HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, iftarda buluştuğu gazetecilerin sorularını yanıtladı. İşçi işveren arasındaki alacak anlaşmazlıklarıyla ilgili dava açabilmek için zorunlu hale getirilen arabuluculuk sistemini eleştiren Arslan, sistemin kıdem tazminatını aşındırdığını, işçilerin elinden kıdem tazminatının alındığını söyledi.
TOBB Başkanı’nın da söylediğini, arabuluculuk sistemi sayesinde işveren açısından kıdem tazminatının artık sorun olmaktan çıktığını kaydeden Arslan, işverenlerin arabulucu üzerinden her istediklerini işçiye kabul ettirdiklerini, bunu da yasal mevzuata uygun yaptıklarını savundu.
İşverenin 500 işçinin çalıştığı işyerinde işçileri kağıt üzerinde topluca işten çıkartıp arabulucuda kıdem tazminatları ödenmiş gösterdikten sonra yeniden işe giriş yaptığını belirten Arslan, böylece işçinin kıdem tazminatının uçtuğunu söyledi. Arslan işçinin hakkı 10 ise işverenin “Sana 5 veriyorum, kabul etmezsen bunu da alamazsın” diyerek işçiyi anlaşmaya mecbur bıraktığını anlattı.
Sendikalı işçileri sendika avukatları savunduğu için onlarda sorun olmadığını ama sendikasız işçilerin haklarını arayamadığını kaydeden Mahmut Arslan, arabulucudaki anlaşmaların başarı diye nitelendirilmesine de karşı çıktı. İşçiler alacaklarından vazgeçerek mi yoksa alacaklarını tahsil ederek mi anlaşmışlar bunun ayrıntılı şekilde kamuoyuna açıklanmasını istedi. Arslan, “İşçiler haberleri olmadan işten çıkartılıyor, sonra giriş yapılıyor. Özel sektörde kıdem tazminatı şeklen var, fiilen yok” diye konuştu.
Mahmut Arslan, arabuluculuk sistemindeki haksızlıkları Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile konuştuğunu, 16 milyon işçi varken her yıl bunun birkaç katı işçinin işten çıkış giriş yaptığını anlattı. Bakan Tunç’un sorunu çözme konusunda iyi niyetli ve arabulucu sistemini masaya yatırmaya istekli olduğunu kaydeden Arslan, “İşveren arabulucu sisteminin tartışılmasına karşı çıkıyor ama arabulucu sisteminden yargı çevreleri de rahatsız. Vicdan sahibi olan herkes rahatsız” dedi.
“ZORUNLU DEĞİL İHTİYARİ OLSUN”
Arslan, arabulucu sisteminin zorunlu olmaktan çıkartılıp ihtiyari hale getirilmesini, sendikasız işçilere arabulucuda avukat tahsis edilmesini önerdiklerini söyledi.
Arslan, kendilerinin dışındaki işçi sendikaları ile işveren tarafının kıdem tazminatı fonuna karşı olduğunu ama herkesin kıdem tazminatı alabilmesi için HAK – İŞ’in önerdiği kıdem tazminatı fonunun hayata geçirilmesi gerektiğini savundu.
“ŞARTLAR DEĞİŞİRSE ASGARİ ÜCRETE ARA ZAM TARTIŞMASI HIZLANIR”
Asgari ücrete ara zam konusundaki soruları yanıtlayan Arslan, asgari ücretin yıllık olarak belirlendiğini vurguladı. Asgari Ücret Tespit Komisyonundaki işçi ve işveren tarafından da bu konuda itiraz gelmediğini kaydeden Arslan, “Ancak şartlar değişirse, enflasyonda yüksek artış söz konusu olursa tartışmalar hızlanır. O zamanki şartlara göre bakanla ve diğer aktörlerle konuşulması gerekir. Söylenen, enflasyonun ikinci yarıdan itibaren düşmeye başlayacağı” şeklinde konuştu.
“İŞVEREN GREV KIRICILIĞI YAPIYOR”
Mahmut Arslan, HAK – İŞ’e bağlı Öz Gıda İş Sendikası’nın Lezita’da 4,5 yıldır örgütlenme yürüttüğünü, yetkiyi aldığını ancak işverenin “sendikayı tanımıyorum” diyerek toplu iş sözleşmesi masasına oturmadığını söyledi. Grev devam ederken taşeron işçiler ve yaklaşık 50 dolayındaki Hintli işçi ile işverenin grev kırıcılığı yaptığını, işçileri yıldırmak için kurduğu devasa ses sistemini sonuna kadar açarak grevdeki işçilere gürültülü yayın dinlettiğini ifade eden Arslan, emeğe, alınterine karşı böylesine düşmanca tavırla ilk defa karşılaştıklarını anlattı.
Arslan, Hintli işçilere karşı olmadıklarını, grev kararı alındıktan sonra grev kırıcılığı yapmak üzere alınmalarına karşı olduklarını, bu konuda müfettişlerin inceleme yapması için Çalışma Bakanı Vedat Işıkhan ile görüştüğünü söyledi.
“GAZİANTEP’TE SANAYİDE 40 BİN YABANCI KAÇAK İŞÇİ VAR”
Mahmut Arslan, Almanya’da yüz binlerce Türk işçi bulunduğuna dikkat çekerek Türkiye’de yabancı işçi çalıştırılmasına itirazlarının olmadığını ama kaçak çalıştırılmalarına itiraz ettiklerini belirtti. Kanuna göre Türk işçi sayısının yüzde 10’una kadar yabancı işçi çalıştırılabileceğini kaydeden Arslan, Gaziantep’te sanayi kuruluşlarında sadece 750 Suriyeli işçinin çalışma izni bulunduğunu, buna karşılık 40 bin kaçak yabancı işçi çalıştırıldığını iddia etti. Türkiye genelinde de benzer bir tablonun bulunduğunu savundu.
HaberTürk