Yine anılarda bir geri dönüş yapıyoruz. 1963 yılındayım. Acemler caddesinde Etibank Şebeke Tesis Müdürlüğünde yani bugünkü TEK de çalışıyorum. O tarihte Türkiye daha yeni yeni elektrikleniyor, elektrik hatları çekiliyor. Bu konuda bazı anılarımı paylaşmıştım. 

Ancak geçen haftalarda bir devre mülk hikayesini anlatırken 1963 yılındaki mini etekli bir anım aklıma geldi. Bunu da paylaşmazsam olmaz. 

Çalıştığımız yer Acemler caddesinde. Acemler caddesi 1963 yılında birkaç apartmanın dışında bomboş. Caddede arada bir koca sarıklı bir adam, beyaz etekli falan, yanında birkaç kişi ile aşağı yukarı yürüyor. Herife bak diye de kızıyoruz, ne biçim bir insan bu, şu kıyafete bak diyoruz. Tabii yıllar sonra onun Humeyni olduğunu ve sürgünde Bursa’da bulunduğunu öğrendik. Humeyni'nin bir resmi ile Fransız uçağı ile Tahran'a iniş resimlerini burada paylaşıyorum.

Nereden nereye, 

Acemler caddesinin eskiden beri isminin neden Acemler olduğu anlaşılıyor. İranlılar yani Acemler buralarda oturuyormuş demek ki!

Enteresan olan o tarihlerde yeni bir moda başlamıştı. Mini etek modası. Sonra bu moda yıllarca devam etti. Acemler caddesi gibi bir yerde bile insanlar mini etekle ve göğsü bağrı açık gezebiliyorlardı. Tek tük belediye otobüsü geçiyordu. Ama, otobüs saatinde öyle bir kız geliyordu ki, bütün personel koşa koşa camlara gidiyordu. Tabii zamanla ben de ne olduğunu öğrendim. Sebebini şuraya resimli olarak alayım. 


 

Biz pencereden manzarayı yukarıdaki resimler gibi görüyoruz. Herkes nerede ise saldırıp kızı kaçıracak. Durum bildiğiniz gibi değil. 

Bir gün, ben Acemler'den şehre gidecektim. Bakın vallahi kızı beklemiyorum ve önün peşinde de değilim ha. Çıktım otobüs durağına, bizim mini etekli, açık göğüslü kız geldi.

Ama tam bir boy fıkarası.

AAA.

Hakikaten büyük aaaa.

Yakına gelince bir de ne göreyim. Çok çirkin bir yüz. İçimden vah zavallı vah, dedim, hakikaten mini etek yakıştığı, açık göğüs yakıştığı için değil, çirkinliğini saklamak için sağını solunu açıyormuş meğer. İşte yüzünün manzarası aşağı yukarı böyle idi. Özellikle nisbeten güzel bir resim koydum. 

Kızla aynı otobüse binip gittim. Tabii camdan bakan personel bana gıpta ile hayranlıkla, kıskançlıkla bakıyor.

Onlar işten izin alabilseler, bütün daire kızın peşinden dökülecek. Onlara göre ben çok şanslıyım. 

Neyse işim bitti. Tabii harala gürele etrafım sarıldı.

Kız nasıldı diye soruluyor. 

Beyler, dedim ve yukarıda sizlere gösterdiğim manzarayı anlattım.

Personel bir dahaki sefere başka gözle kızı inceledi ve böylece pencereye yığılmalar bittiiiii.

LifeBursa | Cevdet AKÇAKOCA