8 Mart 1857 tarihinde, yani 166 yıl önce daha iyi çalışma koşulları için başlattıkları grev sonrasında meydana gelen olaylar yüzünden Amerika’daki bir tekstil fabrikasında 129 kadın çi can verdi.

1910 yılında Danimarka’da düzenlenen Uluslararası Kadınlar Konferansı’nda bu kadınların anısına 8 Mart’ın Dünya Kadınlar Günü olarak anılmasına karar verildi. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Türkiye’de ilk kez 1921 yılında kutlandı. Yani, 100 yılı aşkın süredir kadınlar günü kutlanıyor.

Diğer taraftan, başta çalışma hayatı olmak üzere sosyo - ekonomik yaşamda kadının yaşadığı sorunlar bitmiş değil. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından geliştirilen yeni bir gösterge, kadınların istihdama erişimi, çalışma koşulları ve cinsiyete dayalı ücret açığının son 20 yılda çok az iyileştiğini ortaya koyuyor.

Kadınlar Günü nedeniyle ILO tarafından yayınlanan yeni bir bilgi notuna göre, istihdama erişim ve çalışma koşulları bakımından cinsiyet dengesizlikleri, daha önceleri düşünülenden daha büyük. ILO’ya göre, bu dengesizlikleri ortadan kaldırmada kaydedilen ilerleme ise son 20 yılda hayal kırıklığı yaratır ölçüde yavaş gerçekleşmiş durumda.

ILO tarafından geliştirilen iş açığı adlı yeni gösterge, işsiz olan ve iş bulmak isteyen tüm kişileri kapsıyor. Gösterge, daha yaygın biçimde kullanılan işsizlik oranlarına kıyasla, çalışma yaşamında kadınların durumuna ilişkin çok daha karamsar bir tablo ortaya koyuyor. Yeni veriler kadınların hâlâ, iş bulmada erkeklere göre çok daha büyük zorluklar yaşadığını gösteriyor.

ILO verilerinden iş açığının, özellikle gelişmekte olan ülkelerde ciddi boyutlarda olduğu görülüyor. Bu bakımdan, düşük gelirli ülkelerde iş bulamayan kadınların oranı yüzde 24.9’una ulaşıyor. Erkeklerde ise aynı kategoride bu oran yüzde 16.6. Aslında bu da kaygı verici düzeyde yüksek bir rakam ancak kadınlara ilişkin orandan oldukça düşük.

Kazançlar azalıyor

Ücretsiz bakım işi dahil olmak üzere kişisel ve ailesel sorumlulukların kadınları orantısız ölçüde etkilediğini gösteriyor. Bu sorumluluklar, kadınları istihdam edilmekten alıkoymakla kalmıyor, aynı zamanda aktif olarak iş aramalarını veya kısa sürede çalışabilir hale gelmelerini de önlüyor. İşsiz sayılmak için bu kriterlerin karşılanması gerekiyor; dolayısıyla işe ihtiyacı olan birçok kadın işsizlik rakamlarına dahil bile edilmiyor.

İnsana yakışır işte cinsiyet dengesizlikleri sadece istihdam ile sınırlı değil. Hem erkekler hem de kadınlar için kırılgan istihdam yaygın olmakla birlikte, belirli türden kırılgan işlerde kadınların oranı daha yüksek. Bu bakımdan, ILO’ya göre kadınların kendi hesabına çalışıyor olmaktan çok kendi hanelerine veya yakınlarının işletmelerine yardım ediyor durumda olmaları daha muhtemeldir. Düşük istihdam oranlarıyla birleştiğinde mevcut kırılganlıklar, kadınların kazançlarını da azaltıyor. ILO verilerine göre, küresel düzeyde erkeklerin emekleriyle kazandığı her dolarak karşılık, kadınlar yalnız 51 sent (0.51 dolar) kazanıyor.

Bölgeler arası fark

İşgücü piyasasında cinsiyet dengesizlikleri açısından bölgeler arasında büyük farklar mevcut. Düşük ve düşük-orta gelirli ülkelerde, işgücü geliri bakımından cinsiyet eşitsizliği çok daha kötü düzeyde seyrediyor. Bu anlamda, kadınların erkeklere göre nispi kazancı sırasıyla bir dolara karşılık 33 ve 29 sent. Yüksek gelirli ve üst-orta gelirli ülkelerde ise sırasıyla 58 ve 56 senttir. Kazançlar arasından bu çarpıcı eşitsizlik hem kadınların daha düşük olan istihdam düzeyi hem de istihdam edildiklerinde daha düşük ortalama kazançlarından kaynaklanıyor.

Türkiye’de durum nasıl?

Kadınlar Günü temasıyla Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yayınlanan ‘İstatistiklerle Kadın 2022’ bülteninde yer alan veriler şu şekilde:

Türkiye nüfusunun yüzde 49.9’unu, yani yarısını kadınlar temsil ediyor.

En az bir eğitim düzeyini tamamlayan 25 ve daha yukarı yaştaki kadınların oranı yüzde 87.3.

Yükseköğretim mezunu olan 25 ve daha yukarı yaştaki kadınların oranı yüzde 20.9.

Yükseköğretim mezunu kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 67.6.

Kadınların istihdam oranının erkeklerin yarısından daha az olduğu görülüyor.

Kadınların istihdamda yarı zamanlı çalışma oranı yüzde 16.4.

Hanesinde 3 yaşın altında çocuğu olan 25-49 yaş grubundaki kadın istihdam oranı yüzde 26.1.

Çalışan kadınların yüzde 67.5’inin işe geliş gidiş için harcanan zamandan memnun olduğunu söylüyor.

Kadın büyükelçi oranı yüzde 27.2.

Kadın milletvekili oranı yüzde 17.3.

Yükseköğretimde görevli profesörler içinde kadın profesör oranı yüzde 33.2.

Yönetici pozisyonundaki kadın oranı yüzde 20.7.

Milliyet | Cem KILIÇ