İnsanların zihinleriyle besledikleri “devasa veri” ile tek dünya devleti, kader tayincisi(!) olabilecek. Zira tiranlar tartışmaz, kural koyar, onun çizdiği kaderin dışına çıkamaz, seçenekler elinden alınır.
Gün geçmiyor ki küresel çapta uzmanlar, insanlığın bu yeni kavram etrafında nasıl şekilleneceğini anlatmasın. Her biri farklı boyutuyla teknolojinin vardığı noktanın altını çiziyor, uyarıyor. Görünen o ki insan beyni kafatasının sınırlarını aşmış, milyarlarca bilgisayar ve işlemcinin bütününe ulaşmış.
Size bir fıkra; Bill Gates, “tanrı var mı?” diye merak etmiş ve bilgisayara sormuş; uzun süre çalıştıktan sonra cevap; “veri yetersiz” olmuş. Bu defa binlercesini birbirine bağlamış ve sormuş; “tanrı var mı?” Cevap aynı olunca tüm cihazları bağlayıp aynı soruyu sorunca bu defa cevap farklı gelmiş; “artık var!”
SİNA DAĞINDAKİ KİM? TANRI MI İBLİS Mİ?
Hz. Musa’nın tabletlerindeki 10 emrini, tanrıdan aldığına inanılır. Ancak yapay zekâyı kimin yazdığını bilmiyoruz. Tanrı mı iblis mi? Sonuçta yapay zekâ, merak edilen her şeyi biliyorsa, bizi bizden daha iyi tanıyorsa, sonraki adımımızı bilecek. Bununla yetinmeyecek, bizi istediği hayat formuna sokacak.
Şu anda yaşadığımız yapay zekâ pandemisinde tüm şirketler konuşmalarında bundan söz ediyor. Dikkatimi çeken, karanlıkta fil gibi, herkes “algıladığı yerden” tanım getiriyor. Ancak organik zekâsı kıt olanlar, daha fazla zikrediyor. Oysa akıl embesil ise yapay zekâ ne yapsın? Ama dilinden düşürmüyor.
İKİ SORU İKİ CEVAP / Zekâya dair…
Yapay Zekâ yeni dünya düzeni mi?
Eğer etik kodları üretilmez ve evrensel boyutta denetlenmezse dünya, dijital tiranlıkla yönetilir hale gelecektir. Tüm verileri elinde tutan devletlerüstü hale gelmiş şirketler, yeni kural koyucular oluyor.
Bireylerin alabileceği tedbirler?
Yapay zekâyı, sırtına tüm bilgileri yükleyerek bindiğimiz eşeğe benzetiyorum. Eğer yuları sen tutarsan eşek ile ahir’e gidersin. Yani bir sonraki hedefine… Ama yuları eşeğe bırakırsan, ahır’a gideceksin.
NOT
AKLINI KULLAN, KORKMA BİTMEZ
Telefonun akıllısı olmaz; insanın akıllısı olur. Akıllı tahta olmaz, akıllı öğretmen olur. Aklını kullanan kişiler, şirketler, kurumlar, daima bir adım önde yol alır. Ekonominin şu dar boğazdan geçtiği günlerde, kamudan destek beklemek yerine kendi aklını kullanabilenlerin hayatta kalacağı kesindir.
DOĞAL ZEKÂ LÛGATI
Akıl: Birbiriyle bağlantı kurarak, kıyaslayan, düşünen, anlayan ve anlatabilen yetenek
Zekâ: Soyutlama, öğrenme, algılama, yeni durumlara uyma becerilerinin toplamı
Doğal zekâ: İnsanın organik süreçler sonucu geliştirdiği sorun çözme yeteneği
Yapay zekâ: Küresel çapta birbiriyle ilişkilendirilmiş dil modellerinin ürettiği zekâ
Şeref OĞUZ-Ekonomim





