31.10.2024 tarihli ve 32708 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan, 52 seri nolu KDV Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin 52 seri nolu tebliğ ile yapılan düzenlemeler, hakkında açıklamalarımız aşağıda olduğu gibidir:

Soru: 52 Seri Nolu KDV Uygulama Genel Tebliği uygulamaya yönelik ne gibi, düzenlemeler ve yenilikler getirmektedir.

Cevap: 52 Seri Nolu Tebliği de yer alan düzenlemelerin çoğu, 7524 sayılı kanun ile, KDVK kanununda yapılan, değişikliklere yönelik olmakla birlikte, mevcut tebliği de bazı had ve limitler, artırılmış ve uygulamaya yönelik olarak, bazı istisna işlemlerin de kapsamlı düzenlemeler yapılmıştır. Bu düzenlemeleri, kısaca ana başlıkları itibariyle, şu şekilde özetleye biliriz.

1- Avukatlık Ücretlerinde, düzenlenecek Serbest Makbuzunun Muhatabı Belirlenmiştir.

Mahkemelerce veya icra ve iflas müdürlüklerince karşı tarafa yükletilen, avukatlara ait olan ve serbest meslek kazancına dahil edilmesi gereken vekalet ücretlerinin davayı kaybeden tarafından doğrudan ya da icra ve iflas müdürlükleri aracılığıyla avukata ödendiği durumlarda serbest meslek makbuzunun davayı kaybeden adına düzenlenmesi gerekmektedir. Düzenleme, 31.10.2024 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bununla, davayı kaybeden tarafın durumu esas alınarak makbuzun düzenlenmesi gerektiği açık biçimde belirlenmiştir. Makbuz düzenlenirken, davayı kaybedenin vergi mükellefi olup olmadığı dikkate alınarak makbuzda GVK m.94 uyarınca tevkifat yapılıp yapılmayacağı belirlenecektir.

Tebliğde, avukatlık hizmeti nedeniyle KDV tevkifatı konusunda bir açıklama yapılmamış olmakla birlikte, idarenin verdiği özelgelere göre makbuz düzenlenen tarafın KDV tevkifatı da yapmak zorunda olanlar olması halinde ayrıca KDV tevkifatı da yapılacaktır.

Diğer taraftan, söz konusu vekalet ücretleri Avukatlık ücret tarifesine göre belirlendiğinden, hükmolunan ücretin KDV dahil kabul edilmek suretiyle serbest makbuzunun düzenlenmesi gerekmektedir.

2- İade İşlemlerinde Teminat veya Vergi İnceleme Raporu/YMM Raporu Aranmaksızın Yapılacak İadelerde Sınır Yükseltilmiştir.

KDV Uygulama Genel Tebliği’ne göre iadenin niteliğine göre belirlenen tutarı aşan iadelerde teminat, vergi inceleme raporu veya Yeminli Mali Müşavir Raporu şartı getirilmiştir. Bugüne kadar bazı iadelerde uygulanmakta olan 10.000,00 ₺’lık sınır 50.000,00 ₺’sına çıkarılmıştır., Düzenleme, 31.10.2024 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Örneğin; Mükelleflerin mal ihracından kaynaklanan ve 10.000 TL’yi aşmayan nakden iade talepleri vergi inceleme raporu, YMM raporu ve teminat aranmadan yerine getirilir. İade talebinin 50.000 TL’yi aşması halinde, aşan kısmın iadesi vergi inceleme raporu veya YMM tasdik raporuna göre yerine getirilir. Teminat verilmesi halinde, mükellefin iade talebi yerine getirilir ve teminat, vergi inceleme raporu veya YMM raporu sonucuna göre çözülecektir.

3) Vergi İncelemesi ile Yapılacak İadeler İçin Belirlenen Genel Kurallar:

KDVK Uygulama Genel Tebliği’nin ilgili bölümlerinde vergi inceleme raporu ile iadenin yapılacağına ilişkin düzenlemelerde iade yine vergi inceleme raporu ile yerine getirilecektir. Tebliğde yapılan düzenleme, vergi inceleme raporunun yerine YMM raporunun kabul edildiği hallerde, rapor veya teminat istenmeksizin yapılacak iadelerde, özel durumu olan mükellefler açısından vergi incelemesine dayanılarak yapılacak iade usul ve esaslarının sebep unsuru açıklanmıştır.

1. Vergi inceleme raporu ifadesi, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 135 inci maddesinde sayılan vergi incelemesine yetkili olanlarca düzenlenmiş raporu ifade etmektedir.

2. Tebliğin ilgili bölümlerinde iade hakkı doğuran işlem türleri itibarıyla iade için belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde mükelleflerin KDV iade taleplerinin teminat veya YMM raporu karşılığı yerine getirilmesi uygun görülen işlemlere ilişkin yapılan kontrollerde tespit edilen eksiklik veya olumsuzlukların verilen sürede mevzuata uygun şekilde giderilmesi gerekir. Eksiklik veya olumsuzlukların verilen sürede giderilememesi halinde iade talebi 15 gün çinde incelemeye sevk edilecek ve düzenlenen vergi inceleme raporu sonucuna göre işlem yapılacaktır. Bu kapsamda incelemeye sevk edilen iade talepleri, iadesi talep edilen tutarın %150’si oranında banka teminat mektubu verilmesi halinde yerine getirilecek, teminat vergi inceleme raporu sonucuna göre çözülecek olup, teminat verilmemesi halinde iade, vergi inceleme raporuna dayanılarak yapılacaktır. Bununla birlikte sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlediği konusunda tespit veya rapor bulunan mükelleflerin iade talepleri, kural olarak vergi inceleme raporu ile yerine getirilecektir.

3. Teminat karşılığı iadelerde, teminatın YMM raporu ile çözülebileceği hallerde, süresi içinde YMM raporu ibraz edilmemesi veya ibraz edilmeyeceğinin belirtilmesi halinde, teminat vergi inceleme raporu sonucuna göre çözülecektir. Bu tür durumlarda idare her hal ve taktirde vergi incelemesine sevk edecektir.

4) Vergi İncelemesi ile Yapılacak İadeler İçin Belirlenen Özel Kurallar:

Tebliğin “A2. İadeleri Vergi İncelemesine Tabi Olanlar” başlığı altında yapılan düzenlemeler mükellef bazında tespit edilen hususlara göre Tebliğin diğer bölümlerindeki usul ve esaslara göre sadece ve sadece vergi incelemesi sonucuna göre iadenin yapılabileceği düzenlenmiştir. Mükelleflerin özel durumu nedeniyle vergi incelemesi ile yapılan iade yönteminden genel esaslara göre iade sistemine geçiş süreci de bu bölümde ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.

Genel kural; 3065 sayılı Kanunun 36 ncı maddesinde, iade hakkı doğuran işlemlerden kaynaklanan iade taleplerinin vergi inceleme raporu sonucuna göre yerine getirilmesinin esas olduğu hüküm altına alındığından, hakkında bu bölümde sayılan olumsuz rapor ve tespitler bulunan mükelleflerin iade talepleri vergi inceleme raporu sonucuna göre yerine getirilecektir. Diğer taraftan, olumsuz rapor ve tespitlerin niteliğine göre belirlenen teminatların verilmesi halinde bu mükelleflerin iade talepleri yerine getirilecek, ancak teminatlar vergi inceleme raporu sonucuna göre çözülecektir.

Vergi İncelemesine Sevk İçin Esas Alınacak Belge, KDV İndirimine Esas Alınan Belgelerdir. Belge, terimine bu tebliğde açıklık getirilmiştir. Tebliğe göre belge; Tebliğin ilgili bölümlerinde belirtilen ve (YMM raporu ve vergi inceleme raporu hariç) iadeye esas teşkil eden belgelerdir. Bu belgeler, üzerinde KDV gösterilen fatura ve benzeri belgeler ile iade hakkı doğuran işlemin niteliğine göre (gümrük beyannamesi, istisna belgesi, yatırım teşvik belgesi, kıymetli maden arama ruhsatı gibi) iade için aranılan diğer belgelerdir. Bunların haricindeki belgelerin, sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge olarak düzenlendiklerine ve kullanıldıklarına yönelik belirlemeler nedeniyle mükelleflerin durumu olumsuz rapor ve tespit kapsamında değerlendirilmeyecektir. Söz konusu belgelerin 213 sayılı Kanun uyarınca düzenlenme, saklanma ve ibraz mecburiyeti bulunan belgeler kapsamında olması bu şekilde işlem tesisine engel teşkil etmeyecektir.

Tebliğde de açıklandığı üzere, aşağıdaki belgelere benzer iade açısından vergi incelemesine alınmasını gerektirmeyecektir.

- Gümrük beyannameleri,

- sipariş mektupları,

-proforma faturalar,

- hakedişler,

- sipariş formları,

- sözleşmeler,

- sigorta poliçesi,

- müstahsil makbuzu

- gider pusulası ve

- sevk irsaliyesi…. gibi.

Öte yandan Tebliğde yukarıda sayılan belgeler ile VUK uyarınca düzenlenen faturalar arasında uyumsuzluk bulunması halinde dahi nihai faturaların veya gümrük beyannamelerinin gerçeğe aykırı olarak düzenlendiği tespit edilmedikçe, sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenlendiği veya kullanıldığı gerekçesi bu bölüm kapsamında işlem yapılmayacak olup genel esaslara göre işlemlere devam edilecektir.

Diğer taraftan sigorta poliçesi, müstahsil makbuzu ve sevk irsaliyesinin gerçeğe aykırı düzenlenmesi ve bunların kullanılması tek başına bu bölüm kapsamında işlem yapılmasını gerektirmeyecektir. Yine, KDV indirimi imkânı tanınan durumlar dışında, 213 sayılı Kanun uyarınca düzenlenmesi zorunlu olan ödeme kaydedici cihaz fişi ile gider pusulasının gerçeğe aykırı düzenlenmesi ve bunların kullanılması da aynı kapsamda değerlendirilerek vergi inceleme sebebi kapsamında değerlendirilmeyecektir. Uygulama açısından oldukça önem arz eden bu düzenleme ile Bakanlık doğrudan KDV indirimine esas alınan fatura, ÖKC fişi vb. belgelerin sahte veya muhteviyatı itibariyle olması halinde vergi incelemesi ile iade usul ve esaslarına tabi olunabileceğini kabul etmiş bulunmaktadır.

Soru:  Yayımlanan 52 Seri Nolu KDV Uygulama Tebliği ile Özel esaslar, veya diğer bir ifade ile, koda girme veya koddan çıkma esasları, yeniden düzenlenmiş olduğunu, biliyoruz. Bu durum, uygulamada nasıl bir etkisi olacaktır.

Cevap: 

Bilindiği üzere, Maliye Bakanlığı,

- Hazine’ye intikal etmemiş ve/veya hayali olarak oluşturulmuş,

- Gerçek bir yüklenime dayanmayan

KDV tutarlarının iadesini önlemek amacıyla ÖZEL ESASLAR adı altında bir sistem ihdas etmiştir.

Yeni KDV Tebliği ile,

- Öteden beri süregelen ÖZEL ESASLAR sistemi yenilendi. Özel esaslara tabi olma istisna haline getirildi, özel esaslara alınma kriterleri belgeye ve işlemin gerçek mahiyetine bakılarak belirlendi, hangi hallerde özel esaslar kapsamına girileceği tereddüt edilemeyecek açıklıkta ortaya konuldu.

- Özel esaslar kapsamındaki sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge tabiri; CEZANIN İŞLENEN SUÇ İLE ORANTILI OLMASI İLKESİ’ nden hareketle SAHTE BELGE ve MUHTEVİYATI İTİBARİYLE YANILTICI BELGE olarak ikiye ayrıldı, her ikisinin tabi olduğu usul ve esaslar ayrı ayrı belirlendi.

- Artık rapora ve somut verilere dayanmadan soyut ifadelere ve şüpheye göre kolay kolay hiç bir belgeye SAHTE BELGE ve MUHTEVİYATI İTİBARİYLE YANILTICI BELGE denilmemesi için düzenleme yapıldı.

- Özel esaslar kapsamındaki BELGE tanımı yeniden yapıldı, artık her belge bu kapsamda değerlendirilmeyecek.

- İdare, mükelleflere, özel esaslar kapsamına alınmadan önce yaptıkları işlemin gerçekliğini delil serbestisi içerisinde yemin hariç her türlü delil ile ispat etme imkânı sağladı.

- Müteselsil sorumluluktan kurtulmada ödeme alternatifleri artırıldı.

- Daha önce girildikten sonra çıkılması hemen hemen imkânsız olan ÖZEL ESASLARDAN (KOD) çıkış otomatiğe bağlandı, çıkış için ZAMANAŞIMI SÜRELERİ belirlendi, belirlenen süreyi dolduranlar başkaca bir olumsuz tespit olmaması şartıyla otomatik olarak KOD’dan çıkıp genel esaslara dönecek.

- İade talebinde bulunan mükelleflerin, KDV zinciri içerisindeki olumsuzluklardan dolayı sorumlulukları, doğrudan mal veya hizmet temin edilen birinci kademe alt mükelleflerle sınırlandırıldı, ikinci alt veya daha önceki safhalardan sorumlu tutulma uygulaması kaldırıldı. 

- Özel esaslardan çıkmada Nihai Yargı Kararı şartı kaldırıldı, artık ilk derece mahkemesinin kararı yeterli olacak.

Özetle, maliye Bakanlığı eski uygulamaya göre, Özel Esaslarla ilgili, yapmış olduğu işlemler ve vergi dairelerinin, mükellefleri Özel esaslara alması halinde ( Mükellefler arasında kırmızı bültene girme diye tabir edilen, liste ) mükelleflerin, vergi yargısına giderek iptal davaları açması halinde, Özel esaslardan, çıkmış olmaktadırlar. Bu konuda açılan bütün davaların, mükellefler lehine sonuçlandığı bilinmektedir. Hazine’nin bu davalarla ilgili, pek çok ücreti vekalet ücreti ödediği bilinmektedir. Bundan dolayı da, idare Özel esaslar yani kodu alma yani koddan çıkma uygulamalarını söz konusu 52 seri nolu tebliği ile, değiştirmiş bulunmaktadır. Öte yandan, Özel esaslarda belge tanımı da değişmiştir. Buna göre, KDV Genel Uygulama Tebliği’nin (E/1.2) bölümünde yapılan açıklamalara göre, özel esaslar kapsamında yapılacak işlemlerde dikkate alınacak belgeler, YMM Raporları ile Vergi İnceleme Raporları hariç KDV iadesine esas teşkil eden belgelerdir. Bu belgeler KDV iadesi doğuran her bir iade hakkı doğuran işlem için farklıdır.

Bu belgeler,

- Üzerinde KDV gösterilen fatura ve benzeri belgeler,

- İade hakkı doğuran işlemin niteliğine göre iade için aranılan diğer belgeler (gümrük beyannamesi, istisna belgesi, yatırım teşvik belgesi, kıymetli maden arama ruhsatı gibi)

Olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.

Bunların haricindeki belgelerin, sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge olarak düzenlendiklerine ve kullanıldıklarına yönelik belirlemeler nedeniyle mükelleflere özel esaslar uygulanmayacaktır.

Söz konusu belgelerin VUK uyarınca düzenlenme, saklanma ve ibraz mecburiyeti bulunan belgeler kapsamında olması, özel esaslar kapsamında işlem yapılmasını gerektirmemektedir. 

ÖRNEĞİN;

- Sipariş mektupları ve proforma faturaların nihai faturalar veya gümrük beyannameleri ile uyumsuz olması halinde, nihai faturaların veya gümrük beyannamelerinin gerçeğe aykırı olarak düzenlendiği tespit edilmedikçe, sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenlendiği veya kullanıldığı gerekçesi ile özel esaslara göre işlem yapılamayacaktır.

- Ya da sigorta poliçesi, müstahsil makbuzu ve sevk irsaliyesinin gerçeğe aykırı düzenlendiği ve bunların kullanıldığı gerekçesi ile özel esaslar uygulanamayacaktır.

- KDV indirimi tanınan durumlar dışında, ÖKC fişi ile gider pusulasının gerçeğe aykırı düzenlendiği ve bunların kullanıldığı gerekçesi ile mükellefler özel esaslar kapsamına alınamayacaktır.

 Soru: Yeni uygulamada, sahte belge düzenlemek amacı ile, vergi kaydı açtıran gerçek ve tüzel kişilerin, akıbeti ne olacaktır?

Cevap: 

Yeni uygulamaya göre, sahte belge düzenlemek maksadı ile kurulan şirketler hakkında, düzenleme raporu veya düzenleme olumsuz tespitlerinin bulunması gerekmektedir. ( VUK Md. 153/A) Bu mükellefler, doğal olarak tespit sonrası, Özel esaslara alınmaktadır. Bu mükelleflerden, yani sahte belge düzenlemek amacı ile kurulan şirketlerden fatura kullanan, alıcı yani müşteri mükellefler de Özel esaslara otomatikman alınmaktadır. Burada, yeni getirilen bir hüküm, mali müşavir veya meslek mensuplarını yakından ilgilendirmektedir. Bu konuda, meslek mensuplarının bundan sonraki işlemlerinde dikkat etmeleri son derece önem taşımaktadır. Şöyle ki, VUK.nun 153/A maddesinin birinci fıkrasında sayılan haller dolayısıyla mükellefiyeti terkin edilenlerin bu fiillerine iştirak ettiği vergi inceleme raporuyla tespit edilen 3568 sayılı Kanun kapsamında faaliyette bulunan meslek mensupları özel esaslar kapsamına alınır ve bu durum meslek mensubunun bağlı bulunduğu vergi dairesince temsil ettikleri tüm mükelleflere bildirilir.

Sahte Belge Düzenlemek Amacıyla Mükellefiyet Tesis Ettirenlere Mal Teslimi ve Hizmet İfasında Bulunanlar

Sahte belge düzenlemek amacıyla mükellefiyet tesis ettirenlere mal tesliminde veya hizmet ifasında bulunan mükelleflerin sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleyicisi olarak özel esaslara alınabilmesi için haklarında düzenleme raporu veya düzenleme olumsuz tespiti bulunması gerekir.

Özetle, meslek mensupları da artık, bu gibi işlere karışmaları halinde, Özel esaslara alına bilecektir. Bu durum, ilgili mali müşavirin, bağlı olduğu Meslek Odasına, bağlı olduğu vergi dairesine ve temsil ettikleri tüm mükelleflere de ayrıca bildirilecektir.  Dolayısıyla, yeni tebliğ önceki uygulamaya göre, Özel esaslara alınmanın zorlaştırıldığını, Özel esaslardan çıkışın ise, basitleştirildiğini söyleyebiliriz. Burada dikkat çeken, en önemli konu meslek mensubunun, üzerine gidilerek adeta bu gibi fiillere karışası halinde hem bağlı olduğu meslek odası hem de vergi dairesi ve en önemlisi diğer müşterilerine de bilgi verilerek adeta meslek mensubu ifşa edilmektedir. Oysa ki, ortada meslek mensubunun, fiilinin bu işlere karıştığı tespit edilmeden ifşa edilmesi doğru bir yaklaşım değildir.

Soru:  Yeni sisteme göre, bir belgenin sahte olup olmadığı, sahte değil ise bu konu da mükelleflere ispat hakkı verilecek midir? Başka bir ifade ile, işlemlerin gerçekliği nasıl kanıtlanabilecektir?

Cevap: 

Önceki uygulamada, özel esaslara tabi tutulma iddiası ile karşılaşan mükellefe idari aşamada fiilinin gerçek ve doğru olduğunu ispatlama imkânı verilmiyor, bu konuda sözlü ve yazılı olarak sunduğu bilgi ve belgeler dikkate alınmıyordu. Mükellefler fiilinin gerçek ve doğru olduğunun ispatını Yargı aşamasında yapabiliyordu. 

Ancak Yeni KDV Tebliği ile; özel esaslara tabi tutulma iddiası ile karşılaşan mükellefe, işleminin gerçek ve doğru olduğunu "delil serbestisi" ilkesi çerçevesinde VUK 3/B maddesine göre ispat imkânı verilmiştir.

Düzenledikleri veya kullandıkları belgelerin sahteliğine veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı olduğuna ilişkin inceleme veya idari araştırma aşamasında mükellefe, söz konusu belgelerin gerçekliğine yönelik deliller ileri sürme imkânı verilir. Aynı şekilde kendileri hakkında olumsuz rapor veya olumsuz tespit bulunmamakla birlikte mal veya hizmet satın aldıkları mükellefler hakkında olumsuz rapor veya olumsuz tespit bulunan mükelleflere de bu imkân sağlanır.

Söz konusu karşı deliller inceleme veya araştırmaya konu iş, işlem ve belgelerle ilgili olmalı ve bir yazı ile idari makama ibraz edilmelidir. Karşı deliller incelemeye başlanmış olması halinde inceleme elemanına, incelemeye başlanmamışsa ilgili vergi dairesine sunulur.

İşlemin tarafları, ilgililer ve mükelleflerin, delillerini bir rapora (örneğin, özel amaçlı YMM Raporu) bağlamak suretiyle ve işlem ve belge ile ilgili olmak koşuluyla ileri sürmeleri gerekir. İşlem ve belgeyle ilgili olmayan iddia ve deliller dikkate alınmaz.

Bu şekilde ileri sürülen iddia ve deliller, inceleme elemanı veya idare tarafından karşı delillerle çürütülmek suretiyle belgenin sahte veya yanıltıcı olduğu ispatlanabilir. Bu durumda ileri sürülen delillerin ele alınıp raporda veya dayanak bir yazı ile çürütüldüğü karşı delillerle açıklanarak mükellef veya ilgili özel esaslara alınır.

Tebliğde yapılan açıklamalara göre; sınırlandırıcı olmamak kaydıyla belgenin gerçekliğini ve doğruluğunu ispatta aşağıdaki deliller kullanılabilir:

İşlem Bedelinin Ödendiğinin Belgelendirilmesi:

Ödeme, iade talebinde bulunan mükellef tarafından ödemeyi tevsik eden belge aslı veya noter onaylı örneği ile tevsik edilebilir.

- Banka aracılığıyla ödemelerde banka dekontu, internet bankacılığı yoluyla yapılan ödemelerde, banka dekontu yerine ilgili banka şubesi tarafından onaylı internet çıktıları ya da mükellefler tarafından ödeme yapılan bankalardan alınan onaylı hesap ekstreleri, 

- 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 785. maddesinin (1) numaralı fıkrası kapsamında düzenlenen çekler (ARTIK HAMİLİNE YAZILI ÇEK İLE YAPILAN ÖDEMELER DE KABUL EDİLDİ)

- Kredi kartı ekstresi (iade talebinde bulunan kişi veya şirkete ait),  

- Tapu devri,

- Kamu kurum ve kuruluşları aracılığı ile yapılan ödemeler (ön ödeme avansı şeklinde kamu kurum ve kuruluşlarının veznesine ödeme gibi),

- PTT aracılığı ile yapılan ödemelerde ödeme sırasında düzenlenecek belge (satıcının veya adına hareket edenlerin adı-soyadı- tüzel kişilerde unvanı ile banka hesap numarası ve vergi kimlik numarası doğru olarak yazdırılmak kaydıyla).

İşlemin yapıldığını ispat edilebilecek diğer işlem ve belgeler.

- İşlemle ilgili taşıma, yükleme, boşaltma, depolama, ambalajlama ve benzeri işlerin yapıldığına dair belgeler.

- Sigorta, vergi, resim, harç, pay, fon gibi ödemeler yapılmışsa bunlara ait belgeler.

Görülmektedir ki, işlemlerin gerçekçiliğinin ispatı açısından, İspat vasıtaları, genişletilmiş bulunmaktadır. Bu durum, yeni tebliğin olumlu taraflarını bize göstermektedir.

Soru: Yeni tebliğde, sahte belge düzenleme raporlarında yer alan asgari içerikler nelerdir? Bu içerikte özellikle, meslek mensupları yani SMMM, YMM ile ilgili ve hatta mükellefin muhasebecisiyle ilgili belgelere de ayrıca yer verilmesi zorunlu hale getirilmiştir. Bu konuları biraz açar mısınız?

Cevap: 

Sahte Belge Düzenleme Raporlarının Asgari İçeriği Belirlenmiştir Ülkemizde bu Tebliğe kadar sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleme raporlarında yer alması gereken kriterler belirlenmemişti. Uygulamada da denetim elamanını insiyatifine göre tespit ettiği delillere göre bu konudaki kanaatini belirlemekteydi. Bu Tebliğe göre;

Bir belgenin sahte olup olmadığı belgeden hareketle yapılacak tespitlere bağlıdır. Buna göre;

- İnceleme dönemi veya incelemeye konu dönemlere ilişkin yoklamalar yapılmak suretiyle mükellefin gerçek bir faaliyetinin bulunup bulunmadığı (ilgili dönem mahalle muhtarı, site yöneticisi ve/veya çevredekilerin mükellefin eylem tarihindeki durumuna ilişkin ifadeleri vb.),

- Belgeye konu mal hareketinin gerçekte olup olmadığının fiili veya kaydi envanter ya da randıman incelemesi, karşıt inceleme ve tespit, nakliye, ödeme/tahsilat vb. kanıtlarla tespiti,

- Ticari ilişkisinin olup olmadığı hususu ve ticari ilişkide bulunduğu firmalar,

- Ortaklık yapısı ve ortaklara ilişkin analizler,

- Muhasebecisine yönelik tespitler,

- Hazine ve Maliye Bakanlığı bünyesinde yer alan, hakkında inceleme yapılanlara ve ticari ilişkide bulundukları mükelleflere ilişkin bilgiler,

- Sahte belge ticareti varsa komisyon geliri elde edilip edilmediği,

- Mükellefiyetle ilgili ödevlerin yerine getirilip getirilmediği

gibi hususlar rapora bağlanmaksızın ya da tespit edilmeksizin bir belgenin sahte olduğu gerekçesiyle mükellef hakkında bu bölüm (IV/A2) kapsamında işlem yapılmayacaktır. Başkaca bir tespit bulunmamak kaydıyla, mükellefler hakkında sadece ihbar veya şikâyet bulunması da yeterli olmayacağından, bunlara dayanılarak, iade talep eden mükellefler hakkında incelemeye sevk işlemi yapılamayacaktır.

Özetle, vergi incelemeleri sırasında, sahte belge düzenleme raporlarında, (SBDR) meslek mensupları ile ilgili, bölümler açılarak bu bölümler de, işin mahiyeti hakkında meslek mensuplarına ayrı sorular yöneltilmektedir. Bu sorular da, meslek mensubunun düzenleme konusu sahte rapor alış verişi hakkında sorular yöneltilmektedir. Doğal olarak bu durum, meslek mensuplarını incitici ve hatta mesleği yapılamaz bir hale getirebilmektedir.

Soru: Geçmiş yıllarda, örneğin 2018 ila 2022 yılları arasında KDV ve Kurumlar Vergisi yönünden matrah artırımı yasaları çıkmıştır. Bu yasalara göre, matrah artırımında bulunan mükellefler için, ne gibi olanaklar yeni tebliğ ile, getirilmektedir?

Cevap: 6736, 7143, 7326 ve 7440 sayılı Kanunlar kapsamında ilgili takvim yıllarında faaliyette bulundukları dönemlere ilişkin olarak KDV artırımında bulunarak bu bölümün yürürlüğe girdiği tarihten önce bu bölümü ihdas eden Tebliğ ile yürürlükten kaldırılan (IV/E-13, 14, 15, 16) bölümlerinde yer alan düzenlemelerden yararlanmış olan mükellefler hakkında, artırım koşullarını ihlal etmemiş olmaları koşuluyla artırımda bulundukları yıl/yıllar için sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanma olumsuz raporu ile sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanma, defter ve belge ibraz etmeme ve beyanname vermeme olumsuz tespitleri kapsamında işlem tesis edilmeyecektir.

Ancak, bu mükellefler hakkında, artırımda bulunulan yıllar için sahte belge kullanma olumsuz tespiti yapılması halinde, Tebliğin (IV/A2-5) bölümünde yer alan hükümler saklı kalmak kaydıyla, sonraki döneme devreden KDV’ye ilişkin düzeltme işlemi neticesinde artırımda bulunulmayan bir yılda tarhiyat yapılması gerekiyorsa, mükellefe olumsuzluklar kapsamında işlem yapılmasa dahi düzeltme işlemi yapılacaktır.

Ayrıca, bu mükelleflerin iade taleplerinde, haklarında olumsuzluk bulunan mükelleflerden alımlarının bulunduğunun tespiti halinde, Tebliğin (IV/A2-11) bölümünde belirtilen hükümler uygulanacaktır. Bu mükellefler de alımları ile ilgili izahat vermek, izahatı yeterli görülmez ise vergi incelemesi sonucuna göre iade almaya hak kazanacaklardır.

Bu bölümün yürürlüğe girdiği tarihten önce, ilgili diğer mevzuatta bu bölümü ihdas eden Tebliğ ile yürürlükten kaldırılan Tebliğin (IV/E) bölümüne yapılmış atıflar, bu bölümün yürürlük tarihi olan 31.10.2024 tarihinden itibaren Tebliğin (IV/A2) bölümüne yapılmış sayılarak, bu bölüme göre işlem tesis edilecektir.

HukukiHaber.net | Av. Nazlı Gaye ALPASLAN GÖRGÜLÜ