Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi (UTTS), Türkiye'de kara yolunda bulunan taşıtların tanımlanması, izlenmesi ve denetlenmesi amacıyla geliştirilmiş bir teknolojik altyapıdır. Bu sistem, araçların plakalarını, marka ve model bilgilerini, taşıtların geçiş noktalarındaki verilerini toplayarak, güvenlik, trafik yönetimi ve vergi denetimi gibi birçok alanda etkin bir rol oynamaktadır.
Özellikle ticari araçların akaryakıt alımlarını denetlemek ve kayıtdışı işlemleri önlemek amacıyla geliştirilen bir sistem olan UTTS, vergi mükelleflerine ait taşıtlara takılan taşıt tanıma birimi (TTB) sayesinde akaryakıt alımı sırasında plaka bilgilerini otomatik olarak kaydeder.
UTTS, öncelikli olarak vergi mükellefi olan kişi ve kuruluşlar ile akaryakıt istasyonları için zorunlu tutulmuş olup, işyerlerine ait veya kiralama yoluyla edinilen ve ticari amaçla kullanılan tüm taşıtlara 31 Aralık 2024 tarihine kadar (bu süre daha sonra uzatılarak 31 Ocak 2025 tarihine ertelenmiştir) taşıt tanıma birimi (TTB) taktırılması zorunlu hale getirilmiştir. 31 Ocak 2025 tarihine kadar UTTS sistemine kayıt yaptıran kişi ya da kurumlar, montaj işlemlerini 30 Nisan 2025'e kadar gerçekleştirebileceklerdir.
İlgili mevzuata göre, bireysel taşıt sahipleri, eğer taşıtları işletmelerine veya şirketlerine kayıtlı değilse, UTTS kullanımı şu an için zorunlu değildir. Ancak, 1 Temmuz 2025 tarihinden itibaren, ilk kez tescil edilecek bireysel araçlar için de UTTS zorunluluğu getirilecektir. Şu an itibariyle ya da 1 Temmuz 2025 tarihine kadar taşıt sahibi olan bireyler, sisteme isteğe bağlı olarak dahil olabileceklerdir. 1 Temmuz 2025’ten itibaren trafiğe çıkacak sıfır araçlar, ithalatçı veya üreticiler tarafından taşıt tanıma birimi (TTB) ile piyasaya sürülecek olup, mevcut taşıt tanıma sistemlerine sahip araçlardaki cihazlar, TTB ile değiştirilerek standartlaşma sağlanacak ve usulsüzlüklerin önüne geçilecektir. Ayrıca bu sistem sayesinde, kapsamdaki araçların bireysel başka birine devrinde yeni cihaz alınmasının önüne de geçilecektir.
UTTS’nin yürürlüğe girmesiyle birlikte, akaryakıt alımında vergi kaçağının önüne geçilerek, her araca çip takılıp hangi aracın yakıt aldığı tespit edilecektir. Daha önceki sistemde, aracın plakası pompa personeli tarafından elle giriliyor ve başka bir aracın plakasına yakıt fişi kesilebiliyordu. Yapılan incelemelerde, bu durumun ciddi vergi kaçağına yol açtığı tespit edilmiştir. Bu nedenle, araçların yakıt depo kapağına ve pompalara UTTS çipleri monte edilmesi kararlaştırılmıştır. Bu sistem sayesinde, yaklaşık 8 milyon civarında ticari amaçla kullanılan araç için uygulama zorunlu hale getirilmiştir.
UTTS genel tebliği ile getirilen zorunluluğa uymayan kişi ve kurumlar hakkında, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nda belirtilen ceza hükümleri uygulanacaktır. 1 Ocak 2025 tarihinden itibaren, akaryakıt ve LPG alımlarının bu sistem dahilinde yapılmaması durumunda düzenlenecek fatura veya ödeme kaydedici cihaz fişinin hiç düzenlenmemiş sayılacağı ve özel usulsüzlük cezası uygulanacağı açıklanmıştır. Ayrıca, çip taktırılmaması nedeniyle de özel usulsüzlük cezası söz konusu olacaktır. Taşıt tanıma okuyucu TTB kurulumlarını zamanında yapmayan akaryakıt istasyonları açısından da çeşitli cezai müeyyideler uygulanacaktır. UTTS’de kayıt yaptırmayan araçlara 7.000 TL ile 28.000 TL arasında özel usulsüzlük cezası uygulanacak, akaryakıt istasyonları için ise her bir ihlalin tespitinde 280.000 TL ceza uygulanacaktır.
Özetlemek gerekirse, UTTS konusu son dönemlerde sıkça kamuoyunda tartışılmakta ve konuşulmaktadır. Her ne kadar kayıtdışı ekonomi ile mücadele açısından önemli bir adım olsa da, uygulama açısından bir dizi sorun ve eleştiriyi beraberinde getirmektedir.
Uygulamaya geçilen bu yönteme yönelik en büyük eleştirilerden biri, UTTS’te kullanılan çiplerin maliyeti ile araç sahiplerinin katlandığı maliyetler arasındaki ciddi farktır. Ayrıca, bu sistemde kullanılan ekipmanların yabancı menşeli olması ve UTTS kullanılan donanımların güvenlik sorunları ile kişisel verilerin korunmasına ilişkin mevzuata aykırı uygulamalar, eleştiri konusu olmuştur. Bunun dışında, yasada olmayan tebliğ ile yapılan düzenlemelerle UTTS’nin uygulama kapsamının genişletilmesi (örneğin, ikinci el satış sonrası sahiplik değişikliklerinde uygulama sorunu ve ticari olmayan araçların da 1 Temmuz 2025’ten itibaren uygulama içine alınması gibi) ayrı bir tartışma konusu olmaktadır.
Yapılan eleştirilerin tamamına katıldığımı öncelikle belirtmek isterim. Maliyet açısından ortaya çıkan tabloya göre; kamu yöneticilerinin ifadesine göre, 650 TL’ye mal olan bir cihaz, taşıt sahiplerine 2791 TL’ye mal olmaktadır. Devlet, vergi gelirini korumak amacıyla oluşturduğu vergi güvenliği mekanizmasının maliyetini hem vatandaşa hem de mükellefe ödetmektedir. Bu durum kabul edilemez bir durumdur. Yapılması gereken, en azından maliyet ne kadar ise o tutarın vatandaştan tahsil edilmesidir. Denetimin maliyetini vatandaşa yüklemek, vergi yasalarına da uygun değildir.
Teknik açıdan bakıldığında, çiplerin nerede ve kaça üretildiği, yurtdışındaki firmalardan ya da yabancı kişilerden hizmet alınıp alınmadığı da güvenlik açısından ayrı bir sorun oluşturmaktadır.
UTTS uygulamasını hukuken sorunlu hale getiren bir diğer düzenleme ise, 1 Temmuz 2025’ten itibaren akaryakıtla çalışan tüm araçlara taşıt tanıma birimi (TTB) takılmasının zorunlu hale getirilmesidir. Burada, aracın gelecekteki sahibinin rızası kesinlikle alınmamaktadır. Akaryakıt alımları yoluyla, araçlar sürekli olarak UTTS kapsamında izlenebilir hale gelmekte, kişisel bilgiler yazılımlar yoluyla bir çok yerde depolanmaktadır. TTB takılması konusunda araç sahibine herhangi bir bilgilendirme yapılmadığı gibi, bu işlem de sahibinin tercihlerine bırakılmamaktadır. Eğer 1 Temmuz 2025’ten sonra sıfır araç alan ve vergi mükellefi olmayan bir kişi, takılan TTB’yi söktürmek isterse, buna ilişkin uygulanacak bir yaptırım olup olmadığı da belirsizdir. Çünkü asıl önemli olan, cihazın taktırılmış olmasıdır. Aynı durum, sonradan akaryakıt giderlerini indirim konusu yapmaktan vazgeçip, aparatı söktüren vergi mükellefleri için de geçerlidir.
Bir diğer önemli konu ise, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) açısından ortaya çıkmaktadır. Vergi mükellefi olmayanlara da bu sistemin zorunlu hale getirileceği 1 Temmuz 2025 sonrası, kişilerin rızası alınmadan izlenmesi durumu söz konusu olacaktır. Bu durum, yasal bir çerçeveye ihtiyaç duyulduğunu göstermektedir.
Uygulanması başlanan akaryakıt alımındaki UTTS modeli bugüne kadar görülen kayıtdışılığı önlemek açısından doğru bir yöntem olarak gözükse de yukarıda belirtmiş olduğum uygulama ve hukuki sorunların giderilmesi gerekli olup aksi takdirde kamuoyu nezdinde tartışılmaya devam edilecektir.
https://www.kocaeligazetesi.com.tr | Şükrü Dilaver