Deprem, seçim ekonomisi, dış ticaret açığı, cari açık, enflasyon ve bütçe açığı ile boğuşan ülkemizde işler zora girince hemen akla vergi oranlarını artırmak geliyor.
Geçen yıl ek bütçe yapılmıştı, bu yıl da ek bütçe yapıldı. Büyük ihtimal seneye de yapılacak. İktidar, ek vergiler ve oran artışları ile vergi gelirlerini artırmaya çalışıyor. Bu arada muafiyet veya istisna yoluyla alınmaktan vazgeçilen vergi tutarlarını ifade eden vergi harcamalarına ilişkin olarak da çok küçük bir adım atıldı. 2023 yılının tamamında istisna ve muafiyet yoluyla alınmaktan vazgeçilen vergilerin toplamının 994 milyar TL olduğunu hatırlatmak isterim.
Bugün, finansal hesap bilgilerinin vergi amaçlı otomatik değişimi kapsamında Türkiye ile paylaşılan Türk vatandaşlarının yurt dışında bulunan finansal hesap bilgileri esas alınarak yapılan vergi incelemelerinin sonuçlarının kamuoyuyla paylaşılması gerektiğine dikkat çekmek istiyorum.
İNCELENMEYECEK İSE BU BİLGİLER NEDEN ALINIYOR?
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), G20 ve Avrupa Birliği'nin (AB) vergi kayıp ve kaçağının önlenmesi ile vergi uygulamalarında şeffaflığın sağlanmasına dönük çalışmaları sonucunda, ‘Vergi Konularında Karşılıklı İdari Yardımlaşma Sözleşmesi'ni oluşturmuştur.
16 Mayıs 2023 itibarıyla toplam 120 ülkenin taraf olduğu ‘Finansal Hesap Bilgilerinin Otomatik Değişimine İlişkin Çok Taraflı Yetkili Makam Anlaşması'nı (anlaşma) da Türkiye, 2017 yılında imzalamış ve 2019 yılında onaylamıştır.
Gerek kurucu üyeleri arasında yer aldığımız OECD ve G20 kapsamında 2013 yılından başlayarak alınan kararlar ve bunların devamı olarak hazırlanan uluslararası sözleşmeler kapsamındaki yükümlülükleri, gerek vergi kayıp ve kaçağının asgari düzeye düşürülmesinin ekonomik gelişimi için gerekli olması nedeniyle, Türkiye de bu düzenleme içinde yer almıştır.
Anlaşmaya göre; taraf ülkeler, karşılıklılık temelinde, ilgili ülkelerin mukimlerine ait finansal hesap bilgilerini finansal kuruluşlardan toplayıp, otomatik olarak
her yıl ilgili ülkeyle paylaşmak zorundadırlar.
Uluslararası düzeyde vergide şeffaflık sağlanması amacıyla, dünya genelinde banka bilgilerinin gizlenmemesi konusunda uzlaşılmıştır. Sözleşmeye taraf olan tüm ülkeler işbirliği yaparak vergi kaçaklarını en aza indirmeyi hedeflemektedir.
Otomatik bilgi değişimi taahhüdünün yerine getirilmesi hususu; hem OECD hem de Avrupa Birliği nezdinde “kara liste” olarak da adlandırılan vergisel açıdan işbirliği yapmayan veya şeffaf olmayan ülke listeleri ve benzeri uygulamalar ile takip edilmekte ve bilgi değişiminde bulunmayan ülkelere çeşitli tedbirler uygulanması konusunda çalışılmaktadır. Ayrıca ülkelerin otomatik bilgi değişimine ilişkin tutumları, uluslararası finans ve kredi kurumları nezdinde de dikkate alınmaktadır.
Türk vatandaşlarının yurt dışında bulunan finansal hesap bilgileri her yılın eylül ayı sonuna kadar Gelir İdaresi Başkanlığı ile paylaşılmış durumdadır. Bu bilgiler üzerine vergi incelemelerinin başlayıp başlamadığını bilmiyoruz. Bu konuda kamuoyunun aydınlatılması zorunludur. Tam mükellef Türk vatandaşlarının, Türkiye içinde ve dışında elde etmiş olduğu bütün gelirler ile ilgili olarak Türkiye'de beyanname vermesi gerekmektedir. Bu beyan üzerine vergi tahakkuk ettirilecek, yurt dışında ödenen vergiler mahsup edilecektir. En kötümser hesaplama ile Türk vatandaşlarının yurt dışında 150 milyar dolar varlıkları olduğu dikkate alınırsa, finansal hesap bilgilerinden faydalanarak kayıt dışı bırakılan gelirlerin ortaya çıkarılması ve bütçe açığının kapatılmasına katkıda bulunmaları sağlanmalıdır.
UYGULANMAYAN MADDE NEDENİYLE KARA LİSTE TEHDİDİ
Türkiye, 21 Kasım 2021'de kara para aklama ve terörün finansmanıyla mücadele önlemlerinin yetersiz olduğu sonucuna varıldığı için, FATF tarafından tekrar gri listeye alınmıştı. Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 30/7 maddesinde “Dar Mükellefiyette Vergi Kesintisi” başlığı altında; vergi cenneti sayılan yerlerde mukim kurumlara yapılan ödemelerden %30 oranında vergi kesintisi yapılması gerektiğine ilişkin düzenleme yapılmıştır. Bu düzenleme 1.1.2006 tarihinden itibaren yürürlükte olmasına rağmen, Cumhurbaşkanı tarafından vergi cennetleri listesi yayımlanmadığı için, bu kapsamda %30 tevkifat yapılamamaktadır.
Bu husus Avrupa Birliği nezdinde de şikayetlere neden olmakta, Türkiye'nin Avrupa Birliği'nin kara listesine alınması talep edilmektedir. Vergi şeffaflığı için bilgi değişimini kabul edip, 18 yıldan bu yana vergi cennetleri listesini yayımlamamanın açıklamasının olmadığını düşünüyorum. Bu konuda çok düşünmeye gerek yok. OECD'nin vergi cennetleri listesini yayımlayarak, kanun maddesini uygulanabilir hale getirmekte fayda var. Vergi cennetleri yoluyla Türkiye'de vergi matrahları azaltılmakta ve daha az vergi ödenmektedir. Gerek otomatik bilgi değişimi kapsamında verilen bilgiler ve gerekse vergi cenneti ülkelerle yapılan işlemlere uygulanacak stopaj yoluyla dolaysız vergi tahsilatı artacak, her sıkışıldığında başvurulan tüketiciler biraz rahat nefes alacaktır.