Bilindiği üzere, Vergi Usul Kanunu’nun; “Teminat Uygulaması” başlıklı 153/A maddesinde, münhasıran sahte belge düzenlemek amacıyla mükellefiyet tesis ettirdiği tespit edilip mükellefiyeti terkin edilenlerin yeniden mükellefiyet tesis ettirmek istemeleri halinde uygulanacak prosedür düzenlenmiştir.
Düzenlemeye göre, bu durumda olanların yeniden mükellefiyet tesisinde; Tüm vergi borçlarının ödenmiş olması, Belirlenen tutarda teminat verilmiş olması, koşulları istenilmektedir.
Öte yandan, maddenin iptal davasına konu olan üçüncü fıkrasının ikinci cümlesinde ve dördüncü fıkrasının üçüncü ve dördüncü cümlelerinde, verilen süre içinde şartların yerine getirilmemesi halinde, istenilen teminat tutarının, verilen sürenin son günü vade tarihi olarak kabul edilmek suretiyle teminat alacağı olarak tahakkuk ettirilmesi, tahakkuk ettirilen teminat alacağının, gecikme zammı uygulanarak 6183 sayılı Kanun uyarınca takip ve tahsili öngörülmüştür.
Yukarıda yer verilen bu hükümler iptal davasına konu olmuş, konuyu inceleyen Anayasa Mahkemesi bu hükümleri Anayasaya aykırı bularak iptal etmiştir. (Bkz: R.G. 12.05.2023 gün ve 32188 sayılı) Anayasa Mahkemesi söz konusu, E:2022/146-K:2023/31 sayılı iptal kararı hükümlerinin Resmî Gazetede yayımlandığı 20.07.2023 tarihinden başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesine karar vermiştir.
Özetlemek gerekirse, vergi dairesi adresinde bulunmayan, aramalara rağmen yoklamalarda cevap vermeyen ve esas olarak sahte fatura düzenlemek amacıyla kurulan bazı şirketlerin, gelir vergisi mükelleflerinin vergi kayıtlarını 213 sayılı VUK 153/A ve ayrıca yine VUK 160/A mad. hükümlerine göre resen kapabilmektedir. Bunun için vergi dairesi bünyesinde oluşturulan bir komisyon Gelir uzmanı, servis şefi, müdür yardımcısı ve müdürden oluşan bir heyet tarafından bu konuda bir tutanak düzenlenmektedir. Bu tutanağa istinaden de mükelleflerin belli koşullarda resen terk işlemleri gerçekleştirilebilmektedir. Söz konusu madde hükmü Anayasa mahkemesinin 16.02.2023 tarihli kararı ile kısmen iptal edilmiştir. Konu son derece hassas bir konu olup, vergi idaresinin söz konusu resen terk hükmünü uygulayabilmesi için ilgili maddedeki şartları ilgili mükelleflerin taşıyıp taşımadıkları hakkında doğru ve gerçekçi bir analiz yapması yasal bir zorunluluktur. Aksi takdirde hem resen terk yapılan vergi mükellefi ve hem de bu mükellef ile ilişkili olan (mal alıp satan) mükellefler bağlı olarak maddi ve manevi pek çok mağduriyetlere maruz kalmaktadır.