Yemek kartları kullanımında karşılaşılan sorunları bu yazı haricinde üç ayrı yazıda izah etmeye çalıştım. Konuyla alakalı temel sorunuSGK yönüyle oluşacak hukuki değerlendirmeyi ve vergi yönüyle olası durumları önceki günlerde yazmıştım.

Yemek kartı serisinin dördüncüsü olan bu son yazıyla da önerilerimi sunmaya çalışacağım. Umarım dikkate alınır.

Öneriler

Ücretlilere verilen yemek ya da yemek bedeli gibi bazı desteklerin hem vergi ile sosyal güvenlik mevzuatı açısından uyumlaştırılması hem de kendi içindeki uygulama farklılıklarının kaldırılması çalışma hayatını daha sağlıklı bir yapıya kavuşturacaktır. Çalışma hayatının sağlığa kavuşmasının yaratacağı en önemli dışsallığın ise milli gelir üzerinde olacağı tartışılmazdır.

Bu nedenle aşağıda zikredilen önerilerin hayata geçmesi hem çalışma hayatının sağlıklı bir yapıya kavuşması adına önemli bir adım olacak hem de yemek kartı sektörünün hem sağladığı istihdam düzeyi hem de milli gelirde yaratacağı katma değeri çarpan etkisiyle artıracaktır.

- Yemek bedeli üç öğün verilmeli

Çalışana verilen bir günlük yemek bedelinin günümüz ekonomik koşullar dikkate alınarak daha makul bir seviyeye çıkarılması önerilmektedir. Zira hem vergi hem de SGK mevzuatının tamamında günlük yemek bedeli ifadesi kullanılmakta bir öğün anlamı çıkmadığından verilen yemek bedelinin üç öğün olarak düşünülüp yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.

- Yemek istisnası tutarı artırılmalı

Enflasyonist ortam da dikkate alındığında tek öğün için verilen yemek bedelinin sağlıklı bir beslenme için yetmeyeceği de aşikârdır. Bu nedenle yemek istisnası tutarının günümüz ekonomik koşullarına göre güncellenmesi hem çalışan açısından hem de harcama tutarları dikkate alındığında KDV hasılatlarına da yapacağı olumlu katkı yönüyle Hazine açısından azımsanmayacak düzeyde olacaktır. 

- Gelir vergisi ve SGK istisna tutarları eşitlenmeli

GVK m.23/8 ve 322 Seri No’lu Gelir Vergisi Genel Tebliği uyarınca gerek nakit gerekse de yemek kartı yoluyla verilen tutarın 2023 yılı için 110 Türk Lirası gelir ve damga vergisinden istisna edilmişken Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü, 02.12.2022 tarihinde 2022/22 sayılı Genelge ile brüt asgari ücretin yüzde 23,65’i prim kazancından istisna edilmiştir. Asgari ücretin son yıllarda yıl içinde de değiştiği dikkate alındığında SGK’nın prim istisna uygulamasını GVK m.23/8’de belirtilen tutarla aynılaştırılması hem hesap karmaşasını hem de mevzuatın sadeleştirilmesi açısından önem arz edecektir.

- Yemek kartı marketlerde de kullanılmalı

Yemek kartı uygulamasında hem Gelir İdaresi Başkanlığı hem de Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından yemek alımı haricinde kullanımında bazı yaptırımlar getirilmiştir. Söz konusu uygulamanın vergisel bazı olumsuz sonuçlar doğuracağı açık olmasına karşın bunun önlemini almak da yine bu kurumların görevindedir. Zira Anayasa m.55/2.fıkra “Devlet, çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri alır.” hükmü amirdir. Bu kapsamda gerek çalışan gerekse de işverenlerin mezkûr yaptırımlarla karşı karşıya kalmaması adına Devlet olarak gerekli önlemleri almak Devletin ve dolayısıyla ilgili kamu kurumların görevidir. Bu nedenle özellikle yemek kartı uygulamasının bu minvalde yaratacağı olası cezai işlemlerin yeniden tesis edilmesi gerekmektedir.

Buna ilaveten gerek GVK m.23/8 gerek 322 Seri No’lu Gelir Vergisi Genel Tebliğ gerekse de SGK’nın 2022/22 sayılı Genelgesinde yemek bedeli olarak nakit tutar verilmesi durumunda çalışanın nerede ve neye harcayacağı hususunda herhangi bir kısıt getirilmemiş iken yemek kartı yoluyla verilmesi durumunda kısıt bulunmaktadır. Bu durumun Anayasanın Eşitlik ilkesi kapsamında tekrardan ele alınması gerekmektedir.

- Düzenlemeler kanunla yapılmalı

Gerek Gelir İdaresi Başkanlığı gerekse de Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı kendi alanına giren uygulamaya dair düzenlemeleri genel tebliğ, genelge, özelge gibi enstrümanlarla kanunilik ilkesinin ruhuna aykırı şekilde yapabilmektedir. Ayrıca birçok düzenlemenin yine Anayasanın eşitlik, ölçülülük, adalet gibi temel ilkeleri de görmezden gelinerek ihdas edildiği görülmektedir. Bu kapsamda yapılacak bu düzenlemelerin hem doğru enstrümanla hem de Anayasanın temel ilkeleri dikkate alınarak yeniden tesis edilmesi gerekmektedir.

- Kayıt dışılığı önleme hedefi göz ardı edilmemeli

Yemek kartı sektöründe faaliyette bulunan firmaların hem sayısı hem de iş hacimleri oldukça önemli bir noktadadır. Söz konusu sektörün varlığı hem ülke ekonomisine katma değer sağlamakta hem de Hazine açısından önemli bir gelir kaynağı olmaktadır. Ayrıca yemek kartı sektörünün varlığı kayıt dışılığı azaltmakta üstelik ilişkili olan diğer kurumlarla yapılan ticari işlemlerin de vergileme sürecine dahil olunmasını sağlayarak bir otokontrol mekanizması yaratmaktadır. Bu kapsamda yukarıda bahsi geçen yemek kartlarına getirilen harcama kısıtının esnetilerek daha rasyonel bir zemine taşınması gerekmektedir. Bu durumun ülke menfaatine olduğu da aşikârdır.