İşverenler, psikoteknik testler kapsamında beceri ve yetenek testleri ile bilgi ve kişilik testleri yapmaktadırlar. Çalışan adaylarına yönelik yapılan beceri ve yetenek testleri ile işyerinde işin niteliği gereği kişilerin beceri ve yeteneklerinin ölçümü yapılırken, bilgi testleri ile de çalışan adaylarının bilgi seviyeleri ölçülmektedir. Son olarak da kişilik testleri yapılarak, çalışan adaylarının söz konusu iş için gerekli karakter ve kişilik özelliklerine sahip olup olmadıkları tespit edilebilmektedir[1].

Uygulamada işe alım sürecinde özellikle çalışan adaylarının psikolojik dayanıklılıklarını ölçmek amacıyla kişilik testlerinin yapıldığı bilinmektedir. İşverenler, çalışan adaylarının kişilik testlerini yapmakla adayların psikolojik verilerini işlemiş olmaktadırlar. İşverenlerin menfaatleri gereği istihdam edecekleri çalışanların strese dayanıklı, karakter ve kişiliği oturmuş kişilerden oluşmasını istemeleri doğal karşılanabilir. Ancak, işverenlerin işe alım aşamasında kişilik testi yapmak suretiyle çalışan adaylarının psikolojik verilerine çok kolay erişebilecekleri düşünüldüğünde, veri işleme amacıyla bağlı, ölçülü ve sınırlı olup olmadığı sorgulanabilecektir.

Çalışan adaylarının kişilik ve karakter bilgileri, davranışsal özellikleri kimliğini belirli veya belirlenebilir kılabilecek nitelikte veriler olarak nitelendirildiği için veri sorumlusu işverenlerin bahse konu verileri işlerken dikkat etmeleri gerekmektedir.

Nitekim, 6698 Sayılı Kişisel Verileri Koruma Kanunu’nun, “kişisel verilerin işlenme şartları” başlığını taşıyan 5 inci maddesinde, kişisel verilerin işlenmesinin hangi hallerde mümkün olduğu tek tek sayılmış olup; işbu hallerden herhangi birisinin olmadığı durumlarda ilgili kişiye ait kişisel verinin işlenebilmesi için ilgi kişiden açık rıza alınması gerektiği düzenlenmiştir.

6698 Sayılı Kanunun 5 inci maddesi incelendiğinde, çalışan adaylarının psikolojik verilerinin işlenmesinin kişisel veri işleme şartlarından hiçbirine dayanmadığı görülecektir. Öyleyse;  veri sorumlusu işverenlerce, çalışan adaylarına yönelik kişilik testleri yapılmadan önce mutlaka çalışan adayları kişilik testinin yöntemi, amacı ve kapsamı hakkında detaylı olarak aydınlatmalı ve adaylardan açık rıza alınmalıdır.

Bununla birlikte, kişilik testi yapılacak işçilerden açık rıza alınması yeterli olmayabilir. Çalışan adayı kişilik testi ile ilgili açık rıza vermiş dahi olsa, 6698 sayılı Kanunun 4 üncü maddesi uyarınca kişisel verilerin, hukuka ve dürüstlük kurallarına uygun, belirli, açık ve meşru amaçlarla ve işlenme amacı ile bağlı, sınırlı ve ölçülü olma ilkelerine uygun olarak işlenmesi gerekir. Başka bir deyişle, kişisel veri işlemenin amaçla bağlantılı, ölçülü ve sınırlı olması gerekir. Örneğin, çalışan adaylarına yapılacak kişilik testlerinin, sadece istihdam gerektiren pozisyonun nitelikleri ile sınırlı olması gerekir. Nitekim; Avrupa Konseyi’nin (2015) 5 sayılı İş İlişkisinde Kişisel Verilerin İşlenmesi Hakkında Tavsiye Kararı’nın 19 uncu maddesinde aday işçinin kişiliğini ve karakterini değerlendirme amacıyla yapılan psikolojik testlerin, başvuruya konu faaliyetle yakından ilgili olması gerektiği ve iç hukukun bu konuda gerekli güvenceleri sağlıyor olması gerektiği vurgulanmıştır[2].

Çalışan adaylarına yönelik yapılan kişilik testlerinin işverenin meşru menfaatleri gereği veri işlemenin zorunlu olması nedeniyle yapıldığı düşünülebilir. Ancak, 6698 sayılı Kanunun 5 inci maddesinde de ifade edildiği gibi meşru menfaate dayanarak veri işlenebilmesi için ilgili kişilerin temel hak ve özgürlüklerine zarar verilmemesi şartı bulunmaktadır. Başka bir anlatımla, veri sorumlusu olan işveren ancak ilgili kişilerin temel hak ve özgürlüklerine zarar vermemek kaydıyla meşru menfaatine dayanarak veri işleyebilir.

Kişisel Verileri Koruma Kurulunun 25.03.2019 tarih ve 2019/78 sayılı kararı da bu konuya ışık tutacak niteliktedir. Kurul kararına göre, veri sorumluları kişisel verilerinin işlenmesinde meşru menfaatlerinin olup olmadığı hususunda bir takım kriterleri göz önünde bulundurmak zorundadırlar. Özellikle, veri sorumlularınca, meşru menfaat şartı göz önüne alınarak veri işlemenin gerekmesi durumunda, bu hususun dar yorumlanması gerektiği, çünkü meşru menfaate dayanarak veri işlenmesinde bu husus geniş yorumlanırsa, ilgili kişilerin temel hak ve özgürlüklerine zarar verilebileceği potansiyeli ortaya çıkabilecektir.

Dolayısıyla, Kişisel Verileri Koruma Kurulu’nun bahse konu kararı da göz önüne alındığında; veri sorumlusu işverenler tarafından, çalışan adaylarına kişilik testi yapılarak çalışan adaylarının psikolojik verilerinin işlenmesinin meşru menfaat şartına dayandırılarak işlemesi söz konusu olamayacaktır. Bu durumda; veri sorumlusu olan işverenler, öncelikli olarak çalışan adaylarını kişilik testinin yöntemi, amacı ve kapsamı konusunda detaylı olarak aydınlatmalı ve çalışan adaylarından açık rıza almalıdırlar.

Sonuç olarak, çalışan adaylarının psikolojik verilerinin işlenebilmesi ancak açık rızalarının ile mümkündür. Bu durumda; veri sorumlusu olan işverenler, öncelikli olarak çalışan adaylarını kişilik testinin yöntemi, amacı ve kapsamı hakkında detaylı olarak aydınlatmalı ve çalışan adaylarından açık rıza almalıdırlar. İşverenler daha sonra çalışan adaylarına kişilik testi yapmalıdırlar.

[1] YURTERİ Çetin; 6698 Sayılı Kişisel Verileri Koruma Kanunu Kapsamında Çalışanlara ve Çalışan Adaylarına
Yapılabilecek Testler, Kişisel Verileri Koruma Dergisi, 2022, C. 4, S.1. Erişim.09.08.2022-https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/2055609

[2] YURTERİ, Çalışanlara ve Çalışan Adaylarına Yapılabilecek Testler, Kişisel Verileri Koruma Dergisi, 2022, C. 4, S.1. Erişim.09.08.2022-https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/2055609

Yazar Lütfi İNCİROĞLU