Aynı eleştiri ve dedikodular rapor değerlendirme komisyonları için de yapılabilir. Yönetimlere yüklenmek isteyenlerin sürekli olarak kullandıkları bu ifade vergi konusunu bilmemekten, bilenlerin yaptıkları açıklamaların ilgi çekmemesinden gelir.
Uzlaşma müessesesi tabii ki eleştirilebilir, tabii ki iyileştirilecek yönleri olabilir, hatta tamamen kaldırılmasına karar verilebilir ancak uzlaşma ile borçlar silindi denmesi insaf ölçülerini aşar. Neden borçlar silindi denemez? Çünkü ortada henüz kesinleşmiş ve borç haline gelmiş bir tutar yoktur.
İnceleme raporu savcının iddianamesi gibidir
Vergi inceleme raporu ile bir tarhiyat yapıldığında henüz inceleme elemanlarının bir konuda kesinleşmemiş iddiası vardır. Nasıl savcıların iddianamelerinde talep ettikleri ceza kesinleşmiş mahkeme kararı ile verilmiş ceza değilse, inceleme raporu ile talep edilen vergi de aynı şekildedir. İnceleme elemanının talep ettiği ilave vergi ilk olarak rapor değerlendirme komisyonlarında gözden geçirilir, ancak bu komisyonlar halen raporları düzelttirme konusunda yeterince cesur davranamamaktadır. Daha sonra konu uzlaşma komisyonlarının önüne gelmektedir.
Uzlaşma süreci çok fazla görevlinin dahil olduğu bir süreçtir
Uzlaşma komisyonları üç kişi gibi görünür ancak sekreteryası ve idari birimler de dikkate alındığında çok kalabalık bir kadronun karar alma sürecinde rol aldığı, izlediği görülecektir. Bazen Merkezi Uzlaşma Komisyonu çalışmalarında sadece toplantılarında bulunanların sayısı 20 kişiyi bulabilmektedir.
Tarhiyatın büyüklüğü, konunun tartışmalı olması, sektörel bir konu olması hallerinde birden fazla oturum yapılabilir, mükellefler argümanlarını detaylı ve yazılı olarak paylaşırlar, toplantılar sanki bir yargılama yapılıyor gibi uzun tartışmalı bir süreç olarak yaşanabilir, alınan karar mali idarece tüm taraflara aynı şekilde uygulanmaya çalışılır.
Uzlaşmalarda bazen tarhiyatın sıfırlandığı da oldu
Hata yapılmış mıdır? Yapılmış olabilir. Siyasi kayırmalar olmuş olabilir mi? İnşallah olmamıştır diyebilirim. Bilemem. Ancak, bir müesseseyi toptancı bir yaklaşımla yanlış-hatalı olarak mahkûm etmeyi de hiçbir şekilde doğru bulmuyorum.
Katıldığım uzlaşma toplantılarının bir kısmında sıfırlama yaşadım, bir kısmında önemli indirimler yapıldı, bir kısmında önemli indirimler bekledik yapılmayınca konuyu yargıya taşıdık. Şahit olduklarımın hepsine kefilim. Benim idareci olarak önüme gelseydi ben de aynı kararı alırdım. Bir kısım uzlaşma toplantılarında yeterince indirim yapılmaması nedeniyle uzlaşma sağlanamamasında mali idareye kızdığımız da oldu.
Bir örnek olay: Sigorta sektöründe sovtaj incelemeleri
2014-2022 arasında sigorta sektöründe sektörün tamamında incelemeler ve sovtaj gelirlerinin BSMV’ye tabi olması gerektiğinden bahisle tarhiyatlar yapıldı. Sektör Mali İdareye derdini anlatana kadar iki tur inceleme geçirdi, bir kısmı uzlaşmalarda bir kısmı aflarda dosyalar, konu mali idarece çözülecek beklentisi ile, yargıya taşınmadan kapatılmaya çalışıldı.
Sekiz sene sonra bir tebliğle konu çözüldü ki buna rağmen tebliğ öncesi dönemlerle ilgili bir kısım şirketler incelenip cezalı tarhiyatla karşı karşıya kaldılar. Sektörün uzlaşma ve aflarla ödediği tutarların tamamı aslında ödenmemesi gereken tutarlardı. Sektördeki şirketlerle yapılan uzlaşma sonuçlarına bakıp devlet bu şirketlerin vergisini sildi dediğinizde hata edersiniz. Oysa burada devlet durduk yere bir sorun yarattı ve sorun çözülene kadar şirketlerde mali yükler oluşturdu demek daha doğru.
Bu örnekteki olay gibi sektörel veya şirket bazında çok sayıda olayla karşılaşıyoruz. Aslında bu konuların tamamının idari aşamada düzeltilmesi lazım. Ancak düzeltilmeyebiliyor ve bazen sırf inceleme yapıldı diye yanlışlığı biline biline şirketlerden uzlaşma ile az da olsa bir tutar alınarak dosya kapatılıyor. Şirketler de dava masraf ve stresi ile uğraşmak yerine uzlaşıp bir bedel ödeyip konuyu yargıya taşımadan dosyayı kapatmayı yeğleyebiliyorlar.
Dünya | Zeki GÜNDÜZ