” başlıklı bölümünde yer alan “Yabancı kaynaklar”, “11.13.2 Finansman gider kısıtlamasının uygulanacağı dönem”, “11.13.3 1/1/2013 tarihinden önce yapılan borçlanmalara ilişkin finansman giderlerinin durumu”, “11.13.8 Finansman gideri yanında finansman gelirinin de bulunması” başlıklı bölümlerinin iptali ile dava sonuçlanıncaya kadar yürütmesinin durdurulması istenildi.
Danıştay 4. Dairesi, davacı şirketin iddialarını yerinde görmeyerek, YD talebini reddetti (Danıştay 4. Dairesi’nin 27.12.2022 tarihli ve E.2022/3698 sayılı Kararı).
Davacı şirket bu karara itiraz ederek konuyu VDDK’ya taşıdı!
Davacı şirket, kararın kendisine tebliğini izleyen günden itibaren 7 (yedi) gün içinde Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu'nda (VDDK) bu karara karşı itirazda bulundu.
Danıştay VDDK, davacının itiraz talebini redderek, YD ret kararını onadı!
Evet, Danıştay VDDK, yaptığı inceleme sonucunda davacı şirketin itiraz talebini oyçokluğuyla kesin olarak reddetti (Danıştay VDDK’nın 24.05.2023 tarihli ve İtiraz No:2023/7 sayılı Kararı).
Maliye finansman gider kısıtlaması davalarında oldukça rahat!
Evet, Maliye, finansman gider kısıtlaması düzenlemesiyle ilgili olarak açılan davalarda oldukça rahat. Şu ana kadar açılan davalarda bildiğimiz kadarıyla sadece birkaçı ilk derece vergi mahkemelerinde aleyhine sonuçlandı. Tabi bu davalarda zaman ne gösterir bilemiyoruz. Ancak, Danıştay VDDK’nın Tebliğ iptaline yönelik YD ret kararı Maliye’yi oldukça rahatlattı.
Şimdi gözler esastan verilecek kararda!
Evet, şimdi gözler, esastan verilecek kararda! Ancak, YD ret kararını veren Danıştay 4. Dairesi artık bu davaya bakamayacak. Çünkü, iş yükü bakımından ortaya çıkan zorunluluğa istinaden vergi dava dairesi olarak görev yapan Danıştay 4. Dairesi’nin görev alanı değiştirilerek, idari dava dairesi olarak görevlendirildi (20.07.2023 tarihli ve 32254 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Danıştay Başkanlık Kurulu’nun 19.07.2023 tarihli ve 2023/32 sayılı Kararı).
Artık, gelir, kurumlar ve KDV’ye ilişkin Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu Kararları ile düzenleyici diğer işlemlere karşı açılan davalara Danıştay 3. Dairesi bakacak (20.07.2023 tarihli ve 32254 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Danıştay Başkanlık Kurulu’nun 19.07.2023 tarihli ve 2023/33 sayılı Kararı).
Yani, bu dava ile ilgili esastan kararı Danıştay 3. Dairesi verecek!
Hemen belirtelim; Danıştay 4. Dairesi YD kararında, esastan verilecek kararı bağlayıcı hiçbir ifadeye yer vermedi. Yani, esastan verilecek karar Maliye ve davacı açısından olumlu veya olumsuz olabilir.
Dava gerekçelerinin büyük bir kısmında haklılık payı var!
Hemen belirteyim, şu an şirketlerin büyük bir kısmı faaliyetlerini bankalardan sağladıkları kredilerle devam ettiriyor. Bize göre, ülke olarak içinde bulunduğumuz durumdan çıkıncaya kadar finansman gider kısıtlamasının uygulanmaması lazım.
Ayrıca, açılan davalara baktığımızda, dava gerekçelerinin büyük bir kısmında haklılık payı oldukça yüksek:
- Alınan avanslar, yıllara sari inşaat ve onarım işlerine ait hakedişler, vergi borçları, örtülü sermaye niteliğindeki borçlar, hesaplanan KDV, diğer KDV, borç ve gider karşılıkları gibi kalemlerin yabancı kaynak tanımı kapsamından çıkarılması ve yabancı kaynak sayılmaması lazım.
- Yasal düzenlemesi yapıldığı halde 2013 – 2020 yılları arasında uygulanmayan finansman gider kısıtlaması, 8 yıl sonra çıkarılan Cumhurbaşkanı Kararı ile oran belirlemesi yapılarak 1 Ocak 2021 tarihinden itibaren başlayan vergilendirme dönemi kazançlarına uygulanmak üzere 2021 yılı öncesi kredileri de kapsayacak şekilde 4 Şubat 2021 tarihinde yürürlüğe konuldu.
Maliye, 1 Ocak 2013 tarihinden önce yapılan borçlanmaları finansman gider kısıtlaması dışında bıraktı. Buna karşılık, dönem sonu itibarıyla kullanılan yabancı kaynakları öz kaynaklarını aşan işletmelere, 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren sağladıkları yabancı kaynaklara ilişkin olarak mahiyet ve tutar itibarıyla 1 Ocak 2021 tarihinden itibaren kesinleşen gider ve maliyet unsurlarını gider kısıtlamasına tabi tutma zorunluluğu getirdi. Buradaki mantalite ise, finansman gider kısıtlaması düzenlemesinin 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren yürürlükte olması ve her an işletmede kullanılan yabancı kaynaklara ilişkin finansman giderlerinin ne kadarının kazançtan indirilemeyeceğine ilişkin oranın belirleneceğinin beklenmesi gerektiği düşüncesine dayanıyor. Ancak, şirketler, düzenlemenin yürürlüğe girdiği 1 Ocak 2013 ile oranın belirlendiği 4 Şubat 2021 tarihleri arasında, gider kısıtlaması yapılmadığını bilerek hareket ettiler, o dönemin koşullarına göre faiz, komisyon, vade farkı, kâr payı, kur farkı ve benzeri adlar altında yapılan gider ve maliyet unsurlarının tamamını kurum kazancından indirebileceklerini bilerek kredi kullandılar. Yani, şirketler bu giderlerin tamamını kurum kazancından indirmeyi beklerken, düzenlemenin geriye çekilerek, giderlerin belli bir yüzdesinin indirilmesine izin verilmemesi nedeniyle öngörmedikleri bir durumla karşılaştılar. Bu durum ise, söz konusu düzenlemenin Anayasanın 2 (hukuki güvenlik) ve 73 (verginin kanuniliği) maddelerine aykırılığını gündeme getiriyor. Kişisel görüşümüz, finansman gider kısıtlaması düzenlemesinin, 1 Ocak 2021 tarihinden itibaren kullanılan yabancı kaynaklarla sınırlı tutularak uygulanmasının daha doğru ve hukuki olacağı şeklinde.
Dava süreci devam ediyor, gelişmeleri buradan duyuracağız!
Bu dava hem Maliye hem de finansman gider kısıtlamasına tabi şirketler açısından son derece önemli. Dava süreci devam ediyor, bu önemli dava ile ilgili son gelişmeleri buradan duyurmaya devam edeceğiz.
Ekonomim.com