Değerli okurlar, sermaye şirketlerinin sermaye miktarı bazı uygulamalar açısından önemlidir. Bu nedenle özellikle yıl sonlarına doğru gözden geçirilip sermaye artırımı yapılmasına gerek olup olmadığının karar verilmesi gerekir.
Değerli vergi hukukçusu Bumin Doğrusöz hocamız, 1 Eylül ‘de Dünya gazetesinde bu konuda bir yazı kaleme aldı ve önemli uyarılarda bulundu.
Bugün bu konuyu bazı uygulamalar açısından değerlendirmeye çalışacağım.
Sermaye kaybı analizinde sermaye ve özkaynak miktarının önemi
Sermaye kaybı ve bu durumda alınması gereken önlemler Türk Ticaret Kanunu'nun (TTK) 376 ncı maddesinde düzenlenmiş bulunuyor.
Bu maddeye göre;
- Son yıllık bilançodan, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının yarısının zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşılırsa yönetim kurulu derhâl genel kurulu toplantıya çağırmak ve uygun gördüğü iyileştirici önlemleri sunmak zorunda.
- Yine son yıllık bilançoya göre, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşılırsa, derhâl toplantıya çağrılan genel kurul, sermayenin üçte biri ile yetinme veya sermayenin tamamlanmasına karar verebilir. Bu kararları vermediğinde şirket kendiliğinden sona erer, yani iflas süreci başlar.
Sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının en az yarısının veya üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kalması ne anlama geliyor?
2018’de yayımlanan ve 2020’de değişikliğe uğrayan “6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 376’ncı Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Tebliğ” (Tebliğ) uyarınca,
- Sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının en az yarısının karşılıksız kalması durumu, zararın, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının yarısına eşit veya bu tutardan çok ve üçte ikisinden az olması,
Sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının en az üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kalması ise, zararın, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının üçte ikisine eşit veya bu tutardan çok olması anlamına geliyor.
Yani sermaye ve yasal yedek akçeler toplamının yarısı veya üçte ikisini özkaynaklar toplamı ile karşılaştırıp, bunların özvarlık içinde varlığını koruyup korumadıklarına bakıyoruz. Bu analizde sermaye ve özkaynak tutarları önemli.
Örneğin 31.12.2021 tarihli bilançosuna göre, sermayesi 5 milyon ve kanuni yedekleri 1 milyon TL olan bir şirketin özvarlıkları toplamı 3,5 milyon TL ise bu şirket sermaye ve kanuni yedekleri toplamının yarısı olan (5 +1)/2=3 milyon TL’yi 3,5 milyon TL özkaynak içinde koruyor demektir. Bu şirket 2022 yılı sonuna kadar 7 milyon TL sermaye artırımı yaparsa, korumak zorunda kalacağı %50’lik tutar, (5+7+1=)/2= 6,5 milyon TL’ye çıkacaktır. Bu şirketin artırım sonrası özkaynakları toplamı (3,5 +7=) 10,5 milyon TL olacağı için sermaye ve yasal yedek akçeler toplamının tamamı korunmuş olacaktır.
Sermaye artırımı yapmak, mali durumu düzeltmek açısından önemli bir önlem olmakla birlikte, korunması gereken tutarları (yüzde 50 ve üçte ikiyi) artırması nedeniyle artırım miktarının doğru belirlenmesi önemlidir. Bu konuda analiz yaparken, artırım sonucu oluşacak özkaynak miktarı içinde sermaye ve kanuni yedek akçeler toplamının yarısının korunup korunmayacağı konusuna dikkat etmek gerekir.
Örneğin sermaye ve kanuni yedekleri toplamı 6 milyon ve özkaynakları 2,5 milyon TL olan bir anonim şirket sermayesini 750 bin TL artırırsa, sermaye ve kanuni yedekleri toplamının yarısı 3,375 milyon TL, artırım sonrası öz varlık tutarı (3,250 milyon TL) içinde korunmuyor olacaktır. Bu şirketin sermayesi ile kanuni yedek akçeler toplamının en az yarısının karşılıksız kalmaması için artırım miktarının bunu sağlayacak miktarda belirlenmesi gerekir.
Tebliğe göre, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının en az yarısının zarar sebebiyle karşılıksız kalması halinde genel kurulu derhal toplantıya çağıran yönetim organı, şirketin mali durumundaki kötüleşmeyi ortadan kaldırmak veya en azından etkilerini hafifletmek amacıyla, uygun gördüğü sermayenin tamamlanması, sermaye artırımı, bazı üretim birimlerinin veya bölümlerinin kapatılması ya da küçültülmesi, iştiraklerin satışı, pazarlama sisteminin değiştirilmesi gibi iyileştirici önlemleri alternatifli ve karşılaştırmalı olarak aynı genel kurula sunar ve açıklar. Genel kurul, sunulan iyileştirici önlemleri aynen kabul edebileceği gibi değiştirerek de kabul edebilir ya da sunulan önlemler dışında başka bir önlemin uygulanmasına karar verebilir.
Tebliğe göre, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının en az üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kalması halinde genel kurul,
- TTK’nın 473 ilâ 475 inci maddelerine göre zarar sebebiyle açıkların kapatılması için sermaye azaltımı yapılmasına,
- Sermayenin tamamlanmasına,
- Sermayenin artırılmasına,
karar verebilir.
Tebliğe göre, halka açık anonim şirketler için sermaye piyasası mevzuatı hükümleri saklı kalmak kaydıyla genel kurul tarafından;
- Sermayenin zarar sonucu ortaya çıkan kayıp kadar azaltılması ile birlikte eş zamanlı olarak istenilen tutarda artırımına karar verilebilir.
- Sermayenin zarar sonucu ortaya çıkan kayıp kadar azaltılması yoluna gidilmeden sermaye artırımına karar verilebilir. (Bu şekilde yapılacak sermaye artırımında, tescil edilecek sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının en az yarısının özvarlık içerisinde korunmasını sağlayacak tutarın sermaye artırımının tescilinden önce ödenmesi zorunludur.)
- Aynı genel kurul toplantısında, bedelleri tamamen ödenmek suretiyle, yukarıda belirtilen koşul aranmaksızın, sermayenin istenilen düzeyde artırılmasına ve daha sonra azaltılmasına (yani önce artırım sonra azaltıma) karar verilebilir. (Bu şekilde gerçekleştirilecek işlemler sonucunda, tescil edilecek sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının en az yarısının özvarlık içinde korunması zorunludur.)
Sermaye kaybı analizinde hangi bilanço esas alınır?
Sermaye kaybı analiz edilirken esas alınması gereken bilanço, şirketin TTK uyarınca bağımsız denetim yaptırmak zorunda olup olmamasına göre değişir. Zorunlu bağımsız denetime tabi olmayan şirketler Vergi Usul Kanunu uyarınca hazırladıkları finansal tablolara, zorunlu bağımsız denetime tabi olanlar Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından yayımlanan, Türkiye Muhasebe Standartlarına göre hazırladıkları finansal tablolara göre sermaye kayıp durumlarını değerlendirirler.
Bu değerlendirme yapılırken TTK 376 uyarınca son yıllık bilançoya itibar edilir. Bu nedenle 31.12.2022 tarihi itibariyle oluşması muhtemel sonuçları bugünden değerlendirip gerek görülürse yıl sonuna kadar sermayenin tamamlanması, artırılması, azaltılıp eşzamanlı artırılması gibi seçenekler değerlendirilebilir.
Sermaye artırımı mı, sermayenin tamamlanması mı?
Bilanço açıklarının/zararlarının kapatılması için genel kurul tarafından sermayenin tamamlanmasına karar verilmesi halinde, ortaklarca yapılan ödemeler özkaynaklar içerisinde sermaye tamamlama fonu hesabında toplanır ve takip edilir. Sermaye tamamlama fonu yalnızca zararların mahsup edilmesi suretiyle kullanılabilir.
Yakın zamana kadar sermayenin tamamlanması maksadıyla yapılan ödemelerin vergiye tabi kurum kazancına eklenip eklenmeyeceği konusunda tartışmalar yaşanmaktaydı. Bu konuda Nisan ayında 7394 sayılı Kanunla yapılan bir düzenleme ile TTK’nın 376'ncı maddesi uyarınca sermayenin tamamlanmasına karar verilen şirketin ortakları tarafından zarar sebebiyle karşılıksız kalan kısmı kapatacak miktarda aktarılan tutarların kurum kazancının tespitinde dikkate alınmayacağı açıkça hükme bağlandı. Bu konudaki yazıma buradan ulaşabilirsiniz.
Bu konuda netlik sağlandığı için sermayenin tamamlanması seçeneği güvenle uygulanabilir. Bu seçeneğin, sermaye ve kanuni yedek akçelerin korunması gereken yüzde 50 ve üçte ikilik tutarları artırmadığı için sermaye kaybının analizi yönünden avantajlı olduğu söylenebilir. Ancak bu seçenekte de sermayenin tamamlanması maksadıyla ödenen tutarlara nakdi sermaye artırımına ilişkin faiz indiriminin uygulanıp uygulanmayacağı belirsizdir.
Lafzî yoruma göre, ortada sermaye artırımı olmadığı için faiz indirimi uygulanamaz. Bence sermayenin tamamlanması işlemi konulan sermayenin korunması amacına yönelik olduğundan sermaye ödemesinin bir cüzü (tamamlayıcı parçası) kabul edilmeli ve indirim uygulanmalıdır.
Örtülü sermaye uygulaması açısından sermayenin artırımının önemi
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunun 12 nci maddesine göre, kurumların ortaklarından veya ortakları ile ilişkili olan kişilerden doğrudan veya dolaylı olarak temin ederek işletmede kullandıkları borçların hesap dönemi içinde herhangi bir tarihte kurumun öz sermayesinin (özkaynaklarının) üç katını aşan kısmı, ilgili hesap dönemi için örtülü sermaye sayılır. Örtülü sermaye sayılan bu kısım için ödenen veya hesaplanan faiz, kur farkları ve benzeri giderler kurum kazancının tespitinde indirilemez. Yani kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınması gerekir.
Kanun koyucu karşılaştırmada kolaylık olması bakımından öz sermayenin hesap dönemi başındaki öz sermaye olduğunu hükme bağlamıştır. Kurumlar dönem içinde örtülü sermaye durumunun oluşmaması için borçlanmalarını planlayabilecekleri gibi, sermaye artırımı yoluyla özkaynaklarını artırmak suretiyle de örtülü sermayenin vergisel maliyetinden kurtulabilirler. 2023 yılı uygulamalarında 2022 yıl sonu itibariyle geçerli olan öz sermaye miktarı esas alınacağından örtülü sermaye kapsamına giren borçları bulunan kurumların sermayelerini dış kaynaklardan artırmak suretiyle öz sermayelerini artırmaları, dolayısıyla örtülü sermaye açısından daha uygun bir pozisyon elde etmeleri mümkündür. İç kaynaklardan yapılacak sermaye artırımının bu açıdan bir yararı olmaz, çünkü iç kaynaklardan sermaye artırımı öz sermayeyi artırmaz. Yukarıda değindiğim sermayenin tamamlanması seçeneği de öz sermayeyi artırması nedeniyle örtülü sermaye açısından aynı olumlu etkiyi sağlar.
Maddeye göre öz sermaye kavramı, Vergi Usul Kanunu uyarınca tespit edilen öz sermayeyi ifade eder. Bu nedenle, karşılaştırmada esas alınacak öz sermaye tutarı tespit edilirken Vergi Usul Kanununa uygun olmayan işlemlerin etkisinin giderilmesi gerekir. Örneğin vergi kanunlarına uygun olmayan karşılıkların (kıdem tazminatı karşılığı gibi) etkisinin giderilmesi ve öz sermayenin muhasebe dışında düzeltilmesi mümkündür.
Sermaye artırımının diğer vergisel yararları
Sermaye artırımı bazı vergisel uygulamalar açısından yarar sağlar. Detaylarına girmeden hatırlatacak olursak, artırılan sermaye sebebiyle,
- Finansman gider kısıtlaması uygulamasında daha iyi bir pozisyon sağlanır. Yani gider kabul edilmeyecek finansman gideri tutarı bu yolla azaltılabilir.
- Nakdi sermaye artırımı nedeniyle vergi matrahından beş yıl süre ile indirilebilecek faiz indirimi imkânı kazanılır.
T24 | Erdoğan SAĞLAM