Bugünkü yazımda mali konuların dışına çıkacağım. Okurlarımın hatırlayacağı gibi yıllarca elektrik, EPDK mevzuatı gibi konularda da çalışmıştım.

Haber_Resim_tasarım_Yazar_Cevdet_AKÇAKOCA_2-3

Petrol enerjisi kullanımı, çevre kirliliği, iklim değişikliği gibi konular, bütün dünyada temiz enerjiye dönülmesi çalışmalarını artırmıştır. Ülkemizde de son zamanlar bulunan özellikle temiz enerjinin depolanmasına yarayan maden kapasitesi, devletin de dikkatini çekmiş ki bazı düzenlemeler yapılmaya başlanmıştır.

“7417 Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, 31887 sayılı Resmî Gazete’de 05 Temmuz 2022 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe girdi” Kanun’un 49’uncu maddesi özellikle dikkatimi çekti.

Elektrik piyasası kanununa eklenen 7/9 fıkraya göre biokütle ve jeotermal enerji ön lisans başvuruları konusunda bir tebliğ çıkacaktır.

Elektrik piyasasında üretim yapan firmalar, düzenlemeler yürürlüğe girdikten sonra çıkacak yönetmeliği dikkatle okuyup uygulamalıdır. 21’inci yüzyılda şu anda eğer bir değişiklik olmazsa Avrupa Birliğinde ve dünyanın birçok ülkesinde artık elektrikli araçların üretim ve çalışmasına müsaade edilecek, içten yanmalı motorlar yani petrol enerjisi ile çalışan araçlar yasaklanacaktır.

Yine kanunun 7/10 fıkrası da şöyledir.

(10) Elektrik depolama tesisi kurmayı taahhüt eden tüzel kişilere, kurmayı taahhüt ettikleri elektrik depolama tesisinin kurulu gücüne kadar Kurum tarafından rüzgâr ve/veya güneş enerjisine dayalı elektrik üretim tesisi kurulmasına ilişkin ön lisans verilir. Bu kapsamdaki üretim tesisleri için Kanunun 7 inci maddesinin dördüncü fıkrası hükümleri uygulanmaz. Bu fıkra kapsamında kurulacak tesisler için, ön lisans ve lisans verme koşulları ile tadili ve iptali, yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde teminatın irat kaydedilmesi hususları ve bu kapsamda üretilen elektrik enerjisinin depolama tesisi üzerinden sisteme verilmesi dâhil, uygulamaya ilişkin usul ve esaslar Kurum tarafından yönetmelikle düzenlenir. Bu fıkra kapsamında kurulacak tesisler 5346 sayılı kanunun 6’ncı maddesi hükümlerinden yararlandırılabilir. (Bu madde ile Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Destekleme Mekanizmasından yararlandırılması sağlanmış oluyor.)

Yine 49’uncu maddeye ilave edilen 11 inci fıkra da aşağıdaki gibidir. Kısmen veya tamamen işletmede bulunan üretim tesislerinden elektrik depolama tesisi kurmayı taahhüt eden rüzgar ve/veya güneş enerjisine dayalı elektrik üretim lisansı sahibi tüzel kişilere, kurmayı taahhüt ettikleri elektrik depolama tesisinin kurulu gücüne kadar, lisanslarında belirlenen sahaların dışına çıkılmaması, işletme anında sisteme verilen gücün lisanslarında belirtilen kurulu gücü aşmaması ve TEİAŞ ve/veya ilgili dağıtım şirketinden alınan tadil kapsamındaki bağlantı görüşünün olumlu olması halinde kapasite artışına izin verilir. Bu çerçevedeki kapasite artışları için 5346 sayılı kanunun 6/C maddesini ikinci fıkrasının birinci cümlesi hükmü uygulanmaz. Bu kapsamda üretilen elektrik enerjisinin depolama tesisi üzerinden sisteme verilmesi dahil, uygulamaya ilişkin usul ve esaslar kurum tarafından yönetmelikle düzenlenir. (Maddedeki bu değişiklikle yenilenebilir enerji konusundaki kapasite artışı da destekleme mekanizmasından faydalandırılacaktır deniliyor.)

Yapılan bu düzenleme, bana göre mali konularda yapılan düzenleme kadar hatta daha da önemlidir.

Çünkü modern yaşam, buna bağlı hizmetler ve üretim için elektrik tüketimi giderek daha da önem kazanıyor ve artıyor. Beklenmedik nedenlerle elektrik arzında sorunlar oluşabilir.

Şebekede ani pik çekimler, voltaj değişimi, frekans dalgalanmaları, elektrik şebekesinde sorunlara ve elektrik kesilmelerine sebep olur ve arzu edilmeyen sorunlar doğar. Ayrıca YEK yani yenilenebilir enerji kaynaklarının kendi kaynakları, üretim ve tüketim arasında uyumsuzluklar doğurabilir. Fazla üretilecek YEK üretimde kullanılamayabilir. Ani talep artışında YEK talebi karşılayamayabilir.

Şebekeye verilemeyen elektriğin hazır ve emre amade olarak depolanması çok önemlidir. Dünyada ve Türkiye’de Yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretiminin 2030’a doğru birkaç kat artacağı ve bağlı depolama kapasitelerinin de bunun birkaç kat üzerinde olacağı düşünülmektedir.

Milyonlarca elektrikli aracın yine gerek dünyada ve gerekse Türkiye’de kullanıma gireceğini de unutmamamız gerekir.

Diğer bir şekilde ifade edersek rüzgâr, güneş, jeotermal gibi kaynaklardan üretilen elektriğin depolanması, bu tesislerin çalışması için çok ama çok önemli olacaktır. Elektrik enerjisinin depolanması böylece daha da öne çıkmaktadır.

Elektrik depolama sistemlerini şöyle bir sayalım.

1. Kimyasal ve elektromekanik elektrik depolama sistemleri

a. Bataryalar

aa. Kurşun asit bataryalar

ab. Nikel Kadmiyum Bataryalar

ac. Nikel metal hibrit bataryalar

ad. Lityum İyon Bataryalar

ae. Akışkan bataryalar

af. Sodyum Sülfür bataryalar

ag. Sodyum Nikel Kolorid Bataryalar

ai. Elektrikli çift katmanlı ultra kapasitörler

2. Elektromanyetik depolama sistemleri Manyetik Süper İletkenler

3. Ultrakapasitörler

4. Yakıt Hücreleri

Şeklinde kısaca sayabilirim.

Ülkemizde bu sistemlerin kurulması ve gelişmesi ile ilgili yapılan çalışmaları ise bir başka yazıya bırakıyorum.

Okurlarımın mübarek Kurban Bayramı’nı kutluyorum.

EkoHaber | Cevdet AKÇAKOCA