16 Temmuz 2024 tarihi ticari hayatımızda kâh eskiden kullanılıp kaldırılan kâh yeni terminolojilere alışmaya çalıştığımız bir milat olarak yer almıştır.
Maliye İdaresi ve meslek mensuplarını yakından ilgilendiren, kimine göre vergi reformu, kimini göre vergi uyum ve güvenliğini artırıcı 104 sayfadan oluşan teklif silsilesi TBMM ‘ne sunularak yasalaşma sürecini tamamlama yoluna girmiştir.
Taraflar arasında da uzlaşma ile kabullenileceği üzere bu teklifin en can alıcı noktalarından biri; Teklifin 20.maddesidir.
Madde 20- “3065 saylı kanunun 30 uncu maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiştir.
“f) Beş takvim yılı süresince indirim yoluyla giderilemeyen katma değer vergisi.”
Bu maddenin okuryazarlığını yapacak olursak aslında Katma Değer Vergisi(KDV) Beyannamelerinde yer alan indirilemeyen KDV veya devreden KDV ‘nin 5 takvim yılı boyunca indirilememesi neticesi Kurumlar Vergisi tespitinde gider olarak yer almasıdır. Elbette doğrudan giderleştirme söz konusu değildir. 5 yılın sonunda özel bir fon da takibi mümkün olan bu indirilemeyen KDV üç yıl içinde mükellefin talebi doğrultusunda vergi incelemesine tabi tutularak giderleştirme izni verilecektir(Kanun teklifi Madde 23). Teklif yasalaştığı takdirde, yürürlük tarihi ise 01.01.2030 ‘dur.
Demek oluyor ki, hem Yüklenilen KDV hem de İndirilemeyen KDV için bundan böyle bir mühlet söz konusudur ve bu da 5 yıldır.
Vergi incelemesi talep edilmediği takdirde kanaatimizce giderleştirilmesi mümkün olmadığı gibi, maliyet olarak da hesaplarda yer alamayacaktır. KKEG olarak firmalara bindireceği yükü düşünmek bile ödeyerek hak edilen KDV ‘den kanun yoluyla zorla vaz geçmek olur ki; ihtilaf ve tartışmaları ile Mali İdare üzerinde baskılamaya temel olacaktır. Bu yönden mahkeme edilebilir bir uygulamanın taraflarını iyi dinleyerek olura gidilmesi şarttır.
Peki, Kanun Teklifi içindeki Vergi İnceleme Raporu ‘nu kim istiyor?
Ancak, son zamanlarda Kanun Teklifi Madde 20 ile alakalı Devreden KDV düzenlemesi ve hemen 23. Maddesinde de uygulamanın nasıl olacağına dair izahatlar tartışılırken Yeminli Mali Müşavir(YMM) meslek insanlarının durumdan vazife çıkarması manidar hal almaktadır. Sebebi ise 5. Yılın sonunda indirilemeyen Devreden KDV tutarının “fon hesabına alınmadan direk olarak giderleştirilmesi ve 23. Maddede yer alan vergi inceleme şartının yerine YMM raporu ile çözüm sağlanmalıdır” yönündeki isteklerin tek taraflı olmasıdır.
Maliye, asli görevlerini tıpkı özelleştirme düzenine tabi tutarak kendinden olanlara bırakmak istiyor.
Bu durum son derece tehlikeli ve gelecekte meslek insanları arasında kaotik bir zemin hazırlayacağı gibi, yozlaşmaya da sahneler yaratacaktır. Vergi Müfettişliği vatana ve millete çok yararlı işlevleri olan bir alandır. Ne yazık ki, yeniden yapılanarak, dışarıdan etkileşime açık edilgen yapısından çıkarılmalıdır.
Mesleğin içinde ve uygulama makamında iken diğer sınav şartları, istifa ve emeklilik gibi birçok konuda etkileşimli sıkı tedbirler ile menfaat ve çıkar sahalarından uzaklaştırılmalıdırlar.
Eski amirlerinin toplandığı odalar ile mesafesiz oluşları da bu yapıya ne kadar açık olduklarının emaresidir.
Bu bile karşı tarafa orantısız ve haksız rekabet imkânı sağlayarak, menfaat ve çıkar alanları oluşturuyor.
Bu vesile ile Maliye Teşkilatında var olan vergi müfettişlerinin çoğu potansiyel olarak ya YMM ya da YMM adayı olarak rahat hazırlanmaları gerçeğinde YMM havuzuna dâhil oldukları bilinen bir vakadır. İstifa eden ve veya emekli olan daha istifa etmeden veya emekli olmadan çalışacağı yeri hazırlamasını artık sağır sultan dahi bilmektedir. Bu gibi algıların da buradan yürümesi ihtimali müesses nizamda aksilik olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla Mali Kademe, gelecekteki iş potansiyelini şimdilerde bu ve benzeri vergi unsurları üzerindeki çıkarımlarla garanti altına alıyormuş gibi değil midir?
Bunun yerine devlet kademesinde vergi incelemesinin yapılması daha adil ve olumlama içermektedir.
Aksi halde mükellefin vergi inceleme raporunun ücretlendirilmesiyle oluşacak bir yükü daha taşımasına ve kendinin finanse ettiği bir tutarı tekrarlayan bir zorluk içinde hem de üzerine ödeyeceği bir tutar ile giderleştirmesi doğru bir yaklaşım olduğu izlenimini vermemektedir.
SMMM meslek mensupları vergi inceleme raporu hazırlayamaz mı?
Meslek insanlarının aklından geçebilir diye yazmadan edemeyeceğim bir başka bakış açısı da şu olabilir(Kesinlikle her iki duruma katılmadığımı ifade edeyim. Bu uygulama yani vergi incelemesi bizzat Maliye ‘nin kendi potansiyel gücü ile hal yoluna konulmalıdır.):
Defter tutmaya muktedir olan 3568 sayılı Yasa ile görevlendirilen sadece Serbest Muhasebeci Mali Müşavir(SMMM) meslek mensupları kayıtlama yaptıkları defterin gerekirse raporunu tutabilirler. Mali İdare bu raporların alınacağı internet ortamında bölüm oluşturarak, boşuna bir yapılanmaya gerek duymadan sorunu çözme yoluna gidebilir. İlla ki bir edim karşılığı olacaksa nemalanan hem SMMM hem de YMM olabilir.
Her iki mali müşavir unvanı da cezai şart hâsıl olduğunda gereken savunmayı yapabileceklerine göre; hep angarya üstlenen mali müşavir bu defa bu uygulamadan fayda sağlayabilir.
SMMM ve YMM tarafından bu raporun hazırlanması mümkün değil midir?
Saygılarımla. 22.07.2024
Selahattin İpek